Komor Adaları'nın Başkenti Moroni

Gelelim bu gezinin dördüncü adası Komor'a. Yaklaşık 750,000 nüfuslu bu ada devleti varolduğu 37 yılda yirmiden fazla darbe veya darbe teşebbüsü geçirmesi ile tanınıyor. 

Komor devleti kendine göre dört adadan oluşuyor, ama adalardan  biri ( Mayotte) tutturmuş ben senden değilim diye. Her Komor haritasında Mayotte görülmesine rağmen Komor devletinin bu ada üzerinde hiçbir etkisi yok. Komor bağımsızlığını ilan ettiği 1975 yılında Mayotte adası yaşayanları Fransız yönetiminde kalmak istemişler. Sonra Komor'un ısrarlarına ve zaman zaman adayı zorla almaya kalkmalarına rağmen Fransız yönetiminden çıkmamakta kararlı kalmışlar.

Başkent Moroni'nin bulunduğu Büyük Komor adasının ismi Arabça "Kamer" yani Ay 'dan geliyor. Afrika kıyılarındaki bu ada 7.yy.dan itibaren Arap etkisine açık olmuş ve Arap yarımadasıyla yakın ticaret ilişkileri içinde olmuşlar.
















Madagaskar ve Hindistanla da ticaret yaptıkları için oraların kültüründen bir şeyler kapmışlar. Sonuçta Arap kültürünün etkisinin fazla olduğu Afrikalı ama biraz Hintli biraz da Madagaskarlı yani Komorlu bir kültür ortaya çıkmış. Ülke 90 sene kadar Fransız sömürgesi olduğu için kültüründe Fransa'dan da parçalar var.  İki Komorlu arasında bir anlaşmazlık olduğunda bu sorun a) Komor kanunları, b) İslam Hukuku, c) Fransız Hukuku veya d) Yerel Yönetimlerin Geleneksel Hukuku'nda biri kullanılarak çözülüyor. Yani sorunun çözümü yanında hangi hukukun kullanılacağı da başlıbaşına bir sorun.

Moroni sokaklarında çok sık camiyle karşılaşıyorsunuz ama dikkat etmezseniz farkına bile varmadan yanlarından geçip gidebilirsiniz çünkü çoğu apartmanların alt katında bir daireden ibaret, minare falan yok.
Moroni'de üç ayrı pazar şehirde bir kaç kilometre arayla sıralanmış, şehir küçük olduğu için sanki şehir sadece koca bir pazardan ibaretmiş gibi  geliyor.
Moroni küçük olmasına ve Komor adaları da fakir bir yer olmasına rağmen trafik oldukça kötü. Arabalar merkezde adım adım ilerliyor.
Moroni'de açık iki pazar dışında bir de kapalı-msı çarşı var: yarı açık yarı kapalı dar sokaklardan oluşan  bir yer. Diğer pazarlarda daha çok günlük ihtiyaçlar satılırken kapalı-msı çarşıda daha çok giysi ve kumaş var.
Sokak ve pazar gezmekten bunalanlar ve illa da bir bina fotoğrafı çekmek isteyenler için şehrin simge binası deniz kenarındaki Eski Cuma Camisi.
Komor gelir sıralamasında diplerde olduğu için altyapı sorunları yaşıyor. Bu sorunların çözümü için Komor'un bulduğu çözümü yollarda Fatih marka kamyonları kullanan pala bıyıklı şoförleri görünce anladım.
Çoğumuzun bırakın yerini bilmeyi adını dahi bilmediği dünyanın bir ucundaki bu küçücük adanın yol, hastane ve liman inşa işlerini Adanalı bir firma almış: Kulak inşaat. Burada Türkiye'den bir firmanın bulunmasına bayağı sevindim, sevincim burada da kalmadı Gaziantep'ten adı duyulmamış bisküvi ve çikolata firmaları da burada raflarda ve işporta tezgahlarında yerlerini almışlar.

















Moroni'nin bulunduğu Büyük Komor adasında en yüksek nokta aktif bir yanardağ olan Karthala dağı. 2005'te ve 2006'da patlamış. 2005'teki patlamasında 6 km2lik bir göl lavların altında kalarak yok olmuş. Özellikle havaalanı yolunda Karthala yönüne bakarsanız 2005'te akan lavların denize ulaştığı yolu halen simsiyah lavlarla kaplı olarak görebilirsiniz.

