Filipinler'e nasıl gidilir, nasıl gezilir? Kapsamlı bir gezi rehberi



 Filipinler hakkında kapsamlı bir gezi rehberi hazırladım. Dilerseniz hepsini teker teker okuyun dilerseniz içindekiler bölümüne bakıp doğrudan sizi ilgilendiren bölüme zıplayın.

Keyifli geziler.

İÇİNDEKİLER ( Güncelleme Mayıs 2016)

Vize. Vize uzatma
Nasıl gidilir? Uçak bileti
Ne zaman gitmeli? Tayfun sezonu?
Dışişleri bakanlığımız ne zaman nereye gitmeyin der? 
Ne kadar harcarım?
Filipinler para birimi 
Filipinler'de nasıl para taşımalı?
Filipinler'in dili ne?
Nasıl gezmeli? Uçak mı? Deniz otobüsü mü?
Nereleri gezeyim?
Manila
Cebu
Bohol ( Tavsiye)
Dumaguate
Siquijor  ( Tavsiye)
Filipinler'de hangi festivaller var?
Filipinler'de ulaşım- Jeepney
Filipinler'de ilginç yemekler ( Muz ketçabı ve kaz yumurtası) 
Filipinler'de savaş bittiğini 30 sene sonra anlayan Japon askerin hikayesi

http://www.simdigezelim.com/p/takip-et.html

Filipinler Genel Bilgi

Filipinler, Güneydoğu Asya'da 7107 adadan oluşan ve nüfusu 100 milyonu aşan  bir ülke. Ülkenin bulunduğu tropik konum dolayısıyla doğak hayat gayet çeşitli. Ülke deniz, dalış, yürüyüş meraklıları için tam bi cennet.

Bu ada ülkesi Türkiye'nin yaklaşık 2.5'ta biri. Ancak ülkede 20 kadar farklı etnik grup var. Filipinler ismini ülkeyi uzun süre sömürge olarak yöneten İspanyollar'ın kralı II. Filip'ten almış. İspanyollar'dan sonra ülkeyi ABD bir süre yönetmiş. Daha sonra Japonlar Filipinler'i istila etmişler, İkinci Dünya Savaşı sonunda ise  ABD tekrar yönetimi ve ülkeyi eline geçirmiş. 1946 yılında Filipinler resmen devlet olmuş.



Ortadoğu ülkelerinden geçtiyseniz geniş bir Filipinli göçmen topluluğu ile karşılaşmışsınızdır, ya da Türkiye'de -sayısı az da olsa- çalışan Filipinlileri görmüşsünüzdür. Sebebi basit ülke nüfusunun 11 milyonu yurtdışında çalışıyor. Ekonomik koşullarını iyileştirmek isteyen halk gurbete çıkmış, böyle olunca ülkede bankadan çok döviz büfesi ve hızlı para gönderme ofisleri var.



Vize ve Vize Uzatma
 
Filipinler, Türklerden vize istemiyor. Girişte geri dönüş biletinize olduğunu gördükten sonra pasaporta 30 gün Filipinler'de kalma izni veren damga basıyorlar. Eğer ülkede 30 günden fazla kalacağınızı biliyorsanız kapıda $50 ödeyerek 59 günlük vize satın alabilirsiniz.

Ya da daha sonra göçmen bürosuna giderek kalış sürenizi yaklaşık $50 karşılığında 59 gün daha  uzatmanız mümkün. Ülkede bu şekilde bir seneye kadar kalabilirsiniz.

 Manila yerine küçük şehirlerdeki göçmen bürolarına gitmeniz öneriliyor, çünkü Manila'da 2 hafta sürebilen işlem küçük bölgesel bürolarda aynı gün sonlanıyor. 

Vize durumu havayollarının vize kontrol etmekte kullandığı bu referans sitesine bakarak siz de görebilirsiniz ( İngilizce): http://bit.ly/1Y7vBfD





Uçak Bileti


THY'nin Filipinler'e uçuşu var ama pahalı. Diğer havayolları daha uygun ücretli. Ucuza bilet bulmak icin  http://www.ekobilet.com/, yabancı olarak http://www.kayak.com/ , http://www.edreams.com/ , http://www.expedia.com/ bakabilirsiniz.


Aktarmalı uçuşların daha ucuza geleceğini unutmayın. Katar havayolları zaman zaman çok iyi indirimler yapıyor, kontrol etmekte fayda var. ucuz gelmek için başka bir yöntem ise Singapur veya Bangkok aktarmalı gelip Filipinler'e ucuza uçan CebuPacific ( http://www.cebupacificair.com/) 'dan bilet alabilirsiniz.

Bilet fiyatları tatil günleri, resmi günler, bölgesel kutlamalar ve bunun gibi nedenlerle günlük olarak değişebilir, bundan dolayı birden çok kaynağa değişik zamanlarda bakmak yararlı olur.

Ne zaman gitmeli?

Filipinler'de her zaman hava sıcak, bunda sorun yok. Ancak Haziran – Kasım arası sıcak ama yağmurlu sezon. Özellikle Haziran - Eylül arası tayfun zamanı ve yağmu yağdığında cidden sel götürüyor. Uçak, gemi seferleri iptal oluyor. Yol kaymalarından dolayı otobüs seferleri de zora giriyor. Ben tayfun sezonunda da ülkede bulundum, her bölge hoş olmasa da fiyatlar çok uygun oluyor.


