Başkanlıkla Yönetilen 26 Ülkeden Ekonomi Üzerine Seyahat Notları

          Başkanlık tartışmaları devam ederken bilgim olmadan fikrim olmaması için vikipedya'ya girip hangi ülkeler başkanlıkla yönetiliyormuş baktım. 42 tane var. Bu ülkelerin 26'sında bir şekilde yaşamışım, gezmişim: caddelerinde yürüyüp, yemeklerini yemişim, taksi şöförleriyle pazarlık edip, hostellerinde/evlerinde/otellerinde kalmışım, kazıklanmışım, döviz bozdururken komisyondan anam ağlamış, trene, uçağa, vapura binmişim: para harcamışım. Yerel ekonomiyi uzaktan değil de yerinden deneyimlemişim. 

      Yabancı biri olsam ve sadece Türk medyasında okuduklarıma göre ülkeyi anlamaya çalışsam referandum dışında pek derdi olmayan, Avrupa'nın çoooook kıskandığı, canı istediğinde dünya haritasını Osmanlı torunu edasıyla değiştirebilecek kadar kudretli ama nedense tenezzül etmeyecek kadar tok, herkesin çok iyi geçindiği bir yer zannederdim. Da buradayım, gazetelerde okuduklarımın ne anlama geldiğini daha doğrusu ne anlama gelmediğini gayet iyi biliyorum.

     Uzaktan  ülkeyi anlamaya çalışanların durumuna düşmemek için gezdiğim  başkanlıkla yönetilen 26 ülke üzerine kısa kısa seyahat ve ekonomi notlarımı burada sizle paylaşıyorum.

"Kardeşim upuzun yazı hayat kısa daha komik kedi suratlarına layk yapacam, Nihat Doğan'ın sakal tıraşını tartışmaya açacam" gibi acelesi olanlar için 26 ülkenin özet hali aşağıda. Gezdiklerimden anladığım da şu: " Başkanlıkla yönetilen ülkeler de güç merkezde toplandığı için genel olarak gelir eşit dağılmaz. Gene aynı sebeple yatırım bir türlü istenilen düzeye çıkmaz. Başkanlık fakirleştirir".
Bunun bir kaç istisnası var (ki onlar bizim durumumuza uymuyor zaten), onları da aşağıda yazıyorum.

Çarpıyla işaretlediğim ülkelerle ilgili yazılara simdigezelim.com'da sol sütundan ulaşabilirsiniz. Ekonomi notu genel tecrübeme göre verdiğim kişisel nottur.


Tam başkanlık sistemleri
Şimdigezelim'de var Ekonomi Notu
1 ABD X Çok iyi
2 Afganistan
3 Angola
4 Arjantin X Türkiye benzeri-Başarısız
5 Benin
6 Bolivya X Çok başarısız
7 Brezilya X Başarısız
8 Burundi
9 Dominik Cumhuriyeti
10 Ekvador X Başarısız
11 El Salvador X Başarısız
12 Endonezya X Başarısız, iyileşiyor
13 Filipinler X Başarısız
14 Gambiya
15 Gana X Başarısız, iyileşiyor
16 Guatemala X Başarısız, güvenlik yok
17 Güney Sudan
18 Honduras X Başarısız, güvenlik yok
19 İran X Başarısız
20 Kıbrıs Cumhuriyeti
21 Kolombiya X Orta altı başarı, iyileşiyor
22 Komorlar X Ekonomi mi var?
23 Kongo Cumhuriyeti
24 Kosta Rika X Başarılı
25 Liberya
26 Malavi
27 Maldivler X Ehh, pek iyi değil, kötü değil
28 Meksika X Orta altı başarı
29 Myanmar X Çok çok başarısız
30 Nijerya X Başarısız
31 Nikaragua X Kötü, ama doğru yolda
32 Palau
33 Panama
34 Paraguay X Kötü ama umrunda değil
35 Seyşeller X Ehh, Afrika için kötü değil
36 Sierra Leone
37 Sudan
38 Surinam
39 Şili X İyi
40 Uruguay X İyi
41 Venezuela X Çok,çok,çok,çok başarısız
42 Zambiya X Kötü ama iyileşiyor



İlk başta herkesin ağzına sakız ettiği örnek yani ABD' yle başlayalım.

