Ngorongoro Krateri: Tanzanya

Jinja (Uganda)'dan öğlene doğru Arusha otobüsüne biniyorum. Şimdiye kadar Afrika'da bindiğim en lüks otobüslerden.

Yolculuk Kenya sınırına kadar sakin geçiyor. Sınırda giriş çıkış işlemlerini hızla hallediyorum. Sınırda rastladığım İspanyollar vize almak için koştururken Türk pasaportum ilk defa işime yarıyor; Türklere vize yok. Avrupalılar vize peşinde koştururken bir kenarda oturup seyretmekten garip bir zevk alıyorum, iyi oluyormuş. Bakalım bir daha bu zevki tadabilecek miyim?

Sınırdan başkent Nairobi'ye kadar kamyonlarla dolu yolu nerdeyse her dakika bir aracı sollayarak hızla alıyoruz. Tam gece yarısı Nairobi'deyiz. Burada otobüs mazot alıp, sineklerle kaplanan ön camını yıkatıyor. Bir saati geçen bir mola sonunda yola çıkıyoruz. Sabah dört gibi Tanzanya sınırındayız. Sınırın Kenya kısmında çıkış işlemlerimi hallediyorum, sonra Tanzanya kısmına gidip kuyruk beklemeye başlıyorum. Tanzanyalı memur her pasaportu alıp uzun uzun inceliyor. Vizeleri gidip bir dosya kabininden kontrol ediyor. 45-50 dakika sonra Tanzanya giriş damgamı alıyorum ama bir yere gidemiyorum: otobüsün Tanzanya yasaları uyarınca gün ışıyana kadar hareket etmesi yasak. Bazıları akşam sekizden beri bekleyen diğer 30 kadar otobüsün yanına bizde katılıyoruz. Gün ağarmaya başladığında sınır kapısını açıyorlar. Otobüslerin hepsi kafesten kaçan kuş telaşıyla yola atılıyor, aralarında korkutucu bir sollama yarışı başlıyor. Yarıştan bizim şoför muzaffer çıkıyor, önderliği kaybetmemek için bastıkça basıyor. Ancak yağmur başlayıp iyice hızlanınca bizim şoför biraz yavaşlıyor. Otobüse bindikten 18 saat sonra Arusha'da iniyorum. Uganda'da gürültüden dolayı hiçbir gece doğru dürüst uyuyamadığımdan bu kez tedbirliyim. Otel seçerken tek kriterim var; sessiz olacak o kadar. Şehrin dış eteklerinde ana yola uzak bir otel seçiyorum. Ses yok. Saat sabah 8. Çok yorgunum, yatıyorum.

Ancak öğleden sonra kalkabiliyorum. İyice ağırdan alıp şehri dolaşmaya başlıyorum. Yağmur yağıyor ve sıcak, rahatsız bir karışım. Arusha, küçük bir şehir fakat konumu sebebiyle Tanzanya'nın en önemli şehri Dar Es Salaam'dan daha fazla turist çekiyor. Şehir, Tanzanya'nın kuzeyinde düzenlenen safari turlarının başlangıç noktası. Şehrin çevresi ünlü doğa harikalarıyla çevrili; Ngorongoro Krateri , Serengeti Milli Parkı, Klimanjaro ve Meru dağları, Manyara gölü ve Tarangire Milli Parkı. Tanzanya'nın özgürlük ilanı 1964'te burada imzalanmış. Birleşmiş Milletler'in Ruanda'da soykırım suçu işleyenleri yargıladığı (son derece etkisiz ve yavaş) mahkemesi de Arusha'da bulunuyor. Yarin için Ngorongoro'ya gitmek için dört çeker ayarlıyorum. Sabah 5'te beni otelden alacak. Hava kararmaya başladığında otele dönüyorum, Arusha geceleri pek tekin bir yer değil.

Arusha'dan gün ağarmadan yola çıkıyoruz. Yağmur hızlandıkça önümüzü görmek zorlaşıyor, çünkü sileceklerin lastikleri eskimiş. Arabanın başka daha önemli eksikleri olduğunu da gün içinde iyice anlıyorum. Üç saat kadar sonra Ngorongoro Kraterine yaklaşıyoruz. Asfalt birden sona eriyor ve toprak daha doğrusu çamur yol başlıyor. Tırmanmaya başlıyoruz. Arusha'dan Serengeti'ye ve oradan da Kenya'ya giden tek yol Ngorongo'nun içinden geçiyor. Bu yüzden yol kamyonla dolu. Ngorongoro krateri doğal bakımdan çok önemli olmasına karşın Milli park değil, koruma alanı. Aradaki fark; Milli parklarda insan yerleşimi yasak, Ngorongoro'da ise Masai kabilesinin yerleşmesine izin var. Onlara buradaki otlakları kullanma hakkı çok önceden verilmiş, bugün de kratere tırmanırken yolda Masailer kırmızı giysileri, uzun ve içine rahatlıkla el girebilen büyük kulak delikleri ve araba lastiğinden yapılma sandaletleri ile hemen göze çarpıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...