Huay Xai kasabasından Laos'un ünlü Luang Prabang şehrine gitmenin iki yolu var. Otobüs ya da tekne ile. Laos'ta otobüs yolculuğu genelde zaman alıcı ve yavaş olabildiği için tekneyle gitmeyi seçip işi şansa bırakmıyoruz: tekne kesinlikle zaman alıcı ve yavaş.
Ama bir o kadar da zevkli. İster etrafı seyredin ister vurun kafayı yatın. Eskiden teknelerin çok kalabalık olduğuna dair şikayetler olurmuş ama şu an için hükümet sorunu çözmüş gibi. Limandan hareket etmeden herkese yetecek kadar hatta daha da fazla koltuk tekneye yükleniyor.
Mekong nehri üzerinden saatte 20 km hızla kıvrıla kıvrıla güneye doğru iniyoruz. İki gün sürecek yolculuğun sonunda toplam 300 km yapmış olacağız.
Nehir kah genişleyerek kah daralarak ama her zaman güzel manzaralar sunarak ve başka türlü erişimi olmayan köyleri görme imkanı sağlayarak dağlar arasından yoluna aceleyle devam ediyor. Acelesi olmasının sebebi son ay içinde 16 metre kadar yükselmesinden de olabilir.
Arada inip binen köylülerin dışında pek fazla bir olayın yaşanmadığı bir günün sonunda Pak Beng köyüne varıyoruz. Laos'u ziyaret eden bir çok kişiye göre "ülkedeki en kötü yer" ünvanını hak eden bu küçük yerleşim yeri aslında doğa olarak son derece güzel bir konumda. Pak Beng'in varolma sebebi Huay Xai'den Luanag Prabang'a inen yolcuların bir gece konaklaması için altyapı sağlamaktan ibaret. 1.5 km uzunluğundaki bir sokağın etrafına dizili sağlı sollu pansiyonlardan ve marketlerden oluşan bu köyde yaşayanlar yolcuların sadece bir gece kalacağının ve kötü servisle yüksek fiyatlara bir gece için fazla ses çıkarmatacağının iyice farkında. Öyle ki fiyatlar alınan hizmet için yüksek, yiyecekler de genelde pahalı. Pak Beng'den ertesi sabah 9 hareketle yeniden Mekong'a dönüyoruz.
Tekne kıyıdan el eden yolculara durup indir bindirlerle yoluna devam ediyor. İnip binecek kimse olmasa da yine de kıyıdakiler geçen tekneleri ilgiyle takip ediyor.
Mekong'un niye 16 metre kabardığını anlatmak istercesine indiren ve bir türlü durulmayan bir tağmur eşliğinde Luang Prabang şehrine varıyoruz.
Ama bir o kadar da zevkli. İster etrafı seyredin ister vurun kafayı yatın. Eskiden teknelerin çok kalabalık olduğuna dair şikayetler olurmuş ama şu an için hükümet sorunu çözmüş gibi. Limandan hareket etmeden herkese yetecek kadar hatta daha da fazla koltuk tekneye yükleniyor.
Mekong nehri üzerinden saatte 20 km hızla kıvrıla kıvrıla güneye doğru iniyoruz. İki gün sürecek yolculuğun sonunda toplam 300 km yapmış olacağız.
Nehir kah genişleyerek kah daralarak ama her zaman güzel manzaralar sunarak ve başka türlü erişimi olmayan köyleri görme imkanı sağlayarak dağlar arasından yoluna aceleyle devam ediyor. Acelesi olmasının sebebi son ay içinde 16 metre kadar yükselmesinden de olabilir.
Arada inip binen köylülerin dışında pek fazla bir olayın yaşanmadığı bir günün sonunda Pak Beng köyüne varıyoruz. Laos'u ziyaret eden bir çok kişiye göre "ülkedeki en kötü yer" ünvanını hak eden bu küçük yerleşim yeri aslında doğa olarak son derece güzel bir konumda. Pak Beng'in varolma sebebi Huay Xai'den Luanag Prabang'a inen yolcuların bir gece konaklaması için altyapı sağlamaktan ibaret. 1.5 km uzunluğundaki bir sokağın etrafına dizili sağlı sollu pansiyonlardan ve marketlerden oluşan bu köyde yaşayanlar yolcuların sadece bir gece kalacağının ve kötü servisle yüksek fiyatlara bir gece için fazla ses çıkarmatacağının iyice farkında. Öyle ki fiyatlar alınan hizmet için yüksek, yiyecekler de genelde pahalı. Pak Beng'den ertesi sabah 9 hareketle yeniden Mekong'a dönüyoruz.
Tekne kıyıdan el eden yolculara durup indir bindirlerle yoluna devam ediyor. İnip binecek kimse olmasa da yine de kıyıdakiler geçen tekneleri ilgiyle takip ediyor.
Mekong'un niye 16 metre kabardığını anlatmak istercesine indiren ve bir türlü durulmayan bir tağmur eşliğinde Luang Prabang şehrine varıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.