Unutulmuş Cennet: Banda Adaları ( Maluku, Endonezya) 2/3



 Banda adalarının merkezi olan Banda Neira 6000 kişilik küçük bir ada. Hemen yanındaki Gunung Api ve arkasındaki Banda Besar adaları aslında boyut olarak Banda Neira'dan oldukça büyükler. Ancak Banda Neria'da onlarda olmayan bir şey var: durgun suları olan bir liman. Diğer adalar Banda Neira'nın etrafını çevirdiği için açık denizin dalgaları bu adaya ulaşmıyor ve gemilerin kötü havada yanaşabileceği tek alternatif olmasını sağlıyor.
 Daha fazla yazıp vakit kaybetmeyelim, gelin Bande Neira'da kısa bir yürüyüşe çıkalım. Banda Neira cidden küçük bir ada limandan başlayıp adanın en uzak noktasına yürümek topu topu bir saat sürüyor. Yol boyunca bize kahve, hint cevizi, kakao ve türlü türlü baharat bitkileri eşlik ediyor. Adanın en kuzeyindeki plajın arkasında sıralanmış hindistan cevizi ağaçlarının ve meraklı halkın arasından geçip siyah kumsala inelim. Evet, kum siyah ama kirden değil. Banda Neira volkanik bir ada, adadaki tüm taşlar siyah olunca plajlardaki kum da öyle olmuş.
 Adanın neresinde yüzerseniz yüzün yüzlerce cins canlı görmeniz garanti. Şaşırmayın burası daha başlangıç, diğer adalrda daha da fazlası var. Dönüşte aynı yolu kullanmak yerine doğu kıyısı boyunca devam eden betonlanmış bir patikayı kullanarak köylerin arasından geçelim. Ama bu kez yürüyüşün uzun süreceğini garanti ederim. Çünkü turistleri gören hemen herkes yanınıza gelip konuşmak istiyor. ”Hello mister!” ile başlayan konuşmalar genelde köy halkının az İngilizcelerinden dolayı fazla uzayamasa da her yüz metrede bir önünüze meraklı birinin çıkmasına engel olmuyor. “Merhaba! Kimsin? Neredensin? Adın ne?” soru-cevap döngüsü hız kesmeden tekrar tekrar yaşanırken akşamüstü oluveriyor. Mahalle arasında futbol oynayanların, balık tutan çocukların, evlerinin önünde sohbet edenlerin bütün işlerine ara verip yanımıza gelmesine kısa sürede alışıyor insan. Yüksek sezonda bile adadaki turist sayısı nadiren otuzu geçtiği için her turist burada Bandalıların ilgisini çekiyor. Limana geri dönerken yolda havaalanı pistinden yürüyoruz. Ada o kadar küçük ki pisti yapabilmek için denizi biraz doldurmuşlar, yetmemiş havaalanının eğimini yukarı vermişler ki uçaklar yokuş yukarı inip kısa sürede durabilsin. Havalanında pist dışında ne bir bina, ne bir elektronik sistem ne de bir ışık var. Sadece görüş mesafesinin iyi olduğu günlerde iniş var.


Gün batımında Banda Neira merkezine alışverişe ya da işe gelen diğer adaların sakinleri karanlık bastırmadan evlerine dönmek için iskeleye yöneliyor. İskelenin karşısında tüm heybetiyle denizden fırlayan adanın ismi Gunung Api. Api dağı demek bir ada için garip bir isim olabilir ama Banda'lılar Gunung Api'yi adadan çok volkan karakteriyle hatırlıyor. En son 1988 yılında patlayan Api dağı, 300'den fazla evi ateşe boğuvermiş. O zamanki patlamanın izlerini dağın tepesinden aşağılara inen kömürleşmiş ağaçlar ve simsiyah lavayla kaplı arazide görebilirsiniz. Adada genelde telaşlı birini görmek pek kolay değil, her şey genelde durgun, sakin. Ama illa da telaşlı birini göreceğiz dersek tek şansımız akşamüstü iskeleye yönelen kalabalık. Küçük teknelerin içine insanlar, üstüne de adını bilmediğim bir çok çeşit sebze meyve, buzdolabı, tüp, benzin, canlı tavuk, balık ve bir sürü ıvır zıvır daha yükleniyor. Ve karanlığa yakalanmadan aceleyle dizel motorlarının gürültüsü altında hareket ediyorlar. Tekneler iskeleden ayrılınca hemen kalkmayalım, biraz da akvaryum gibi suda geçit töreni yapan binlerce balığı seyredelim.

1 yorum:

Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...