Perito Moreno buzulunu ziyaret ettikten sonra , guney Patagonya'da giderek kotulesen havadan biran once kurtulmak icin, vakit kaybetmeden Kuzey Patagonya'ya cikmaya karar verdim. El Calafate'den Chubut bolgesinin buyuk sehirlerinden Puerto Madryn'e dogru yola cikiyorum. Ulke buyuk, ayni bolgedeki bu iki sehir arasinda yol 25 saat surecek.
Patagonya'ya ilk gelen Ispanyollar bolgede yasayan yerlilerin buyuklukleri karsisinda saskina donmusler. O zamanlar ortalama bir ispanyolun boyu 155cm iken yerlilerin ortalama boyu 180 cm imis. Bu yuzden bolgeye “devlerin yasadigi yer” Patagonya adini vermisler. Patagonya boyutlari itibariyla verilen bu ismi sonuna kadar hakediyor: bolge topraklari Turkiyenin yaklasik 1.4 kati kadar. Arjantin tarafinda genis duzluklerle baslayan topraklar Sili sinirinda And daglari boyunca yukseliyor. And daglari ve Pasifik okyanusu arasinda ise girintili cikintili bircok fiyord Patagonya'nin bati kiyisini olusturuyor.
Otobus camindan bakiyorum: sarilar,acik sarilar, koyu sarilar. Arada bir basini gosteren canli yesiller. Kilometrelerce hic degismeyen insani hipnotize edercesine yolla beraber akan topraklar. Cocuklar insani ayni seyi on kez yuz kez bin kez sorarak biktirir ya. Patagonya cocuk gibi renklerini , sekillerini size bir kez gosteriyor, sonra tekrarliyor, sonra yine, sonra on, kez bin kez, yuzbin kez, ayni, ayni, ayni, ayni. Patagonya yorulmuyor, sikilmiyor. Siz gordum dedikce yeniden ve yeniden kendini tekrarliyor. Patagonya kendini sik sik tekrarliyor ki buyuklugunu iyice anlayasaniz. Burada gokyuzu buyuk. Yerle gogun birlestigi yer sagda ayni solda ayni arkada ayni onde ayni. Gogu kucultecek insan yapilari yok. Patagonya kendini tekrar ede ede sizi buyuklugune once alistiriyor sonra sevdiriyor.
Puerto Madryn, hemen yani basindaki Unesco Dunya Mirasi sayilan Valdes Yarimadasi Milli Parki sayesinde bircok ziyaretciyi cekiyor. Tabi dogru mevsimde... Valdes yarimadasi balina, penguen, deniz aslanlari ve foklarin uremek icin tercih ettigi bir bolge. Genelde yazin bolgeye gelen hayvanlar sonbahar bitmeden bolgeden ayriliyor. Sonbaharin son gunlerini yasayan Puerto Madryn'de goc eden hayvanlarla birlikte turistler ve turistlere hizmet eden isletmelerde ortama uyarak goc etmisler: bircok konaklama yeri ve lokanta kapali. Valdes yarimadasinda birgun suren bir gezi sirasinda henuz yola cikmamis tembel balinalara ve penguenlere rastliyorum ama onlarda cekingen. Bayagi bir uzaktan gorebiliyorum.
Puerto Madryn doga turlari disinda uzun sahilleri ile de taniniyor. Bu mevsimde butun sahil bana ve iki balikciya ait. Havanin duzelmesini firsat bilip butun gunu deniz kenarinda turlayip arada sicak cikolata testi yaparak geciriyorum. Burada sute kakao katmak yerine masaya sicak sut ve sute banmak icin cikolata getiriyorlar, yani cidden sicak cikolata.Hmmmm, bir tane daha lutfen. Arada ugradigim denizcilik muzesi ve ekoloji muzesi de kapali. Haftasonlari saat 3-6 arasi acilacaklari bildiren yazilar var, yani haftada toplam 6 saat sansim var. Gecelim. Sehir icinde yapacak bir sey olmadigi icin yakindaki sehirlere ugruyorum.
Patagonya'nin bu bolgesine ilk 1865 yilinda yerlesim baslamis. Arjantin hukumetinden izin alan Galler'liler bir gemiyle Puerto Madryn'e inmisler ve orada 150 kisilik bir grup olarak sehrin ilk temelini atmislar. Yani resmi olarak Patagonyalalilasmislar. Bolgedeki diger sehirler bu ilk Galler yerlesiminden sonra kurulmus ve Galler esintili isimler tasiyorlar.
Trelew, Puerto Madryn'e gore biraz daha buyukce bir sehir. Deniz kiyisindan iceriye bir saat kadar gidince Trelew'e variyorsunuz , arada en kucuk bir yerlesim birimi bile yok. Sadece bosluk. Trelew, bolgenin politik merkezi ve vali burada oturuyor. Ticari onemi disinda turistlere sunacagi pek bir sey yok, siyecektim ki dur bi dakika izgara eti atlamayayim. Patagonya'nin genis duzluklerinde yetisen koyun ve sigirlar gercekten lezzetli ve ucuz. Ortada yanan ates etrafina siralanan koyun ya da sigir izgarasindan doyana kadar tika basa yerseniz (sinirsiz menu) 15 YTL gibi bir ucret oduyorsunuz.
Gaiman, Trelew'dan yarim saat uzaklikta bir kasaba. Tabi burasi da 1870 lerde Galler'den gelen gocmenler tarafindan kurulmus. Gezi kitaplarina gore Galler Cay bahceleri ile taniniyor. Gittigimde acik sadece bir cay salonu buluyorum, ama son derece yeterli: cayin yaninda 12 cesit pasta getirerek “cayin yaninda tatli bir seylerde yiyin” olayinda son sozu soyluyorlar. Caydanligin heykelini bile yapmislar, saygilarrrr. Bu bolge icin dogru mevsimde dogru yerde olmak gercekten onemli, yoksa gorecek fazla sey kalmiyor (ama goruldugu gibi tadacak bir suru sey var). Ne yapalim bizde daha kuzeye cikariz. Buenos Aires'te gorusmek uzere.
Abilerin abisi, dogumgunun kutlu olsun, canim benim. Keske burada olsan demeyecegim, keske biz senin yanina gelebilseydik bugun. Tatar yanaklarindan sulu sulu opseydim. Nice nice guzel yaslara, nice guzel huzurlu yillara. Seni cok seviyorum.
YanıtlaSilKarindasin, Aysekadin...