ABD, 50 eyaletten (+ bölgeler + vs vs) oluşan bir devlettir. Bu eyaletlerin çoğu ilk önce bağımsız devlet olarak varolmuş daha sonra Birleşik Devletler'e bağlanma kararı almıştır. Bu nedenden dolayı her eyaletin merkezden bağımsız kural ve kanunları vardır. Bazı eyaletlerde 50 mille gidersiniz bazısında 70 mil. Bazısında trafik ışığında sola dönersiniz bazısında suçtur. Ticaretten eğitime bir çok alanda farklılıklar vardır. İşte bu farklılıklar a) federal kanunlar ve b) gerektiğinde ""höttt hizaya geliyyn" diyen kuvvetli bir başkan sayesinde olabildiğince kapatılır. ABD devlet yönetiminin ana teması ulusu yerinden yönetmek ve gerekmedikçe mahallenin şehir yönetimine, şehir yönetiminin eyalet yönetimine, eyalet yönetiminin federal yönetimine yetki devretmemesidir. Yargı çok kuvvetlidir, sıradan bir yargıç başkanları tir tir titretebilir. Kurumlar güçlüdür. Son iki şıktan anlaşılacağı üzere bizim ülkeyle ilgisi yoktur. ABD'nin üç eyaletinde iki sene kadar yaşadım. Gözlemime göre normal bir Amerikalı için en önemlisi yaşadığı bölgedir, başkanla seçim dışında bir işi olmaz, olsun da istemez.

Arjantin tarihine bakın neredeyse bizle paralel giden bir ülkedir. Aynı tarihlerde askeri yönetim. Aynı popülist politikalar, aynı ekonomik çöküşler. Arjantin halkının büyük çoğunluğunun atası İtalya'dan , hatırı sayılır bir kısmı da taa Osmanlı zamanı Suriye'den bu ülkeye göçmüştür. Belki de bu yüzden siyasetleri bize benzer. 1900'lü yılların başında dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Arjantin bir daha o zamanki gelirin düzeyine asla kavuşamamıştır. Halbuki Başkanlıkla yönetilmektedir. Eee hani ekonomik başarı= başkanlıktı?  Arjantin'in son 100 yıllık durumuna ağlamak isteyenler bu yazıyı sevecektir (İngilizce).



Bolivya, dünyanın en fakir ülkelerinde biridir. Denizlere kıyısı yok, eğitimli bir halkı yok. Bizimle kıyas edilecek bir yanı da yok.


Brezilya: samba, futbol, ekonomik dalgalanma ve çöküşlerin ülkesidir. 10 sene iyi giderse 15 sene kötü gider. Ham madde fiyatları yükselişe geçtiğinde herkes ülkenin ne güzel yönetildiğinden bahseder, fiyatlar inerken ne kadar kötü olduğundan. Başkanlıkla yönetilir, mehter marşını 1 ileri 1.5 geri anlarlar ve nedense sokaklarında güvenliği bir türlü sağlayamazlar.



El Salvador, Guatemala, Honduras başkanlıkla yönetilirler. Akşam hava karardığında büyük şehirlerinde gezmek Türkiye'de gazeteci olmak kadar tehlikelidir. Ekonomileri berbattır, bu ülkelerin hepsi uyuşturucu rotası üzerinde yer alır. Türkiye'yle karşılaştırmayalım.

