Endonezya'ya girmeden once soyle bir bilgilerimizi tazeleyelim. Endonezya, dunyanin dorduncu buyuk nufuslu ulkesi ve dunyada en buyuk musluman nufusun yasadigi ulke. Buraya kadar tamam, anlastik. Bundan sonra baktigim kaynaklarda Endonezya'nin 2005 yili nufusu 213 ila 245 milyon arasi gozukuyor, uzerinde anlasilmis bir rakam yok. Endonezya'yi olusturan ada sayisinin 13000 ila 18500 arasi oldugu belirtiliyor. Sadece 6000 adada insan yasiyor. Endonezyai nufusunun %81 ila %88'i musluman. Bu ada devletinde kimine gore 300 dil konusuluyor, baska kaynaklara gore ise aslinda gercek sayi 3000. Adadaki en buyuk etnik grup Javalilar ( %41-47 arasi), Sundalilar ( Bati Java- %12-%20), Maduralilar ( Madura adasi- %7-9), Malaylar ( %7-9). Geri kalanlar ise yukarida bahsettigimiz 300 ila 3000 arasi etnik grup. Bu kucuk gruplar icinde ekonomuk olarak en etkili olanlar Cinliler (%3-4). Nufus icindeki sayilari cok dusuk olmakla birlikte ekonominin %20 si ila %80'i arasinda bir yuzdesine sahip olduklari soyleniyor. Goruldugu uzere Endonezya deyince bir suru farkli rakam ucusuyor, bu kadar karisik ve uzerinde halen anlasilamayan baska bir ulke gordunuz mu? Endonezyalilarin kendileri de gormemis anlasilan ki ulkelerinin reklamini yaparken “Endonezya: Cesitlilikte son nokta” sloganini kullaniyorlar. Endonezya'nin uzun bir sure Hollanda somurgesi oldugunu, Osmanli Imparatorlugunun Sumatra ile iliskiler icinde oldugunu notlarimiza kattiktan sonra yola duselim.
Malezya'nin Kuching sehrinden bindigim otobus bakimli yollardan ve seyrek binalar arasindan gecerek iki saatte Endonezya sinirina geliyor. Sinira uc kilometre kala Cinlilelere ait bir dukkanin onunde durup kargo aliyor, ama ne kargo, koltuk aralari omuz hizasina kadar malla doluyor. Bundan sonra inis binisler koridora konan mallarlar yukseltilmis bu platformdan yapilacak. Sinrida kisa bir surede giris islemlerimi hallettikten sonra otobusle Endonezya'ya giriyorum. Ilk degisim adanin isminde: adaya Malezya'lilar Borneo derken Endonezya'lilar Kalimantan diyor. Sinirin iki yaninda doga ayni (tropikal, sicak, cilgincasina yesil) , insanlar ayni ( Malay – Sumatra'dan gocen Endonezyalilar Malay adini almis, yani ayni soydanlar-, yerli irklar Dayak ve Iban sinirin her iki yaninda da yasiyor), diller ayni ( Endonezyaca ile Malayca ile kardes diller Azerice ile Turkiye Turkcesi gibi). Ama yinede sinir iki farkli dunyayi birbirinden ayiriyor. Malezya'nin bakimli yollari yerini yamali bol delikli Endonezya yollarina birakirken, binalar siklasiyor, Endonezya'nin fakirligi Malezya'yi terkedeli henuz bes dakika bile olmadigi icin kendini daha cok belli ediyor. Endonezya'da yakin zamanda secimler var, basimi cevirdigim her yer egosu afislere sigmayan adaylarin resimleri ile dolu. Endonezyalilarin yabancilara yaklasimi Malaylara gore daha meraklica ve arkadasca. Koridor-platformda yururken koltugumda oturan beni gorunce comelip sohbete baslayan uc Endonezyali isci ile ilginc bir goruntu olusturuyoruz: kendimi devler diyarina gelmis gibi hissediyorum. Malezya'da otelde calisiyorlarmis, iki gun tatil icin evlerine gidiyorlarmis. Niye Pontianak'a gittigimi soruyorlar, gormek icin diyorum. Gorecek bir sey yok ki diyorlar, “iste bende onun icin gidiyorum, gorecek bir sey olmayan yerde insanlara dikkat etmek daha kolay” diyorum. Anlam veremeyip, bu kez klasik bir Asya sorusu ile devam ediyorlar , niye yalniz geziyorum. “Boylesi daha iyi, cevrede olup bitene mecburen odaklaniyorum, bak yanimda biri olsa gelip konusmazdiniz degil mi? Onun icin yalniz gezmek en iyisi?” . Tatmin olmuyorlar, Asyalilar icin yalniz olmak yabanci bir kavram. Malezya'da hizmetci olarak calisan iyice kapali tesetturlu bir hanim beni yanlarina gittigi anne-babasinin evine davet ediyor, gelisi icin ozel yemek yapmislar, baska yerde bulamazmisim. Dedigi yer bayagi uzak , tesekkur ediyorum. Yine de koyunun adini ve evlerinin krokisini yazip veriyor.