Filipinlere gitmek için en iyi zaman Aralık-Şubat arası ancak bu sefer de tatil bölgelerinde fiyatlar fırlıyor. Uzun süre kalacaksanız Kasım sonu gidip kalacak yeri uygun fiyata ayarlayabilirsiniz.

Dışişleri Bakanlığı tavsiyeleri
Tayfun kuşağında yer alan Filipinler’in Luzon ve Visayas adalarının kıyıları Haziran-Aralık döneminde doğal afet riski taşımakta olup, seyahat öncesinde vatandaşlarımızın yerel hava durumuna ilişkin güncel bilgileri edinmeleri tavsiye olunmaktadır.

Filipinler’in güneyindeki Minadano’da özellikle Zamboanga yarım adası ve Sulu takım adalarında yabancı turistleri hedef alan adam kaçırma ve fidye isteme olayları yaşanabilmektedir. Bölgeye seyahat edecek vatandaşlarımızın ihtiyatlı olması tavsiye olunmaktadır.




Ne kadar harcarım?

Hostel'de kalmak şehrine göre 3 ila 10 dolara malolur. Oteller 10 dolardan başlar 40 dolarlara kadar tırmanır. Basit esnaf lokantalarında ve sokak satıcılarından 1-2 dolara doymak mümkün. Biraz daha konforlu yerlerde yemek isterseniz ( mesela havalandırması çalışan) 3-5 dolar arası hesap gelir. 

Esas masraflar adalar arasında gezerken vereceğiniz deniz otobüsü ya da uçak biletlerinden kaynaklanır. Hangi bölgeyi ne hızla gezdiğinize göre değişmekle birlikte dar bütçeli yavaş egziler için günde 25-40 dolar, ortalama hızda orta halli otellerde kalarak gezmek için 50-60 dolar günlük harcarsınız.

Aşağıda fikir vermesi bakımında İstanbul ile Manila fiyatlarını karşılaştıran bir tablo var. En son kolon fiyatlar arasındaki yüzdesel farkı gösteriyor. Manila İstanbul'a göre yaklaşık %40 daha ucuz.




Filipinler Para Birimi
 
Filipinler'in para birimi "Filipinler pesosu"dur. Mayıs 2016 itibarıyla 16.75 PHS = 1 Türk lirasıdır.

Filipinler'de Nasıl Para Taşımalı?
 
 Seyahat ederken gezdiğiniz yerleri tanımadığınızdan dolayı hırsızla için daha kolay hedef olursunuz. Tabi hırsızlara hedef olmamak için almanız gereken tedbirler var ( http://www.simdigezelim.com/2011/12/seyahat-ederken-soyulmamak-icin-10.html). İki şey hariç her şeyinizi çaldırsanız da yola devam edebilirsiniz.


Çaldırmamanız gereken iki şey:  1) Pasaportunuz,  2) Tüm paranız.

Bu ikisi olduktan sonra çantanız, fotoğraf makinanız, telefonunuz gitse de bir şekilde tatilinize kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Pasaport gitse elçiliklerde uğraş dur, paranızın tümü gitse ooo evden para gelsin diye banka şubelerinde bilmediğin bir dilde uğraş, dünya kadar telefon parası ver. Bu yazıda  yurtdışında en güvenli şekilde nasıl para taşımalı konusunu özetleyeceğim.

Kısaca yanınızda şunlar olursa, para taşımanız dah kolay ve güvenli olur.

2 ATM kartı

2 Kredi kartı

500 dolar.

Bu kartların ve paranın hepsini ASLA aynı anda üzerinizde taşımayın: günlük çantanıza, sırt çantanıza, bavulunuza, cüzdanınıza ve üzerinizdeki giysi ceplerine dağıtın. Biri ya da bir kaçı kaybolsa bile diğerleri sizin işinizi fazla fazla görür.

http://www.simdigezelim.com/p/takip-et.html


ATM kartı

Tecrübeme göre ATM kartları çoğu zaman en iyi döviz kurunu veriyor: hem de gizlice aldıkları %3 civarı komisyona rağmen. Şöyle ki siz kartınızla yurtdışında para çektiğinizde diyelim normal kur 1 yerel para = 10 TL olsun, banka bunu size 10.3 olarak yansıtıyor, ama buna rağmen gene de ortalamada karlı çıkıyorsunuz. Niye? Her döviz büfesi dürüst değil, her döviz bürosu en iyi fiyatı verecek değil, karşınıza her yerde döviz bürosu çıkmıyor.

ATM kartı kullanırken dikkat etmeniz gerekn bir nokta bazı bankaların "para çekim ücreti" almaları. Örneğin Tayland'da çekim başına 200 Baht ( 6 dolar civarı) bir ücret söz konusu. Bu ücretin etkisini azaltmanın yolu sık sık küçük miktarda para çekmek yerine tek defada yüksek miktarda para çekmek ( tabi geziniz için gerekli olandan fazla çekmeden) ya da ücret almayan bir banka bulmak ( Citibank şu an itibarıyla almıyor). Gittiğiniz ülkede bu konuda internetten araştırma yapın ve doğru bankayı kullanın.

 Kredi kartı

Uçak bileti almak, oda ayırtmak gibi işlemler için kredi kartına ihtiyacınız olacak. Kredi kartınızı güvenilir bir ülkede değilseniz ya da kullandığınız işletmeden emin değilseniz hiç kullanmayın. Vietnam, Bolivya, Afrika ülkeleri vb gibi yerlerde kredi kartınız cebinizde kalsın, başınız ağrımasın. Kart bilgilerinin çalınma olasılığı olan ülkelerde günlük harcayacağınız parayı cebinize koyup fazla bir para olmayan hesabınıza bağlı ATM kartıyla dolaşmak en iyisi. Gerçi nerede sorun çıkacağı hiç belli olmuyor:  benim kredi kartının numarasını ABD'de gezerken çalıp internetten alışveriş etmişlerdi. Uğraştım, geri aldım.

