Anthony, 29, Kanadali, Ingilizce ogretmeni. Kanada'daki isini birakip daha iyi kosullari olan Guney Kore'de Ingilizce ogretmenligi pozisyonunu kabul etmis. Yeni isi Eylul'de basliyor, ise baslayana kadar gezmeeyi planliyor. Anthony ile sadece bir yemek sirasinda konusabildik, hostele aksamustu yerlesmisti, bense ertesi sabah yola cikacaktim. Bahcede birkac saat konustuk, sonra sehrin en iyi izgara et yapan lokantasina gittik. Anthony malum iki sorumuzdan kacamadi, ama fotograf cekiminden kacti cunku yanima makina almamistim.
-Anthony, sence hayatta en onemli uc sey nedir?
Bunu bir ogretmene sordugunu hatirlatarak bir numaraya edebiyati koyuyorum. Edebiyat hayatin tadidir, bize hayati anlatir, baskalarini hayatlarina kendimizin hicbir zaman yapamayacagi sekilde bakmamizi saglar.
Ikincisi, yemek. Su anda yemekte oldugumuz icin soylemiyorum, yemek benim icin her zaman onemli olmustur. Yemegi yenilen bir sey olarak degil, paylasma ortami olarak gor. En ilkel zamanlardan beri degismeyen bir sey bu oturup diger insanlarla beraber senin hem ruhunu hem de mideni dolduran doyurucu bir sey yapiyorsun. Yemekte bir sey var, hani cidden insanlari birbirine yaklastiran bir sey. Bu izgaralar da acaip iyiymis.
Bir de saglik. Hayatin zevkini tam cilkarmak icin saglikli olmak lazim.
-Anthony, simdiye kadar yasadigin hayatinda ogrendigin en onemli sey nedir?
Farkinda olmak. Neyi niye yaptiginin farkinda olmak. Neyi niye dusundugunun farkinda olmak. Bir seyi ya da kotu yaptiginda farkinda olmak. Bence farkinda olmak insanla hayvan arasindaki ana fark. Ne yazik ki kendini insan sanan cok hayvan var. Edebiyat farkinda olmak isteyenlerin araclarindan biridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.