Arkadaşım Hakan Saylan bu aralar Batı Afrika'da Gana'da çalışıyor.Vakit bulduğu zamanlar Gana'da yaşadıklarını özetleyip yazıyor. Hakan'ın Gana üzerine yazdığı dört yazıyı hadi beraber takip edelim.
Yazan: Hakan Saylan
Ve Okyanus ile Buluştum
4 günlük Easter tatilinde şehir bomboş. Bizde bayramlarda herkes köyüne-memleketine gider de İstanbul boşalır ya burada d aynı hesap, Akra tın tın.
Şehrin bütün lağımı direkt denize aktığından şehir içinde çok güzel plajlar olmasına rağmen denize girmek cesaret ister. Tatili de fırsat bilip Akraya 20km uzaklıktaki Gojo plajına gidiyoruz. Yolu çok bozuk olduğu içimiz dışımıza çıkıyor ama varıyoruz sonunda. Güney Egedeki Dalyan benzeri . Dalyanı denizden genişçe bir kumsal ayırıyor. Dalyanın kenarında arabaları parkedip ince uzun kayıklarla karşıya kumsala geçiyoruz. Kumsala çıkar çıkmaz burnuma çöpşişte midye kokusu geliyor, hevesle kokunun geldiği yöne seyirtiyorum, gerçekten de çöpşişte birşeyler ızgaranın üstünde, bol miktarda baharatlı sosa batırıldıkları için tavuk mu et mi balık mı belli değil, zaten bünye iyice alışmadan şansımı da fazla zorlamayacağım. Sonradan adının meat ball olduğunu öğrendiğim içine soğanda kavrulmuş et konulan çörekleri gözüme kestirip okyanusa doğru devam ediyorum.
Geleli 10 gün oldu, Gana’ya “Gülen İnsanlar Ülkesi” dendiğini ancak bugün anladım. Herkes de bir neşe bir enerji. Bangır bangır müzik, Voleybol oynayanlar , denize girenler herkes ama herkes dansediyor, yerinde duramıyor. Yürürken , çocuğunu denize götürürken, yemek yerken herkes 2 adım atıyor 3 kere sallanıyor. Gerçekten de ahengi tutturuyorlar, doğuştan gelen birşey herhalde. Arkadaşlarının fotoğrafını çeken kız bile dansediyordu, sadece deklanşöre basarken 1 saniyeliğine kendine hakim oldu sonra gene sallanmaya devam etti.
Sahil cıvıl cıvıl, Karadenizin azgın dalgalarına 2-3 tur bindiren dalgalara aldırmadan denize giriyorlar, zaten dalgada yüzmek mümkün olmadığı için denizde dans ediyorlar ekseriyetle.
Kızma birader oynuyoruz burada çok popüler, kuralları biraz daha değişik, geriye gitmek mümkün mesela. Buraya kadar gelmişken sıvıyorum paçaları giriyorum okyanusa. Meğer deniz geçici olarak çekilmiş, bir dalga geliyor bele kadar ıslanıyorum, sağlık olsun adamı sersemletecek kadar kuvvetli esen sıcak rüzgar 20 dakkada kupkuru yapıyor. Tuvaleti soruyorum, kalabalıktan 50m ötede kulubemsi bir yer işaret ediyorlar. Kalınca bambu tahtalarını kuma çakmışlar, yere kırık fayanslardan meyil vermişler, yerde ufak bir delik direkt denize açılıyor. Zaten tuvalete Urinal diye yazmışlar, yani anlayacağınız küçük tuvalete uygun. Diğerini tutmanız lazım. Çocuklar hep de olmadık yerde babaaa-anneee eem geldi derler ya, bir sürü çocuk sahilde , anne babalar bu işi nasıl çözüyorlar merak ediyorum doğrusu.
Neyse fazla uzatmıyoruz okyanus sefasını, trafik fazla artmadan geri dönüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.