Hong Kong merkezden Cheung Chau adasına

Hong Kong merkezinin bana bazen komik gelen bir hızı var: burada hayat hızlandırılmış film gibi. Merkez metro istasyonunda haritaya bakmak için iki dakika durunca kendimi korkuluk gibi hissetmeye başladım: etrafımdan iki dakikada binler koşturarak geçerken duran sadece bendim. Ancak maç çıkışı bu kadar kalabalık olur oysa iş çıkış saati bile değil: henüz metro boş sayılır.

Hong Kong'un en açık yerlerinden birine kendimi atıyorum: Tsim Sha Tsui. Burası esasen herşeyin en ucuzunu bulabileceğiniz bir pazar yeri ama beni esas çeken deniz kenarındaki genişçe gezi alanları. Geniş-çe dediysem de HK'a göre tabi. Açık  hava iyi geldi. Yağmur ıslatmaya yeminli: rüzgarla el birliği etmiş şemsiyemi ters çevirip duruyor. Biraz dolaşıp hostelimin olduğu binaya geri dönüyorum, manzara aynen şöyle.

Hong Kong'u daha önceden ziyaret etmiştim. Önceki gezim yazın en sıcak günlerinde idi, şimdi hava yağmurlu olsa da daha iyi ama kalabalık aynı kalabalık. Kalabalıktan kaçmak için hadi sizinle HK'nin adalarından birine gidelim.

Hong Kong merkez istasyonunun oradan geçerken gelin sabah kahvaltımızı Hong Konglular gibi yapalım: Dim Sum. Dim Sum bizim mantı benzeri bir şey: mantının etli, sebzeli, balıklı ( ve hayalinize gelecek her şeyden) yapıldığını düşünün sonra buharda pişirin alın size Dim Sum. Başka yerlerde akşam yemeğinde yense de Hong Konglular Dim Sum'ı sabah kahvaltısında tercih ediyorlar. Restoran hınca hınç dolu, mutfaktan yeni çıkan yemekler el arabasında yanınızdan geçerken elle işaret edip seçiyorsunuz, arabayı süren hanım yemeği verdikten sonra size verilmiş olan hesap pusulasında seçtiğiniz yemeği damgalıyor, çıkışta pusulayı alıp doğrudan kasaya gidebilirsiniz.

Hong Kong merkez iskelesinden  Cheung Chau adasına giden deniz otobüsü ( 30 dakika süren yolculuk 22.5 Hong Kong doları = 5 TL) kalabalık değil.


























Adaya varıp kalabalık kitlelere ve gürültüye dalmayınca HK'un nabzının ne kadar kuvvetli attığını anlıyorsunuz. Gerçekten de her an bir şeyler yaratmaya çalışan yeni iş fırsatları kovalayan yerinde duramayan bir şehir HK.
 Cheung Chau adası ise tam tersi, sakin, kabuğuna çekilmiş ve İstanbul'un adaları gibi genelde haftasonları dolan bir yer.














Yaz aylarında popüler olan plaj kışın ıssız.İskele yakınındaki lokantalar açık ama müşteri tek tük.  Ada 19.yy.da bir korsanın eviymiş, halen korsanın hazinesi ile ilgili efsaneler canlı. İsterseniz hazinenin saklı olduğu mağarayı ziyaret edebilirsiniz ( merak ettiyseniz boştu). İyi işaretlenmiş bir yürüyüş yolu var, ağırdan alıyorum 3 saatte adanın tüm çevresini geziyorum.

Sonra sokak aralarına dalıyorum. Adada ( kamu hizmetleri dışında)  motorlu araç kullanımı yasak, halk bisikletli. Sokak aralarında kiliselerin ve Hıristiyan kuruluşların çokluğu dikkat çekici. Balıkçı tekneleri limana doldurmuşlar, karadaki bir kaç tekne ( sampan) ada turu satmaya çalışıyorlar. Denizi gören bir lokantada adını bilmediğim bir balık ısmarlıyorum, şansıma da iyi çıkıyor. Biraz orada biraz burada oyalanırken hava kararmaya başlıyor.  

 Cheung Chau'dan deniz otobüsüne binip hostelimin olduğu Mong Kok'a dönüyorum. Mong Kok, Guinness rekorlar kitabında kalabalığıyla girmiş bir yer: kilometrekareye 130,000 kişi düşüyor ( İstanbul ortalaması bile 200 kişi civarı).  Akşamları daha da kalabalık oluyor.
Çünkü Mong Kok, gece açılan kaldırım pazarları ve dükkanları ile ünlü. Neyseki gündüz kalabalığın panzehirini adada almışım, boşvermişim kalabalığa. Biraz da Mong Kok'da dolanayım en iyisi.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...