$500 dolar


Bu 500 dolar harcanmak için değil, paranızı çaldırırsanız ya da ATM ve kredi kartlarının geçici ya da kalıcı olarak çalışmadığı durumlarda kullanılmak üzere. Havaalanına indiniz doğruca ATM'y gittiniz kartı taktınız, alette para yok. Saat geceyarısını geçmiş, taksiyle otele gideceksiniz. işte o 500 dolar şimdi işinize yarayacak, bir günlük harcayacağınız kadar doları havalaanında bozdurun. Ertesi gün en yakın ATM'den geri kalan nakit ihtiyacınızı karşılarsınız.

Son bir hatırlatma kaldığınız yerde kasa olsa bile paranızı ve kartlarınızı kilidi ( ve kilitlenmiş)  olan küçük bir çantaya koymadan kasaya  koymayın. Kasaya bir çantaya kilitlemeden koyduğunuz yirmi parçadan biri yok olsa " acaba nereye bıraktım?"  dersiniz, oysa kasaları açması bakın ne kadar  kolay. Otel kasalarının elle veya patatesle nasıl açıldığını görmek için tıklayın.

Filipinler'in dili ne?

Ülkenin iki resmi dili var: Filipino ve İngilizce.  Filipino/Tagolog/Pilipino aynı dilin üç ayrı yazılışı olup Filipinler'in yerel dillerinin ve gramer yapısının İspanyolca ve İngilizceden bir çok kelimeyi ödeünç almasıyla oluşmuş genç bir dildir. İngilizce'yi bilen birileri hemen her yerde bulunur.


Nasıl gezmeli? Tatil mekanlari

Uluslararası uçuşların çoğu Manila ya da Cebu'ya iniyor. Manila karışık, pis ve gürültülü, aynı zamanda iyi lokantaları, gece hayatı ve alışveriş merkezleri ile biliniyor. Yani hoşlanabilirsiniz ama seçici davranmak koşulu ile.



Cebu, Manila'nın küçük versiyonu. Ama yakınlarda çok güzel kumsallar ve beş yıldızlı tatil köyleri burayı daha turist dostu yapmış. Cebu'nun bulunduğu Visayas bölgesi kesinlikler Karayıplere göre daha iyi bir alternatif, kıyılar güzel, yağmur ormanları kısa bir araba sürüşü mesafesinde ve fiyatlar ucuz. Cebu'dan Bohol ve Boracay gibi dünyanın en iyi dalış merkezlerine deniz otobüsü ile geçebilirsiniz. Biraz daha hareketli bir şeyler isteyenler Palawan adasında balta girmemiş ormanlara ya da Manila'nın kuzeyinde Cordillera'da dağlara ve pirinç teraslarına gidebilirler. 

Adalar arasında gezmek için çok seçenek var: deniz otobüslerinden tutun gemilere ve hatta kayıklara kadar. Cebu Pacific şirketinin indirimli biletlerine denk gelirseniz bir saatlik uçuş için $25-30 kadar ödeyerek Filipinlerde uçabilirsiniz. Bazı adalar için bu en ucuz seçenek, gemiden bile ucuz.


Burada size en önemli tavsiyem Filipinler'de ulaşımda aksamaların doğal, yolculukların yavaş olduğunu hatırlamanız ve programınızı çok sıkı yapmamanız. 



Manila


Manila, kendimi düzelteyim, metro Manila'nın nüfusu 12 milyon kadar. Bizdeki gibi büyükşehir belediyesi düzenlemesine gidilmiş, Manila ve civarındaki 16 şehre Metro Manila deniliyor. Sadece Manila dediğinizde ise 2 milyonlu Manila merkezi anlaşılıyor.

Manila, ikinci dünya savaşında en çok yıkıma uğrayan şehirlerden biri. Bundan dolayı şehirde bir kaç küçük istisna dışında tarihi bina görmek mümkün değil. Şehrin turistik bölgeleri Makati -aynı zamanda finansal merkez-, Malate -yeme içme mekanları- ve İntramuros - eski kale ve Rızal parkı- bölgeleri. Manila'da olduğum süre içinde sabahları ve akşamları deli gibi yağmur yağdığı için bu zamanları sokakları arşınlamak yerine alışveriş merkezlerinde geçirdim. Fena da olmadı, şehrin gerçekten çok zengin olan bir kesimini de görmüş oldum. Ülkede gelirin %97'sı nüfusun altıda biri tarafından kontrol edililiyor. Diğer %3 ile nüfusun %80'inden fazlası geçinmeye çalışıyor. Zengin-fakir farkı çok fazla. Bir alışveriş merkezine girin dünyanın en zengin şehirlerinde bulabileceğiniz aşırı pahalı markaların satıldığı mağazaların yanından üst katlara çıkın, genelde yemek yenilen kesimler üst katlarda oluyor, dışarıya bakın: açık lağım, teneke evler, gürültü, duman, sokaklarda çöpler. Makati ve Malate'de dolaşırsanız kendinizi herhangi bir Avrupa kentinde zannedebilirsiniz, kendinize gelmek için mesela Paranaque kesiminde lağım akan nehrin üzerinde sırıklara kurulmuş evlerin arasına atın. Manila, gündüzleri son derece güvenli ve yardımsever ve bir o kadar da meraklı insanların olduğu bir şehir. Ortalama bir Filipinli'nin soru sorma kapasitesi benim cevap verme kapasitemi kat be kat geçiyor: nerede oturuyorsun, ne kadar kazanıyorsun, neden buraya geldin, neden şuraya da gitmiyorsun? ısınma turlarında sordukları sorular. Hani olurda bu sorulara dayanabilir ve vaktinde cevap yetiştirebilirseniz, bu kez -herhalde cesaret alarak- kızlarımız çok güzel niye birini bulmuyorsun ve daha ilerisi soruları geliyor. Geceleri Manila'nın her yeri güvenli değil, demin anlattığım zengin-fakir farkından dolayı, özellikle turist bölgeleri için, tek başına sokaklarda dolaşmak tavsiye edilmiyor.