Bu gezinin beşinci adası Zanzibar'la devam edeceğiz, sonra da karaya çıkarız artık.

Komor Adaları'nın Başkenti Moroni

Gelelim bu gezinin dördüncü adası Komor'a. Yaklaşık 750,000 nüfuslu bu ada devleti varolduğu 37 yılda yirmiden fazla darbe veya darbe teşebbüsü geçirmesi ile tanınıyor. 

Komor devleti kendine göre dört adadan oluşuyor, ama adalardan  biri ( Mayotte) tutturmuş ben senden değilim diye. Her Komor haritasında Mayotte görülmesine rağmen Komor devletinin bu ada üzerinde hiçbir etkisi yok. Komor bağımsızlığını ilan ettiği 1975 yılında Mayotte adası yaşayanları Fransız yönetiminde kalmak istemişler. Sonra Komor'un ısrarlarına ve zaman zaman adayı zorla almaya kalkmalarına rağmen Fransız yönetiminden çıkmamakta kararlı kalmışlar.

Başkent Moroni'nin bulunduğu Büyük Komor adasının ismi Arabça "Kamer" yani Ay 'dan geliyor. Afrika kıyılarındaki bu ada 7.yy.dan itibaren Arap etkisine açık olmuş ve Arap yarımadasıyla yakın ticaret ilişkileri içinde olmuşlar.
















Madagaskar ve Hindistanla da ticaret yaptıkları için oraların kültüründen bir şeyler kapmışlar. Sonuçta Arap kültürünün etkisinin fazla olduğu Afrikalı ama biraz Hintli biraz da Madagaskarlı yani Komorlu bir kültür ortaya çıkmış. Ülke 90 sene kadar Fransız sömürgesi olduğu için kültüründe Fransa'dan da parçalar var.  İki Komorlu arasında bir anlaşmazlık olduğunda bu sorun a) Komor kanunları, b) İslam Hukuku, c) Fransız Hukuku veya d) Yerel Yönetimlerin Geleneksel Hukuku'nda biri kullanılarak çözülüyor. Yani sorunun çözümü yanında hangi hukukun kullanılacağı da başlıbaşına bir sorun.

Moroni sokaklarında çok sık camiyle karşılaşıyorsunuz ama dikkat etmezseniz farkına bile varmadan yanlarından geçip gidebilirsiniz çünkü çoğu apartmanların alt katında bir daireden ibaret, minare falan yok.
Moroni'de üç ayrı pazar şehirde bir kaç kilometre arayla sıralanmış, şehir küçük olduğu için sanki şehir sadece koca bir pazardan ibaretmiş gibi  geliyor.
Moroni küçük olmasına ve Komor adaları da fakir bir yer olmasına rağmen trafik oldukça kötü. Arabalar merkezde adım adım ilerliyor.
Moroni'de açık iki pazar dışında bir de kapalı-msı çarşı var: yarı açık yarı kapalı dar sokaklardan oluşan  bir yer. Diğer pazarlarda daha çok günlük ihtiyaçlar satılırken kapalı-msı çarşıda daha çok giysi ve kumaş var.
Sokak ve pazar gezmekten bunalanlar ve illa da bir bina fotoğrafı çekmek isteyenler için şehrin simge binası deniz kenarındaki Eski Cuma Camisi.
Komor gelir sıralamasında diplerde olduğu için altyapı sorunları yaşıyor. Bu sorunların çözümü için Komor'un bulduğu çözümü yollarda Fatih marka kamyonları kullanan pala bıyıklı şoförleri görünce anladım.
Çoğumuzun bırakın yerini bilmeyi adını dahi bilmediği dünyanın bir ucundaki bu küçücük adanın yol, hastane ve liman inşa işlerini Adanalı bir firma almış: Kulak inşaat. Burada Türkiye'den bir firmanın bulunmasına bayağı sevindim, sevincim burada da kalmadı Gaziantep'ten adı duyulmamış bisküvi ve çikolata firmaları da burada raflarda ve işporta tezgahlarında yerlerini almışlar.

