11 saat sonra Pontianak sehrine variyorum. Yer sordugum ilk iki otel sasirtici bir sekilde dolu, Pontianak Bati Kalimantan bolgesinden Endonezya'nin diger adalarina gecmek isteyenler icin transit noktasi, bolgenin ulasim merkezi. Bu yuzden oteller gecen yolcularla dolu. Cadde uzerinde otobus gecerken duvarlari deprem olur gibi titreyen gurultulu bir otelde yer var, fiyatta uygun. Boyle otellerde kulak tikaci firmalarina duaci oluyorum, sabah erken yola cikacaksam saati duyamayacagim icin kullanmam mumkun olmuyor, diger zamanlarda gurultulu yerlerde de sorun yok. Aksamustu yagan agir yagmurdan gol olan ara caddelerde acik kanalizasyonlarin uzerinden ziplayarak ve kanalizasyona dusersem kapabilecegim 1001 tropik hastaligi aklima getirmemeye calisirken kanallarda saronguyla yikanan iki genc kiz goruyorum. Sehrin is merkezinden uzaklasip insanlarin oturdugu mahallelere yaklastikca daha cok acik ve kirli kanal ve daha cok yikanan aile goruyorum. “Hello Mister” katsayisi tavan yapiyor: yabanciyi goren onlarca Endonezyali refleksif olarak “ Hello Mister” diyor, arkasindan “ Nasilsin?” sonra “Neredensin?” sonra. Sonra basa sariyor, “hello mister, how are you, where are you from? “. Bilmeyen kucuk azinlik icin hello mister katsayisini soyle anlatayim, uc dakika once yaratilan bu ultra bilimsel katsayi, her sokakta 100 metrede tekrarlanan tam bir “hello mister, how are you, where are you from? “ dongusunu olcer. Yerellerin arkadasca yaklasimlarini ya da gezginlerin ayni soruya onlarca kez cevap vermedeki sabirlarini olcmekte kullanilir, Pontianak'ta okunan degerler son derece yuksektir.
Ertesi sabah Pontianak'in ticaret merkezi olan ana iskele cevresindeki mahalleye gidip kahvaltimi yapiyorum: kizarmis pilav, kurutulmus balik ve tavuk, uzerine de asiri sekerli kahve ( sekersiz getirin diyorum ama garson Ingilizce bildigi halde sekersiz kahvenin ne oldugunu algilayamiyor). Asya'da kahvalti gunun diger yemeklerinden pek farkli degil. Zaman zaman Malezya Laksa'si gibi kahvaltida tercih edilen yemekler olsa da genelde hemen butun ogunler yer degistirebiliyor.
Iskele civarindaki uzun golgeli kaldirimlarda daha cok Cinli tuccarlara ait dukkanlar coktan acilmislar bile. Tuccarlar kotu ruhlari kovmak, dukkana para akisini acmak ve atalarina saygilarini sunmak icin tutsu ve gercek para gorunumlu -yakilmak icin imal edilen- oyuncak paralari yakiyorlar.
Hemen ilerideki Cin tapinaginda da renkli goruntuler ve sabah adaklari devam ediyor.