Manila'da ulaşım insanı yoruyor: sıcak, duman, kalabalık. Jeepney'lerin her yeri neyseki açık ve püfür püfür. Her ne kadar dışarıdan bakan biri için - yani ben- bütün jeepneyler aynı gözükse de durakta bekleyen biri hemen beni "jeepney terminoloji" ile tanıştırıyor. Eğer gidiş ücretini araçta şoför ödersen, o bir "jeepney". Eğer parayı araca binmeden önce durakta ödersen "multi cab". Parayı önceden ödersen ve havalandırması varsa "metered cab". Parayı araçta ödersen ve havalandırması varsa air FX. İşin biraz karışık kısmı taksilere de metered cab ya da metered taxi diyorlar.

Manila'nın gece hayatı çok canlı. Genelde yabancı -altmış yaşın üstü, bekar ve yerel arkadaşı olan- erkeklere göre düzenlenmiş bir çok yer var. Bu eğlence mekanları Malate bölgesinde yoğunlaşıyor, kaldırımda bir bara davet edilmeden iki adım atmak zor.
Cebu


Manila'yı sona bırakarak Filipinlerin güneyindeki Visayas bölgesinin başkenti Cebu'da gezimize başlıyoruz.



Cebu sakinleri kendilerini "Manila'nın yaşanabilir versiyonu" olarak tanımlıyorlar. Şehrin merkezi alışveriş merkezleri ve fiyakalı işyerleri ile bezeli. Merkezden limana doğru yürüdükçe şehrin orta kesiminin yaşadığı karmaşık ve bakımsız caddelerden geçerek limana varıldığında ortam iyice kalabalıklaşıyor. Dilenciler, yerde yatan ayyaşlar, onların üzerinden yüzlerine bakmadan zıplayıp geçen yayalar ve mallarını kaldırıma çıkarıp yolu tıkayan yüzlerce dükkanın arasında sıcak ve nemli havada ter atarak limana varıyorum. Pek bir numarası yok, bildiğiniz "gece gelirsen biz sana yapacağımızı biliriz" tayfası gelen geçeni -özellikle turistleri- kesiyor, arada kaldırımda biralarını yudumluyorlar.


Limandan şehrin büyük pazarlarından Karbon Pazarına gitmek için bir Filipinli icadı olan "jeepney"'e biniyorum. İkinci dünya savaşı sonrası Amerikalılar Filipinlerden askerlerinin çoğunu geri çekerken kötü durumdaki Jeep'leri bırakmışlar. Filipinlilerde bu Jeep'leri uzatarak arka kısmında yolcu taşınacak hale getirmişler. Bu alışkanlık sonra da devam etmiş, artık jeepleri değil kamyonetleri değiştirerek yolcu taşıyorlar, sıcak havada püfür püfür iyi oluyor.

Cebu'da kaldığım yer liman ile alışveriş merkezleri arasında sessiz bir sokakta. Gece bir şeyler yemek için dışarı çıktığımda ana caddelerden birine dalıyorum: caddede bir çok striptiz bar var, yabancıların çokluğu dikkat çekici. Yabancılar genelde erkek ve bir Filipinli kadınla gayet samimi olarak caddeden geçiyorlar. Filipinlerde daha sonradan çok rastlayacağım ve yereller tarafından teşvik edilen bir durum bu: yaşlı yabancı erkek ve genç Filipinli kadın beraberliği, mümkünse evliliği. Şehirde bindiğim bir taksi şoförüne ne kadar çok yabancı erkek var dediğimde, ne dediğimi daha çok açmadan anlıyor ve açıklıyor: " Ekonomi iyi değil, yabancı erkeklerde para var. Evlenenin geleceği kurtuluyor. Genç Filipinli kadınlar olabildiğince yaşlı batılı erkekleri tercih ediyorlar. Erkek ölünce mirası kadına kalıyor, ne kadar yaşlı o kadar iyi. Özellikle erkeğin Filipinlerde ev almasını istiyorlar, çünkü yabancıların mal edinmesi yasak, ev Filipinli kadın üzerine yapılıyor. Sonuçta erkek emekliliğini iyi geçiriyor, kadın iyi yaşıyor. Herkes mutlu. "

Cebu'nun turistik mekanı Mactan adası. Uluslararası birçok otel zinciri bölgeye demir atmış, çok da iyi yapmış. Güzel bir ada, kumsal dar da olsa fazla insan yok ve tertemiz.