İran İslam Cumhuriyeti. Mollalar için mollalar tarafından yönetim. Pek bilinmeyen bir gerçektir ama dünyada en çok uyuşturucu tüketilen ülkelerden biridir. Bu sorun gençliği uyuşturup ayaklanmayı zor hale getirdiği için yönetimin umurunda değildir. İş bulmak için önce bir molla tanımak ve gönlünü hoş tutmak gereken bir yerdir. Ülke halkın iyiliği için değil, bir ideolojiyi ve molla yönetimini ayakta tutmak için yönetilmektedir. İran halkı çok daha iyisine layık. Ülkenin genlerinde demokrasi olduğundan ( Ortadoğu'da serbest seçim yapan ilk ülkelerden) gelecekte normale dönmesini beklerim.

Nijerya: Otuz defadan fazla gittiğim kocaaaa bir pazara sahip Afrika'nın en büyük Müslüman ve en büyük Hristiyan nüfusuna sahip ülkedir. Dünyanın altıncı büyük petrol üreticisidir. Ama ülkede petrol karaborsaya çok sık düşer. Şehirlerinde kanalizasyon, çöp toplama, şebeke suyu vb yoktur elektrik canı istediği zaman gelir. Uzun zamandan beri başkanlıkla yönetilen bu ülke düzenli petrol geliri olduğu halde devlet kurumları sağlam olmadığı için fakirdir.

Gana: Ekonomisi Nijerya'dan daha kötü durumdadır. Kişi başı gelir Türkiye'nin beşte biridir. Bu ülkeye benzemek için başkanlık istiyor olamayız.

Kolombiya, Nikaragua ve Ekvador çalkantılı tarihleri olan sokağa çıkılırken tedbir alınması gereken ama son zamanlarda ekonomik olarak düze çıkmak için doğru adımları atmaya başlayan yerlerdir. Kolombiya ve Nikaragua çok uzun süren iç savaş/silahlı grup mücadeleleri sonrası tüm gruplarla barışarak karanlık geçmişlerini arkalarından bırakmaya çalışmaktadır. Nikaragua, bayağı fakir bir ülke ve kaynakları kıt. Buna karşın Kolombiya'da kaynaklar belli ailelerin elinde toplanmış durumda. Bakalım gelecek bu ülkelere daha iyi davranacak mı? 

Kosta Rika: Kuzey ve Güney Amerika'da ordusu olmayan tek ülke. Türkiye'yi ordusu olmadan düşünebilir misiniz? Ortadoğu'da? Kıyas edilemez, geçelim.

Maldivler: Küçük kendi halinde, vakit bulanın darbe yaptığı bir yerdir. Halkın yaşadığı bölgeler şeriatla yönetilir, turistlere gök kubbe altındaki her şey serbesttir.

Meksika. Bizim Avrupa'nın fasoncusu olmamız gibi, Meksika'da ABD'nin fasoncusudur. Ülke ekonomisi bir türlü kırılamayan tekel ailelerin elindedir. Başkan ülkedeki güvenlik sorununu bir türlü çözememekte, durum  kötüye gitmektedir. Gelir dağılımı çok bozuktur.

Myanmar: Asya'nın en zengin ülkesiyken darbe yapan generaller sayesinde ve 40 sene kadar süren katı askeri yönetim sayesinde Asya'nın en fakir ülkesi ünvanını ele geçirmiştir. Ülkede yeraltı kaynağı olarak ne ararsanız var, ama toparlanması uzun sürecek bir ülkedir.

Paraguay: Dünyayla kaçakçılık yapılan bir şehri dışında pek ilgisi olmayan kendi halinde bir ülkedir. Suya sabuna dokunmaz. Başkanlık olsa da olmasa da takmaz, Türkiye'yle kıyas olmaz.

Şeyseller: Ufacık tefecik minnacık. Adanın tüm ekonomisi turizme dayalıdır. Kıyas kabul etmez.

