Japon kalkinma modeli ve sonuclari

1950'lerden 1990'lara kadar Japonya deyince herkes durup soyle bir onunu iliklemek ihtiyaci duyuyordu. Dunyanin kiskandigi bir zenginlige Japonlar oldukca kisa bir surede ulasmislardi. Hemen her ulke -Turkiye dahil- Japon modelini taklit etmeye kalkisti. Herkes taklitle ugrasadursun Japon modeli 1990'larda coktu ve halen kendine gelemedi.

Peki nedir bu Japon modeli. Kucuk bir ornekle baslayayim. Japon tuketicisi borc almak istedigi zaman buyuk bankalar bundan hoslanmiyor, onlar daha cok kurumsal musterileri tercih ediyorlar. Tuketiciye borc veren bankalar ya da finans kurumlari yillik %8 ila %30 arasi faiz isletiyor. Halbuki bir firma borc almak icin bankaya basvurursa faiz sadece %0.5.

Japon sisteminin ozu dort sozcukten ibaret: “ zengin devlet, fakir halk” . Fakir dediysem bize gore elbette cok daha fazla kazaniyorlar ama cogu sey o kadar pahali ki bir Japon'un yasam standarti -bana gore- Turklerden daha dusuk. Japonlar henuz imparatorlukken hizli kalkinmak icin Zaibatsu modelini getirmisler. Bu modele gore dort buyuk bir firma ( Mitsubishi, Sumitomo, Mitsui, Yasuda) Japon ekonomisini kontrol edip disardan gelen firmalara kapali tutmuslar. Halktan topladiklari paralara az faiz verip kendi grup sirketlerinde kullanmislar. Yani bizde hortumculuk dedigimiz ve onlarca bankanin kapanmasiyla sona eren durumu bizzat devlet tesviki ile yapmislar. Amerikalilar Japonya'nin yonetimini ele alinca ilk once zaibatsu firmalarinin acik ekonomiye zarar verdigini gorup onlari parcalayip kucuk bagimsiz firmalar haline getirmisler. Ancak Kore savasi sirasinda bu firmalarin yeniden birlesip uretimleriyle Kore savasinda Amerikalilara iyi destek vermesiyle durum degismis. Komunizm tehlikesinden cekinen Amerikalilar buyuk tekellerin yonettigi bir Japon ekonomisinin Ruslara karsi daha kuvvetli olacagi dusuncesiyle zaibatsu'ya izin vermisler, yalniz modelin adi degismis ve 'Keiretsu” olmus. Japon Endustri ve Ticaret Bakanliginin ( MITI- daha sonra adini degistirip METI olan bakanlik) gudumune giren bu firmalar devletten ihalesiz isler almaya ve istedikleri mallarda yuksek gumruk duvarlari koydurtmaya devam ediyor. Buna karsilik devletin istedigi alanlara yatirim yapip halktan dusuk faizle topladiklari paralari buralarda kullanmaya devam ediyorlar. Devlet disarda rekabet edebilecek buyukluge getirdigi firmalari iceride mal ve hizmetlerin fiyatini suni olarak yukselterek (dolayisiyla firmalarin karini yukari cekerek) ve Japon halkinin refah seviyesini dusuk tutarak desteklemeye devam ediyor.

1990'lardaki ekonomik krizden once dunyadaki en buyuk yirmi frma icine giren uc Japon bankasi vardi, bugun en buyugu 187 inci. Ekonomik kosullara uygun yonetilmeyen kurumlar eninde sonunda kotulesiyor. Japonya'nin ekonomisi son iki-uc seneden beri fena degil, %1 kadar buyuyorlar; bu senelerce resesyonda kalmalarindan elbette daha iyi. Japonya'nin en buyuk ihracat pazari artik Cin. Japon urunlerinin neredeyse ucte biri artik Cin'e gidiyor, oradaki bir yavaslama ekonomiyi eskisine gore daha cok vuracak. Ve Cin eninde sonunda senelerdir %9'la surdurdugu buyumesini yavaslatmak zorunda kalacak. Iste o zaman Japonya'yi yine zor gunler bekliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...