Filipinlerde ideal dolaşma şekli adadan adaya gemiyle geçip birkaç gün çevreyi görmek ve oradan başka bir adaya devam etmek. Bizde öyle yapacağız, gelecek durağımız hızlı deniz otobüsü ile 3 saat uzaktaki Bohol adası.
Bohol adası
Bohol adası Cebu'ya göre daha keyifli daha yeşil daha sakin... Dahası çok. İç kesimlerinde yüksek tepeler ve yağmur ormanları var. Adada yollar şaşılacak kadar iyi bakımlı.

Bohol'un ana limanı Tagbilaran şehri. Cebu'ya kıyasla oldukça küçük, şehirde ana ulaşım aracı üç tekerli motorlar. Şehir içindeki bütün mesafelere üç-tekerli ile gidiş bizim paramızla 20 kuruş kadar. Loboc nehrine gitmek için üç tekerlilerden birisiyle saati 2 dolara anlaşıyorum. 5 saat dolaşsam 10 sadece 10 dolar: Filipinler çok ucuz demiş miydim? Başka bir seçenekte taksi tutup 40 dolara rahat rahat dolaşmak.

Bu ada tam gezilecek. Benden tavsiye : çok iyi.
Tagbilaran
 Bohol adası genelde güzel ama, ana şehri pek öyle değil.

Tagbilaran şehri Filipinleri Visayas bölgesinde Bohol adasının en önemli iki limanından biri. Şehir çok tipik bir aşırı hızlı büyümüş Asya şehri. Tercüme edeyim: karışık, gürültülü, bol trafikli, fazlasıyla dinamik ve en önemlisi uğranmasa da olur.Şehrin hemen 2 km dışına çıkınca cennet gibi bir doğa sizi anında buyur ediyor ama şehir içi tam tezat. Bohol adasında bir şey yapacaksanız Tağbilaran'dan yolunuz geçecek demektir. Şehri biraz dolaştıktan sonra oturdum bu yazıyı yazdım. Ana fikir " illa Tağbilaran'da kalmanız gerekmiyorsa, devam edin daha iyi yerler var".

Ha şehirde göreek hiçbir şey mi yok. Olmaz olur mu? Oturun caddede geçenleri seyredin, yakındaki fuar alanında bir şeyler yerken yemeklerin neden yapıldığını anlamaya çalışın. Tük tük sürücülerinin bitmeyen "süreyim mi abiiii" tekliflerine kulak kapayın.Şehrin katedralinin sabah akşam dopdolu olan halini bu ülkeye Katolikliği getiren İspanya'daki kiliselerin boşluğu ile karşılaştırın. Velhasıl yapıları geçip Filipinlileri inceleyin biraz.
Dumaguate ( Doğu Negros bölgesi)

 Bohol'dan kısa bir gemi yolculuğu mesafesinde Negros adası var. Adanın en canlı şehri Dumaguete. Dumaguete şehri bu canlılığını 1901 yılında kurulmuş olan Silliman üniversitesine borçlu.

Gündüzleri üçteker gürültüsünden kaçmak zorunda kaldığınız şehir merkezi akşam olunca birden değişiyor. Şehir parkında vals yapanlar, deniz kenarında sohbet edip yürüyese çıkanlar ve denize bakan restoranlarda akşam yemeğine gelenler şehre hoş bir hava veriyor.


Özellikler şehrin kordon boyu akşamları çok ama çok canlı ve denize karşı akşam yemeği için ideal. Dumaguete'nin yakınlarında Apo adası dalış merkezi olarak ününü hakediyor. Şnorkel ya da tüple dalış için hem çevre güzel hem de fiyatlar hesaplı. Bu haliyle Filipinler Karayıplerin doğal güzelliğinden daha fazlasına sahip, altyapısı biraz daha iyi olsa çok daha fazla turist çekebilir.

Filipinliler Karaoke'ye çok meraklılar. Karaoke barları en küçük kasabalarda bile var. Alışveriş merkezlerinde karaoke yapılması hem ilginç hem -kulağa- acı verici bir durum: bir tişört, ufak pizza ve üzerine iki şarkı söylemeden alışveriş merkezinden çıkmak yok. Televizyonda da iki karaoke kanalı var, bazı açık hava bira bahçelerinde geceleyin karaoke kanallardan birine ayarlanan televizyona eşlik eden onlarca çakırkeyif oluyor. Kanallardan birinde yarı çıplak şekilde araba yıkayan bir hatunun yaptığı seksi hareketlerin üzerine Beatles'tan " Yesterday" çalınıyordu, bağlantıyı kuramadım ama karaokem söyleyeceğim geldi :)


Siquijor


Siquijor adası Filipinlerin Visayas bölgesinde 90,000 nüfuslu küçük bir yer. Adada toplamda 6 şehir ( valla Filipinliler bu adada ana caddesi olan yere şehir diyorlar, ben de onlara uydum) var ama nüfusun çoğu kırsalda yaşıyor.
Siquijor'lular zamanında  büyücülük yaparlarmış, geleneği takip edenlerin sayısı çok düşmüş ama adı kalmış. Filipinliler adayı daha çok bu yanıyla tanımaya devam ediyor. Aklımdayken Siquijor'un okunuşu hafif sakat, diliniz bir sürçse bu adaya kimse gelmek istemez: Siquijor, siki-hor şeklinde okunuyor.
Ada, Filipinlerde en iyi dalış noktalarından biri olarak gösteriliyor ancak geldiğiniz mevsime göre sudaki görüş mesafesi çok farkedebiliyor. Örneğin bu aralar fırtınaların getirdiği parçacıklar yüzünden deniz genelde bulanık.
Adada yapılabilecek en güzel şeylerden biri günlüğü 250 pesoya ( 9 lira kadar) bir motor kiralayıp etrafı turlamak. Gerçekten çok yeşil ve güzel bir yer. Halkı da her daim gülmeye ve size yardımcı olmaya hazır.


