
Bako milli parkina karadan yol yok. Bako pazarinin onunde bir tekne kiralamak gerekiyor. tekneye binerken dikkatli olunmasi gerekiyor dengenizi aman kaybetmeyin cunku tuzlu su timsahlari var.


Biraz ileride evlerini gordugumuz balikcilari is uzerinde goruyoruz. Gelgitlerde balik yakalamak icin kullandiklari aglari onarmakla mesguller.

Yirmi dakikalik bir yolculuktan sonra gokyuzunun agaclardan zor gorundugu oldukca nemli ve son derece yesil yagmur ormanina variyorum.

Agaclar sanki benim gibi terden siriksiklama olup tutunacak yer arayanlara el vermek ister gibi binlerce kokunu yola sermis.

Yurumeye basladiktan on dakika sonra agaclarda probiscus maymunlarini goruyorum. Probiscuslar cekingen bir tur, dallardan inmeden uzaktan yuruyusculeri seyretmeyi tercih ediyorlar. Ancak yarim saat otede karsilastigim makak maymunlarinda durum tam tersi, bu merakli tur neredeyse objektifin icine girecek.


Park icinde bes-alti saat dolastiktan sonra kiyiya geri donuyorum. Gelgitle sular epeyi cekilmis, dort saat once gordugum adacik simdi kara olmus.



Denizin yanindayken pacalari sivayip biraz serinleyeyim diyorum, sansima orada tabelalari boyayan park gorevlisi mudahele ediyor: " suyun dizkapagina geldigi yerlerde timsahlar var, istersen park merkezinde serinle". Onerisini hemen kabul ediyorum.


Geri donmek icin kafeye toplanan ziyaretcilerle maymunlar arasinda kedi-fare oyunu oynaniyor. Yalniz burada kedi rolunde maymunlar var. Kafede yemek yiyen, bir sey icen musterinin dort besi birden yaklasiyor, musterinin dikkati dagilinca maymunlardan biri masaya firlayip sasirtici bir hizla ne varsa caliyor: kola, biskuvi, yemek, gozluk vb.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.