Güney Kore'nin başkenti Seul ( 2012)

 Dört sene sonra bir kez daha Seul'e uğrama fırsatım oldu. Geçen seferki gezimde Eylül başı olduğundan hava oldukça sıcak ve nemldi olduğunda sokaklarda gezinmesi biraz zahmetliydi. Bu kez metroyu daha az kullanarak dolaşabildim.
 Seul'de dört sene öncesine göre değişen fazla bir şey yok, 2008'de gazetelerin ön sayfaları ekonomik krizle doluyken şimdi son dört senedeki hızlı gelişmeden bahsediyor.
 Güney Kore'nin Samsung firması bu sene daha da büyüyerek  dünyanın en büyük elektronik firması ünvanını almış. Samsung almasında kim alsın? Halk telefonuyla yatıp kalkıyor. Kore'deki evlerin %85'inde internet hızı 30Mbit/s ( Türk Telekom'dan ortalama 15 kat hızlı). Metroda hemen herkes kafası önünde telefonuyla uğraşıyor. Hadi anladım metro vagonlarında bedava internet var, vaktini bulan hemen üç dakika önce neler yaptığını arkadaşlarına yetiştiriyor. E sokaklarda yürürken telefon ekranında dizi film seyretmek biraz fazla olmuyor mu?
 
Bu şekilde yürürken kaza geçirenlerin ( ve hatta kaldırımdaki direklere çarpıp ölenlerin)  sayısı hızla artınca hükümet "Vatandaş!Yürürken TV seyretme, bildiğin yürü işte."  kampanyası başlatmış.
Ama gördüğüm kadarıyla başarılı olamamış. Neyse telefonları bırakıp manava dalalım. Daldığımız gibi de dışarı fırlayalım: kardeşim 30 TL'ye tek bir elma olur mu? Tamam, büyük olabilir hem de güzel görünüyordur. Ama tek bir elma yarım kilodan fazla değil, 30 TL nasıl olur?   Bu hediyelik götürülen cinsten, hani bize baklava götürürüz ya, Koreliler de meyve götürüyor bir yere giderken. Daha ucuz olan elma cinsleri de var ama genel olarak meyve ateş pahası.

Seul sokaklarında dikkati çeken başka bir şey ise estetik ameliyat reklamlarını çokluğu. Resimlerde ameliyat giysileri içinde gülümseyen doktorlar müşteri arıyorlar ya da insanların ameliyat öncesi ve sonrası fotoğrafları var. Hatta ameliyat için banka kredisi sağlayan bile var.  Güney Kore'de "batılı" görünüme sahip olmak özellikle genç nesilde bir tutku haline gelmiş. Karne hediyesi olarak estetik ameliyat olan 14 yaşındakilerin hikayeleri gazeteleri süslüyor.

Güney Koreliler gelişmiş gelişmesine ama bir yandan da şehir efsanelerine inanmaya devam ediyorlar. Mesela geceleyin havalandırma ya da fanı açık bırakırsanız öleceğinizi düşünüyorlar. Nasıl mı? Soğuktan donarak ya da fanın havadaki oksijen atomlarını doğrayarak odada hava bırakmaması sonucu boğularak tabii ki de. Böyle şey olur mu? demeyin. 2006 yılında Kore Tüketici Birliği gece havalandırma ya da fan kullanmanın ölüme yol açacağı uyarısını resmi olarak yapmış. Halkta inanmış, çok mu?


 Güney Kore eğitimde dünyanın en iyi ülkelerinden biri. Matematik ve fen eğitimi konusunda ilk beşteler. Ülkede lkokul öğrenileri günde beş, orta okul öğrencileri günde sekiz ve lise öğrencileri günde 12 saat ders görüyor. Ha bir de haftada 6 gün derse gidiyorlar. Sonra okuldan çıkıncada dershaneye devam ediyorlar ki ders notları yükselsin. Bütün bunlara rağmen Kore'de İngilizce eğitiminin iyi olduğunu söyleyemeyiz. Aşağıda bir aksesuar mağazasının tabelası buna örnek. "To Kill"  ( Öldürmek Aksesuar). 
Yazıyı daha fazla uzatmadan burada bitireyim. Ama son bir şarkı dinleyelim mi? Güney Kore'den hım hım nasıl desem "dışkı" şarkısı.

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=30cHPFm09aY




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...