Son iki fotoğrafı gel-git sırasında kıyıda çektim. Okyanus kıyısında bir yere giderken aklınızda olsun deniz günün yarısında çekilmiş oluyor, bizim denizler gibi canın istediği zaman bir dalıp gelmek yok yani. Örneğin Siquijor da şu sıralarda deniz saat gündüz 10:00 gibi çekiliyor ve 17:00 gibi yavaştan geri gelmeye başlıyor: sanki mesaisi var.

http://www.simdigezelim.com/p/takip-et.html

Filipinler'de ulaşım



Filipinler'de ulaşım için yukarıda gördüğünüz Jeepney'ler çok popüler. İlk Jeepney İkinci Dünya Savaşı sonrası ülkede kalan ABD ordusuna ait Jeep'lerin kasasının uzaltılması sonucu ortaya çıkmış.

Jeepney'lerin giriş, çıkışları arkadan ama orada kapı yok, en arkada oturanın biraz dikkatli olması lazım. Jeepney'ler bizim minibüs mantığıyla çalışıyorlar, özellikle küçük yerleşim birimlerine Jeepney ile gidenlerin araç dolana kadar geçecek ( 5 dakika? üç saat?) süreyi göz önüne almaları gerek.

Filipinler'de hangi festivaller var? 

 Filipinliler eğlenmeyi seviyorlar ve denk gelirseniz festivalleri de oldukça hareketli. Bol bol fotoğraf çekmek için şu festivallerden birine gitmeyi düşünebilirsiniz.



Filipinler'de ilginç yemekler
   
Muz ketçabı

Gittiğim ülkelerde marketleri gezmeyi seviyorum. Hem hızlı bir şekilde fiyatlardan haberiniz oluyor ve kazıklanma şansınız azalıyor, hem de ülke hakkında turistik yerleri ziyaret ederek öğrenemeyeceğiniz bir çok şeyi marketlerde iki dakikada kapıyorsunuz.  Filipinler'de Negros adasında Robinson's marketi dolaşırken insanlığın uzzzzuuun süreden beri cevabını aradığı dev soruya cevap buldum: "muzdan ketçap olur mu?".

Olur.

Olmuş bile. Filipinlerde muz bol, domates az.  Yemeklerde domatesten çok muz kullanılıyor. Eee o zaman muzdan ketçap niye olmasın?  Afiyet olsun.


Tamam, muz ketçapına mantıklı bir açıklama yapabildiğimi düşünüyorum. Peki buna ne demeli?  Yosun ezmeli süt? Üzerinde kocaman tedavi edici özellikleri olan yosundan yapılma diyor. Küçücük yazılarla da "bu iddia henüz bilimsel olarak kanıtlanmadı" yazıyor.  Mideye, deriye, bağırsaklara, karaciğere, oraya buraya, bağışıklık sistemine iyi geliyormuş.  Sen neymişssin be Lacto Pafi. İçelim güzelleşelim o halde diyorum. Daa.. meret yeşilimsi gri renkli süt be kardeşim.




  Rafadan kuluçka kaz yumurtası






Laos, Kamboçya, Vietnam ya da Filipinlerde dolaşırsanız sokakta pişmiş yumurta satanlara sık rastlarsınız. Atıştırmalık olarak satılan rafadan ya da yağda yumurta öyle pek akılda kalmaz. Ama başka bir pişmiş yumurta cinsi var ki biraz zor unutulur: "Balut" adı verilen bu yumurtalar döllenmiş ve içinde embriyosu büyüyen  yumurtaların kaynamış hali. Balut'u hazırlamak için kuluçkaya yatırılan kaz yumurtaları 10 gün kadar sonra seçilir, içinde embriyo olduğundan emin olmak için güneşe tutulur. Eğer yumurtanın içinde gölge yapan bir kitle varsa döllenme gerçekleşmiş demektir, bu yumurta damak tadına göre pişirilir. Demiştim size bu lezzet unutulmaz diye :)


Hiroo Onoda'nın 30 Sene Süren Dünya Savaşı ( Japonya, Filipinler)

Hiroo Onoda Japon kültürünün tabanında yatan görev ve sorumluluk duygusunun en aşırı bir örneği olarak bu yıl başında vefat etti. Hiroo Onoda hikayesi çok ilginç: Hiroo, kendisine verilen görevi yerine getirmek için 2. Dünya savaşı bittikten sonra tam 29 sene boyunca saklanmaya ve "askeri" görevlerini yerine getirmeye devam etmiş. Vefa duygusu? İnatçılık? Boşa çaba? Dilerseniz yazıya bir göz atın.