Malezya'dan farkli olarak Endonezya'da ulasim yine motorsikletlere dayaniyor. Sagim, solum, arkam, onum motooooo.
Motorsiklet taksiler sehir icinde 40 sente ( 5000 Rph) musteri tasiyorlar. Fiyat sordugum ilk sordugum birkac motorsiklet taksici 5000 Rupiah yerine kapiyi 100,000 rupiahtan aciyor. Eminim yakin zamanda buradan Amerikalillar gecmis. 8000'den asagi inen olmuyor, yani hello mister katsayisi yuksekse de turiste ayni fiyati verecek kadar degil.
Sehri ikiye bolen Kapuas nehrinin diger yaninda Pontianak'in kurucusu ve ilk sultani Abdurrahman Al Kadriya'nin ailesine ait saray var. Bakimsizliktan ic mekan dokulsede veranda ekvator sicagindan kacmak icin harika bir yer, serin ve golge. Ekvator sicagi deyince, gelmisken bir ekvator anitina daha ugrayalim bari. Pontianak sehri Ekvatorun 7 km guneyine kurulu, yine uzun bir pazarlik sonrasi motorsiklet taksiyle ekvator anitina variyorum. Ekvador ulkesi ismini Ekvator'u sahiplenirken Endonezya'da kimse iplemiyor, ulkenin yabancilara sunacagi baska seyler sanal ekvator cizgisinden daha ilginc cunku. Aniti koruyan iki bekci ziyaretci defterini onume koyuyorlar, son uc gunde ugrayan tek kisi benim. Ogleden sonra cok yogun bir yagmur basliyor, otel odamda gecen her otobuste mini bir deprem yasayip Endonezca kanallarda sigara, yuz kremi ve cep telefonu ringtone reklami aralarinda ( ki zaten bu uc turden baska bir reklam yok) gunduz televizyon programlarina goz atiyorum, galiba islanmak daha iyi, hadi disari...
Sakal yakismis abi :)
YanıtlaSilSu anda Surabaya'dayim. 2,3 gun sonra Kalimantan seyahatim basliyacak Allah(CC) izin verirse.
YanıtlaSilMerhabalar. Endonezyada 2 sene kalmış ve oralı bir hanımla evlenmiş biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. 2011 ve 2012 senelerinde orada yaşadım ve orada evlendim. Şuan türkiyedeyim, Endonezya yı gözünüzde büyütmeyin. Halkın büyük bir bölümü fakir bu bi gerçek ancak başka bir gerçekte var. 240 milyona ulaşan nüfusuyla endonezya güney doğu asyanın gelişen ve büyüyen ekonomisiyle dikkat çekiyor. Zenginikte var fakirlikte her yerde olduğu gibi. Fakat zengini çok zengin fakiri gerçekten fakir. Bu itibarla eğer sizden biriniz orada evlilik için veya iş kurmak için gidecekse gerekli araştırmaları yapıp öyle gitsin derim. Evlilik için gidecekseniz kolay o iş. Türkiyeden hiç bişey getirmenize gerek yok, nüfus cüzdanıyla her işinizi Jakartadaki türk konsolosluğundan hallediyorsunuz zaten. Sonra Anlaştığınız insanla kolay bi şekilde evlenebilirsiz. Evliliğinizin türkiyede tescili için , endonezya hükümetinin size verdiği evlilik cüzdanlarıyla tekrar konsolosluğa gelim Mr. Hüseyin bey ile görüşüp konuyu arz ediyorsunuz işiniz bitiyor.. Eğerki orada bir şirkette çalışmak isterseniz, oranın dilini lisanını kültürünü öğrenin derim. Sadece ingilizce bilmeniz bi yerde yetersiz oluyor, bunada dikkat edin. Her türlü sorularınız icin bana ulaşın '' im.sanliotay@gmail.com '' yardımcı olmaya çalışırım
YanıtlaSilöncelikle merhaba bende endonezyaya hem iş hemde evlilik için gideceğim nasipse, bu konuda gerekli belgeleri nasıl toplamalıyım. birde jakartada yaşamak diğer büyük şehirlerde yaşamaktan zormudur onu öğrenmek istiyorum şimdiden teşekkürler. size mail attım
Sil