Moroni'nin bulunduğu Büyük Komor adasında en yüksek nokta aktif bir yanardağ olan Karthala dağı. 2005'te ve 2006'da patlamış. 2005'teki patlamasında 6 km2lik bir göl lavların altında kalarak yok olmuş. Özellikle havaalanı yolunda Karthala yönüne bakarsanız 2005'te akan lavların denize ulaştığı yolu halen simsiyah lavlarla kaplı olarak görebilirsiniz.

Bu gezinin beşinci adası Zanzibar'la devam edeceğiz, sonra da karaya çıkarız artık.

Andisabe Milli Parkı ( Doğu Madagaskar)

Andisabe Milli parkı başkent Tana'ya sadece 170 km uzaklıkta olduğu için en çok ziyaret edilen yerlerden biri. Park hem barındırdığı hayvanlar bakımından hem de genel görünümü itibarıyla gezmesi en keyifli olan parklardan biri.


Andisabe köyünün yakınında Çin asıllı Madagaskarlı bir ailenin işlettiği Fe'oly Ala ( ormanın türküsü anlamına geliyormuş) bungalowları yağmur ormanının tam sınırında.

Tabi ormandaki hayvanların tapu, sınır gibi kavramları olmadığı için zaman zaman otelin bahçesinde de dolaştıkları oluyor.
Lemur görmek isteyenler için olduğu gibi yağmur ormanında dolaşmak isteyenler içinde Andisabe güzel fırsatlar sunuyor. Yalnız iki hatırlatma yapayım.
Güney yarımkürede kış mevsiminin yaşandığı Temmuz-Ağustos aylarında sıcaklık sıfırlara doğru yaklaşıyor. Bir de üzerine bungalowda kalıyorsanız, geceleyin tam siper yatmak şart oluyor. İkincisi yağmur sonrası sülüklere dikkat.
Andisabe Madagaskar'daki son durağımız, bundan sonra başkent Tana'ya dönüp oradan Komor adalarına geçeceğiz.

Andisabe Milli Parkı ( Doğu Madagaskar)

Andisabe Milli parkı başkent Tana'ya sadece 170 km uzaklıkta olduğu için en çok ziyaret edilen yerlerden biri. Park hem barındırdığı hayvanlar bakımından hem de genel görünümü itibarıyla gezmesi en keyifli olan parklardan biri.


Andisabe köyünün yakınında Çin asıllı Madagaskarlı bir ailenin işlettiği Fe'oly Ala ( ormanın türküsü anlamına geliyormuş) bungalowları yağmur ormanının tam sınırında.

Tabi ormandaki hayvanların tapu, sınır gibi kavramları olmadığı için zaman zaman otelin bahçesinde de dolaştıkları oluyor.
Lemur görmek isteyenler için olduğu gibi yağmur ormanında dolaşmak isteyenler içinde Andisabe güzel fırsatlar sunuyor. Yalnız iki hatırlatma yapayım.
Güney yarımkürede kış mevsiminin yaşandığı Temmuz-Ağustos aylarında sıcaklık sıfırlara doğru yaklaşıyor. Bir de üzerine bungalowda kalıyorsanız, geceleyin tam siper yatmak şart oluyor. İkincisi yağmur sonrası sülüklere dikkat.
Andisabe Madagaskar'daki son durağımız, bundan sonra başkent Tana'ya dönüp oradan Komor adalarına geçeceğiz.

Ambalavao ( Orta Madagaskar)

Ambalavao, orta Madagaskar'da kendi halinde bir kasaba. Dün bu kasaba yakınındaki lemur parkını anlattım ama kasabayı da atlamayayım.


Ülke Fransanın sönürgesiyken inşa edilen binalar halen ana caddenin büyük bir kısmın oluşturuyor. Ülkenin ikinci büyük hayvan pazarına sahiplik eden kasabanın bu özelliğini halk pazarı kısmına girdiğinizde açık havada soğutma olmadan satılan etlerin çokluğundan anlayabilirsiniz. Etin kilosu sadece 4 TL. Gel de yeme.
Kasabanın ana caddesinde dikkat çekenlerden biri de içki satılan mekanların çokluğu ve tabi sarhoşlar. Madagaskar şeker kamışından yapılan ve 40 derece alkol içeren "rom" içkisinin çok tüketildiği bir yer. 35 cc lik bir şişe rom sadece 3 TL olunca Madagaskarlıların bazıları işin tadını kaçırmış: caddelerde gündüz vakti kusanlar ve kaldırımlarda işeyenler sık rastlanılan görüntülerden.