Kaynaklar:  http://www.dunyabulteni.net/haber/270313/bu-japon-askeri-ii-dunya-savasini-30-yil-daha-surdurmustu

BBC News ( video)

http://en.wikipedia.org/wiki/Hiroo_Onoda

Hiroo Onoda, 19 Mart 1922 ‘de Japonya’da doğmuştu. 17 yaşındayken, Çin Tajima Yoko Ticaret Şirketi için çalışmaya başlamış,  20 yaşına geldiğinde, Japon İmparatorluk Ordusu’na alınmıştı. Onoda, burada, “Nakano Okulu” komando sınıfı “Futamata” da bir istihbarat subayı olarak eğitilmiş ve 26 Aralık 1944 günü, Amerikan mevzilerine sızıp sabotajlar düzenlemek üzere Filipinler’in Lubang Adası’na gönderilmişti. Komutanı Onoda’yı görevlendirirken: “Kesinlikle intihar etmeyeceksin. Belki üç yıl sonra, belki de beş yıl sonra olacak, ama ne olursa olsun, seni almaya geleceğiz. O zamana dek, yalnızca bir tek askerin kalsa bile, ona komuta etmeye devam et.” Demiş yani hiçbir şart altında teslim olmaması ve yeni bir emre kadar başının çaresine bakmasını emretmişti.


Teğmen Onoda da bunu yaptı. Savaş sonra erdikten sonra 30 yıl daha çarpıştı. Bu süre boyunca zaman zaman savaşın bitmiş olabileceğine ilişkin işaret ve bilgilere rastlamış, adalara Japonya’nın teslim olduğunu bildiren kâğıtlar atılmıştı. Bunların altında Japon Genelkurmay Başkanı’nın imzası da vardı. Ancak her defasında bunun bir Amerikan propagandası olduğunu düşündüğü için direnmeyi sürdürmüştü.
Çünkü “Bir Japon olarak Onoda bir takım varsayım ve inançlara sahipti. Onoda’nın, “Teslim Olmak Yok: Otuz Yıllık Mücadelem” adlı kitabında anlattığı gibi, Japonlar, Japonya’nın “tanrılar ülkesi” olduğu için yenilemeyeceğine inanmaktaydılar. Onoda “100 milyon canımız onura feda olsun!” sloganı kulaklarında çınlayarak askerlik görevine gitmişti. Bunun anlamı, Japonların asla teslim olmayacakları ve son kadın veya çocuğun ölümüne dek mücadeleyi sürdürecekleriydi. Bu inançla aşılanan Onoda, Japonya’daki savaş sonrası hayatla ilgili haberlerin yalan olduğunu “biliyordu.” Onoda bu bağlamdaki düşüncesini, “Bir tek Japon hayatta kaldığı sürece Japonya’nın teslim olmayacağına içtenlikle inanmaktaydım. Aynı şekilde, yaşayan bir tek Japon kalmışsa, o zaman Japonya’nın teslim olmadığı anlaşılmıştır” diyerek anlatacaktı. Onoda ve arkadaşlarını ikna etmeyi amaçlayan broşürler uçaklardan adaya atılıyordu.  “Kayıp” askerleri kurtarmaya çalışan Japon arama ekipleri adadan ayrılırken Japonca gazeteleri ormanda bırakıyorlardı. Gazetelerle broşürlerde Japonya’nın değişmiş askeri durumu ve uluslararası ilişkileri hakkında bilgiler bulunuyordu.
Gerçeği öğrendikten sonra, Onoda yaptıkları bu durum hakkında, “Amerikalıların bizi aldatmak için özgün Japonca gazete haberlerini değiştirmekte olduklarını, bizimse bu aldatmacaların foyasını çıkardığımızı sanıyorduk” diyecekti. 1959’a kadar Onoda ve yanında sağ kalan tek asker arkadaşı, Kozuka, bu hayal ürünü dünya düzenini tamamıyla benimsemişlerdi. Onoda, bu durumu şöyle anlatacaktı: “O zamana kadar öylesine çok sabit fikrimiz oldu ki, bu fikirlere uymayan hiçbir şeyi anlayamıyorduk. Düşüncelerimize uymayan herhangi bir şeye rastladığımızda, hemen istediğimiz anlamı taşıyacağı şekilde yorumluyorduk.”


İşte bu şartlar ve zihin dünyasında Onoda savaşını sürdürüyor, giderek azalan cephanesini korumaya çalışıyordu. Adada ilk yıllara, öteki Japon gerillaları ile görüşmekteydi. Ama bunlar da birer ikişer ya teslim olmuş ya da ölmüşlerdi. Sonunda Onoda, tek başına kalmış ve ortaya da çıkmayınca Aralık 1959’da resmi makamlarca ölü olarak ilan edilmişti.
Bu durumdan habersiz olan Teğmen Onoda, yerinin bulunmaması için sık sık mağara değiştirmiş,  Amerikalılarla işbirliği içinde olduklarını düşündüğü yerel halk ve polisle çatışmış, hayvanları çalıp, ekinleri ateşe vermişti. Adada bulunduğu süre boyunca 30’dan fazla insanı öldüren, 100’den fazlasını da yaralayan Onoda’yı ne Amerikalı askerler, ne Filipinli polisler, ne adadaki yerlilerinin düşmanlığı ne de Japonların defalarca gelen arama ekipleri yolundan döndürememişti.
Böylece yıllar geçti ve 1974’te, adaya ayak basışından tam 30 yıl sonra Lubang’a bir Japon öğrencisi geldi. Norio Suzuki adlı bu öğrenci Filipinler, Malezya, Singapur, Myanmar, Nepal ve bölgedeki diğer ülkelere seyahat etmek üzere ülkesinden ayrılmıştı. Gazetelerden kayıp askerler hakkında pek çok haber okumuş olan Norio Suzuki, Hiro Onoda’yı karşısında görünce onu Japonya’ya geri götürmek istedi.