Şili ve Uruguay: Başkanlıkla yönetimde iyi örneklerdendir. Şili dünyanın en büyük bakır üreticilerindendir ve son zamanlarda kazandığı parayı gayet iyi değerlendirmektedir. İtiraz ve gösteri kültürü vardır. Başkan ters bir karar vermeye kalkarsa halk sokaklara dökülür. Demokrasi işler. İyi yerdir. Uruguay, küçüktür ama komşusu Arjantin'e göre çok iyi yönetilir. Sosyalistler yönetimde ağırlık sahibidir. 

Venezuela. Dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisidir. Ama ülkede yemek karneyle dağıtılmakta, tuvalet kağıdı sadece karaborsada bulunmaktadır. Ve "bütün bunların sorumlusu başkan değil,  şeytan Amerika'dır". Yersen. Başkanlık sisteminin en aşırı ve en kötü uygulamalarından biridir. "Parasıyla rezil olmak" deyiminin yaşayan kanıtıdır.

Zambiya. Kişi başı milli gelir Türkiye'nin altıda biridir. Geçelim.

      Düşünüyorum da gezerken kendimi en güvensiz hissettiğim yerler arasında başkanlıkla yönetilen ülkeler çoğunlukta. Neden sizce? Bana kalırsa başkanlık sistemi gelir dağılımını bozduğundan dolayı bu ülkelerde aç ve kızgın adam bulmak kolay olur. Dolayısıyla soygun ve cinayet bu ülkelerde insanı canından bezdirir. Bakın aşağıda dünyada en çok cinayet işlenen 20 şehir var: 19 tanesi başkanlıkla yönetilen ülkelerden.




Yukarıdakiler benim kişisel gözlemlerim. Bir de işin bilimsel yanı var. İngiltere'nin York Üniversitesinde ekonomi dalında profesör olan Gülçin Özkan, Ekim 2016'da (yani henüz referandum yapılacağı  belli olmadan) başkanlık rejimi ve parlamenter demokrasiyi karşılaştıran çalışmasını yayınlamış. Çalışmanın can alıcı bölümü şu tabloda, özet için linki burada.



Tablo 2. Siyasi gelişmişlik, ekonomik ve beşeri kalkınma göstergeleri

Göstergeler

Parlamenter sistem (başkanlık rejimine kıyasla)

Siyasi gelişmişlik göstergeleri

Yolsuzluk endeksi
Daha düşük
Etkin yönetim endeksi
Daha yüksek
Bürokrasi kalite endeksi
Daha yüksek
Siyasi istikrar
Daha yüksek
Ekonomik kalkınma göstergeleri

Kişi başı milli gelir
Daha yüksek
Telefon hattı yaygınlıgı
Daha yüksek (% 45)
Ticaret hacmi
Daha yüksek (% 30)
Yatırım puanı
Daha yüksek (100 üzerinden 6 puan)
Verimlilik
Daha yüksek
Beşeri kalkınma göstergeleri

Ortalama ömür
Daha yüksek (% 2)
Bebek ölümleri oranı
Daha düşük (% 23)
Okur-yazar oranı
Aynı
Not. Tablodaki büyüklükler 1951-2000 arası 50 yıl süreyle izlenecek Parlamenter rejimin, 1960-2000 arası ortalama değerler üzerindeki sonuçları olarak hesaplanmıştır (Gerring vd. 2009, sayfa 350). Verimlilik ile ilgili sonuç Persson ve Tabellini (2003)’ten alınmıştır.


Yani ister benim yaptığım gibi sokak seviyesinden bakın, ister bilimsel açıdan bakın başkanlık ekonomi için kötü haberdir. Türkiye ekonomik olarak sıkıntılı günlere doğru dolu dizgin giderken başka işimiz yokmuş gibi referandum yapıp oyalanıyoruz. Şunu kazasız atlatsak ta hükümette ekonomiyi yönetme işini hatırlasa artık. Hayırlısıyla o da olur.

Gezmek lazım bazen.

http://www.simdigezelim.com/p/takip-et.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...