Simdigezelim.com'a abone olun, daha keyifli, daha ekonomik ve daha güvenli bir gezi için gerekli bilgiler posta kutunuza gelsin. Abonelik için buraya gidiniz.
Çin'in başkenti Pekin, 22 milyona yaklaşan nüfusuyla Çin'in Şanghay'dan sonra ikinci büyük kenti. "Pekin" 'in Çince anlamı "kuzeydeki başkent" demek. Bu anlamı Tokyo kentiyle paylaşıyor, çünkü Japonca Tokyo da "kuzeydeki başkent" anlamına geliyor.
Pekin'in ilk bakışta dikkat çeken özelliği dümdüz olması. Bir de kirli havası. Yazın son günlerinde şehri gezdiğimde sıcaklık 35 derece civarındaydı. Yazın yakan hava, kışın da -30'lara düşerek donduruyor. İlkbaharda çölden gelen toz fırtınalarından nasibini alan şehir, bir tek sonbaharda ideal hava koşullarına sahip oluyor. Çin'e gidecekseniz Eylül-Ekim aylarında seyahat daha keyifli olabilir.
Yazları Pekin'de gezmek her ne kadar hoş olmasa da en fazla turist bu mevsimde geliyor. Sıcak, nem, duman üçlüsüne bir de gürültücü bir kalabalık eklenince insanın turist mekanlarından hemen kaçası geliyor.
Şehir neredeyse 3000 senedir önemli yerleşim merkezlerinden biri olmasına rağmen Pekin'deki eski eserler etkileyici değil. Bunun nedeni Kültürel Devrimi sırasında eskiye ait bir çok eserin tahrip edilmesi, bu tahribattan kaçanların da Çin'in son 15 senedeki hızlı gelişimi içinde erimesi olmuş.
Şehrin yabancılara pompalanan turistik mekanlarının hemen hepsi Tiananmen meydanı civarında yer alıyor. Meydan ismini yukarıda fotoğrafını gördüğünüz saray kapısından alıyor. Kapının hemen arkasında (artık yasak olmayan) Yasak Şehir ve önünde ( aslında halka açık olmayan) Tiananmen meydanı var. Çeşitli müzeler ve devlet binaları da meydan çevresinde yerlerini almışlar. Tiananmen meydanı halka açık değil diyorum çünkü meydana girmek ve çıkmak için aramalardan, metal detektörlerden geçmeniz gerekiyor. 1989 'daki Tiananmen olaylarından beri bölgedeki güvenlik çok sıkı tutulmuş. Yasak şehri başka bir yazıya bırakarak sırtımızı Tiananmen'e verip yarım saat kadar güneye yürürsek bence esas ilginç olan bölgelere geliriz.
Doncheng bölgesinin güney kesimleri neyseki fazla turist çekmiyor. Yasak şehirdeki deli kalabalıktan sonra sokakların tenhalığı ferahlatıcı. Güney Doncheng'te eskiden bütün Pekin'i kaplayan bir sokak tarzı var: "hutong". 13.yüzyılda Moğol orduları Çin'e akınlar düzenlemeye başlamışlar ve sonunda Pekin'i de ele geçirmişler. O zamanlar Pekin caddeleri oldukça genişmiş. Caddelerin geniş olması şehrin savunulmasını zor hale getirmiş.
Moğolları Pekin'de atan Çin hükümdarı şehrin bir daha istila edilmesini zorlaştırmak için caddelerin küçük yapılmasını emretmiş. Çinliler bu emri harfiyen uygulamışlar, sonuçta bugün dahi genişliği 4 metreden 50 santime değişen "hutong"lar Pekin'in yaşamında önemli bir rol oynuyor. 2008 olimpiyatlarına kadar Pekin merkezinin çoğunu kapsayan bu sokak tarzı yeni bina yapmak isteyen olimpiyat komitesine kurban gitmiş ama halen ayakta kalan örnekleri var.
Sadece turistik mekanlara giderek Çin'i anlamak mümkün değil, hutonglarda kısa bir gezi Pekin hakkında meraklısına bir sürü bilgiyi kısa yoldan veriyor. Ana caddede yabancı markaların, gösterişli mağazaların havalandırılmış atmosferinden çıkıp küçük hutonglara girdiğinizde tuvaleti bile olmayan evlerinde sıcaktan bayılıp kendini sokaklara atan Pekinlilerle karşılaşıyorsunuz. 100 metre mesafe içinde birden Pekin en zengin mekanlarından en fakir mekanlarına dalınca Çin'in hızlı kalkınmasının herkese yaramadığını, bunun hoşnutsuzluklara yol açmasının kaçınılmaz olduğunu anlıyorsunuz. Bu durumda Çin hükümetinin neden Tiananmen meydanında olağanüstü güvenlik önlemleri aldığını da anlıyorsunuz.
Pekin'le ilgili pratik gezi notlarını daha sonraki bir yazıya bırakarak yemeğe gidelim diyorum, ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.