Ancak Onoda silahını bırakma emrini ancak komutanı, Binbaşı Yoşimi Taniguchi’den alacağını söyleyerek bütün ısrarlarına rağmen gelmeyi reddetti. Bunu üzerine Japonya’ya dönen Norio Suzuki, artık kitapçılıkla uğraşan eski Binbaşı’yı bularak Filipinlere getirdi. Karşısında 30 sene önceki komutanını gören Onoda, nihayet ikna olmuş ve onun emriyle, çalışır durumdaki Arisaka Type 99 marka tüfeğini, tüm cephanesi, üniforması ve kılıcıyla beraber eski Binbaşı Taniguchi’ye teslim ederek 10 Mart 1974’te II. Dünya Savaşı’nı sona erdirmişti.
1974’ün ilkbaharında Hiro Onoda, Filipinler’in Lubang adasındaki ormandan çıktığında, dünyaca meşhur olmuş, Filipin Devlet Başkanı Ferdinand Marcos, Lubang Adası’nda kaldığı süre boyunca işlediği suçları affetmişti. Japonya’ ya dönen Hiro Onoda ve bir kahraman gibi karşılanmıştı. Daha sonra Brezilya’ya taşınınan Onoda, Mayıs 1996’da, bir kez daha o 30 yıl boyunca sakladığı adayı görmek için Filipinler gitmişti.




Ilgili konularda bloğumda daha cok bilgi var.Yukaridaki bilgilere ek olarak yurtdisinda ucuz ucak bileti ve ucuz otel bulmak uzerine tavsiyeler icin bu blogun diger sayfalarina gidebilirsiniz. Yurtdisinda ucuz tatil yerleri ile ilgili kisa bir notta blog iceriginde.





----------------------------------------------------

Gezdiğim 130+ ülkeden seyahat fotoğrafları ve gezi notlarını bu blogda sık sık güncelliyorum. Siz de simdigezelim.com'a üye olan binlerce kişiye katılın ve içeriği kaçırmayın. 

  1. Abonelik için buraya gidiniz. 
  2. Vaktiniz varsa simdigezelim.com'daki içerikten yola çıkarak yazılan üç kitaba göz atıverin.
  3. Hatta "Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer" kitabımı şuradan ücretsiz indirin. 

10 yorum:

  1. merhaba öncelikle teşekkürler yazın için . şöyle bir sorum olacaktı orneğin cebu gidicem fakat tour şirketiyle gitmek istemiyorum bireysel gitmek istiyorum sadece passport yeterli oluyormu ? birde uçak biletlerine baktığımızda hep dubai aktarmalı falan bu durumda dubai için vize almak gerekiyor mu ?

    YanıtlaSil
  2. evet mardinli ben de aynı şeyleri merak ediyorum

    YanıtlaSil
  3. ben filipinlerde 2 sene kadar kalmak istiyorum vize yi türkiyedenmi almam gerekiyor yoksa filipinlerdenmi

    YanıtlaSil
  4. bilgi almak isteyen arkadaşlar bana ulaşabilir..

    YanıtlaSil
  5. Filipinler sadece 21 gun vize veriyor,daha fazla kalsaniz bile paray odeyerek vizenizi uzatabiliyorsunuz.Niye 2 sene kalmak istediginizi anlamadim.Cebuya gelirseniz ugrayin.Lapu Lapu city.Pajo terminali arkasi.

    YanıtlaSil
  6. mendosa isimli arkadasa

    simdi neredesiniz
    cebudamisniz

    sizinle gorusebilirmiyim
    l.honey51@yahoo.com

    YanıtlaSil
  7. Ben Şuan filipindeyim Qatar Hava yolları iyi bir tercih Tek pasaport alın ve gelin Ben girişte hiç bir sorun yaşamadım Sadece ilk girişte ne kadar kalacağınızı sorularlar Geri gönüş bileri kesin olacak diye bir şey yok ben buraya geldiğimde geri dönüş biletim yoktu 21 gün sonunda 3030 peso yani yaklaşık 150 tl ye 38 gün olarak vizenizi uzatabiliyorsunuz 21 günden sonra uzatırsanız yaklaşık 50 tl ek olarak fazla ücret ödüyorsunuz. Açıkcası benim sorum Ben burada çalışma vizesi almak istiyorum ama pilipinli kızla evlenmek istemiyorum sanırım geçerli bir bahanem olması gerekiyormuş burada kalmak için planim burada bi restorant açmak şuan naga city (bicol) de ikametkah ediyorum eğer türk varsa ulaşabilir bana. Ve bu konuda bilginiz var ise lütfen bana ulaşın nasıl çalışma vizesi alacağım ( hsyndundar@gmail.com) sorularınız varsada yardımcı olabilirim teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben. 8 Ayin. 15 de. Filipinlerde. Gidip. Orada. Bir. Is. Yeri. Acmak. Istiyorum. Nasil. Ve. Ne. Yapmam. Lazim. Bir. Is. Yeri. Acmak. Icin. De leten. Ne. Kadar. Visa. Almam. Lazim. Bu. Visayi. Oradan. Nasil. Alininir. Kac. Yil. Calisma. Izni. Veriyor.

      Sil
  8. gezi için ne güzel bilgiler veriyorsunuz

    YanıtlaSil
  9. Merhaba,
    Balayı için filipinlere gitmeyi düşünüyoruz, Eylül başı yağmurlu döneme denk geliyormuş. Hergün yağmur mu yağıyor yine de gitmemize değer mi?
    Teşekkürler,

    YanıtlaSil

Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...