Yukarıdaki yer akşamları video gösterimi yapan bir yer: minik sinema mı demeli? Ve tabi içki servisi var.

Akşamüstü halkın en rağbet ettiği eğlence ise gezici lunapark.


Ülkede elektrik her bölgeye ulaşamadığı için lunaparkların elektrikle çalışması pek mümkün değil, jeneratör pahalı bir şey. Bakın Madagaskarlı lunapark işletmecisi ne çözüm bulmuş: herşey tamamıyla mekanik ve elle çevriliyor.

Ambalavao'dan kuzeye Andisabe'ye doğru yola çıkıyoruz, burada ulaşım aceleye gelmez 550 kilometreyi 2 günde ancak alacağız. Aceleye mahal yok, Madagaskar'dayız.

Ambalavao ( Orta Madagaskar)

Ambalavao, orta Madagaskar'da kendi halinde bir kasaba. Dün bu kasaba yakınındaki lemur parkını anlattım ama kasabayı da atlamayayım.


Ülke Fransanın sönürgesiyken inşa edilen binalar halen ana caddenin büyük bir kısmın oluşturuyor. Ülkenin ikinci büyük hayvan pazarına sahiplik eden kasabanın bu özelliğini halk pazarı kısmına girdiğinizde açık havada soğutma olmadan satılan etlerin çokluğundan anlayabilirsiniz. Etin kilosu sadece 4 TL. Gel de yeme.
Kasabanın ana caddesinde dikkat çekenlerden biri de içki satılan mekanların çokluğu ve tabi sarhoşlar. Madagaskar şeker kamışından yapılan ve 40 derece alkol içeren "rom" içkisinin çok tüketildiği bir yer. 35 cc lik bir şişe rom sadece 3 TL olunca Madagaskarlıların bazıları işin tadını kaçırmış: caddelerde gündüz vakti kusanlar ve kaldırımlarda işeyenler sık rastlanılan görüntülerden.


Yukarıdaki yer akşamları video gösterimi yapan bir yer: minik sinema mı demeli? Ve tabi içki servisi var.

Akşamüstü halkın en rağbet ettiği eğlence ise gezici lunapark.


Ülkede elektrik her bölgeye ulaşamadığı için lunaparkların elektrikle çalışması pek mümkün değil, jeneratör pahalı bir şey. Bakın Madagaskarlı lunapark işletmecisi ne çözüm bulmuş: herşey tamamıyla mekanik ve elle çevriliyor.

Ambalavao'dan kuzeye Andisabe'ye doğru yola çıkıyoruz, burada ulaşım aceleye gelmez 550 kilometreyi 2 günde ancak alacağız. Aceleye mahal yok, Madagaskar'dayız.

Ambalavao'da Anja Lemur Rezervi ( Orta Madagaskar)

Anja Lemur Rezervi, Fianar şehrine 1 saat mesafedeki Ambalavao kentine bağlı Anja köyü sınırları içinde.

2001 yılında hükümet bölgedeki lemurların korunmasını yerel halka bırakma karşılığında giriş ücretlerini ve rehberlik hizmetlerinin yerel idarede kalmasını kabul etmiş

Yaklaşık 30 hektarlık bir alan içinde 400'e yakın lemur yaşıyor.

Ranomafana milli parkına inat burada lemurlar saklanmak bir yana meraklanıp sizin yanınıza geliyorlar.

Daha fazla yazmak yerine bırakayım fotoğrafını çektiğim üç ayrı lemur grubunu seyredelim.







Parkta aynı zamanda Madagaskar'a özgü 3 ayrı bukelemun'da görülebiliyor.
Parkta o kadar çok lemur var ki parktan çıktığınızda bile yol kenarından görmeye devam edebiliyorsunuz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...