Bu ülkede iş hayatını etkileyen bir konuya geçelim. Suudi Kraliyet ailesinde 6000 tane prens var. Prens gibi yaşamaya çalışan birinin de ciddi masrafları oluyor haliyle. Zengin Suudi Arabistan’ın bile 6000 prense birden bakacak maddi kaynağı yok. Ama prenslerin hepsi bir şekilde çok para harcamaya devam ediyor. Nasıl mı beceriyorlar? Suudi Arabistan’da kuracağınız firmanın büyüklüğü ne olursa olsun yarısı bir Suudi Arabistan vatandaşına ait olmak zorunda. Genelde yerel ortaklar işe gelmeden karın yarısına ortak oluyorlar. Kurduğunuz firma büyükse o zaman bağlantıları güçlü bir yerel ortak almanız gerekiyor, özellikle devletle iş yapacaksanız güçlü bir prensle ortak olmanız şart. Yoksa Suudi Arabistan’ın iş ortamında pek yol almanız mümkün değil. Prensler size verdikleri destek karşılığında danışmanlık ücreti adı altında parsayı topluyorlar. Birine danışmadan yol almanız mümkün değil, sektörler prensler arası paylaşılmış.
Suudi Arabistan’ın zenginleşmesi diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi endüstri devriminin getirdiği dönüşümle 200 sene süren bir süreç sonunda değil, petrolün çıkarılması ve işlenmesi ile 25 senede başarılmış. Çöldeki çadırında yaşayıp basit bir yaşam sürenler birden kendilerini en lüks araçları kullanır, Londra’nın en pahalı mağazalarından alış veriş eder ve Fransa kıyılarında şato satın alırken bulmuşlar.Ülke çok hızlı zenginleşmiş ama sosyal gelişim buna henüz ayak uyduramamış. Suudi Arabistan’da bağnaz ve yasakçı bir zihniyet her alanda hakimiyeti eline almış. Hayatın her alanında karşınıza çıkan “yasak hemşerim”ler arasında biraz turlayalım mı? Hadi gelin şu banka şubesi ile başlayalım. Banka şubesinin iki giriş kapısı var: erkeklere ve kadınlara ayrı katlarda kendi hemcinsleri servis veriyor. Cinsiyet ayırımı hızlı yemek restoranlarında da var: kadınlarla erkeklerin kasaları farklı ve aralarında paravan var. Yemeğinizi aldıktan sonra cinsiyete göre ayrılmış salonlara geçiyorsunuz. Namaz vakti yaklaşınca bütün lokantalar mecburen kapanıyor. Çünkü siz namaz vakti yemek yerken yakalanırsanız lokanta sahibinin başı din polisi ( mutavin) ile derde giriyor. Kadınların araç kullanması yasak olduğu için arabaları Asyalı şoförler kullanıyor. B ülkede mağaza vitrinlerinde gördüğünüz mankenlerin kafası yoktur, çünkü plastikten de olsa kadınların yüz göstermesi günahtır. Suudi Arabistan AVM’lerinde soyunma odaları da yasak bu arada. Bir şey alırsanız evde denemeniz lazım. Sinemalar da uzun süre yasaklıydı, yeni açılan sinemalarda ise sadece müftülükçe onay verilen filmler gösterilebiliniyor. İnternetin sansürlü olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Ülkeye gelen her türlü yazılı veya dijital ürün denetimden geçiyor. Aynı uçakta geldiğim bir yolcunun yanındaki dergileri inceleyen polis, dergi kapağındaki kadın maratoncunun şortlu resmini açık bulduğu için bacaklarını siyah kalemle sansürleyip geri vermişti. Suudi Arabistan’da bir ara telefonlardaki Bluetooth yasaklanmıştı. Nedeni de AVM’lerde kadın ve erkeklerin birbirlerine bu şekilde telefonlarını verebilmesiydi. Fotoğraf çeken cep telefonları da aynı şekilde yasaklı listesindeydi. Eskiden bir ara Pokeman ‘da yasaklanmıştı. Yasakları say say bitmiyor, anlayacağınız yasaklamak bir Suudi klasiği. Ama yasaklanmayan şeyler de var. Geçenlerde 71 yaşındaki bir adamın başlık parasını verip evlendiği 9 yaşındaki kız çocuğuyla ilgili haberler gazetelere çıkmıştı. Mahkeme din adamlarından aldığı görüş doğrultusunda 9 yaşın evlenmek için erken olduğunu ve kız çocuğunun ancak 10 yaşında kadın sayılabileceğini hükme bağladı. Başka bir davada ise evli bir çift evlerinde sorun çıkardığı için bir “cin”’i ( içilen değil hani şu çarpan) mahkemeye vermişti. Bildiğim kadarıyla cin mahkemeye gelmemiş.
Suudi Arabistan’ı diğer gezdiğimiz ülkeler içinde bir sınıfa sokmamız zor, burası kendine has özellikleri olan eski, oldukça farklı, din merkezli ve içine kapanık bir yaşam stilinin modern bir altyapı ve petrol zenginliği ile iç içe devam ettiği bir ülke. Ülkede petrol çıktıkça bu hayat stilinin fazla değişmesi beklenmiyor, ama değişime dirençli bu ülkede nadiren de olsa yenilikler olabiliyor. Örneğin, Suudi Arabistan şimdiye kadar iş ve hac vizesi haricinde başka tip vize vermemiş, ama hükümet yakında ülkenin bir kısmını turizme açmayı planlıyor. Kim bilir, belki de ülkeyi gezen ilk resmi turistlerden biri siz olursunuz? Neden olmasın?
----------------------------------------------------
Bu blogda yayınlanan yeni yazıların size otomatik olarak e-postalanmasını isterseniz linke tıklayarak ŞİMDİ GEZELİM'e abone olabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.