Güneydoğu Asya’nın bilinmeyen ülkesi Timor-Leste turistlerin pek uğramadığı yerlerden. Fazla insan gitmediğine göre benim uğramam farz olmuştu. Bu Ocak ayında kendimi Timor-Leste’nin başkenti Dili’de havaalanında vize memuruna Türkiye’nin yerini defalarca tarif ederken buldum.
Timor-Leste ismi Endonezya’ca ve Portekizce dillerinden geliyor. Ülkenin sadece ismi bile buranın geçmişi hakkında bilgi edinmemizi sağlıyor. “Timor” adı Endonezya’ca “doğu” demek ve adanın Endonezya’nın doğusunda olmasına atfen konulmuş. “Leste” adı ise Portekizce “doğu” demek ve ülkenin Timor adasının doğusunda olmasına atfen konulmuş. Kısacası Timor-Leste doğunun da doğusu. Böylesi ücra bir yeri Portekizliler 16yy.da sömürgelerine katmışlar ama merkezde bir kaç Portekizli bırakmak ve vergi toplamak dışında ülkeyle ilgili pek bir şey yapmamışlar. 300 sene kadar süren Portekiz sömürgesi 1975 yılında sona erdiğinde ülke kişi başına gelir, sağlık hizmetleri ve okur yazar oranında dünyada en kötü ilk %10’u içindeymiş. Daha bağımsızlığın ne olduğunu anlayamadan Endonezya’nın işgaline uğrayan ülke ancak 1999 yılında Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılan oylama sonucu Endonezya’dan bağımsızlığını kazanmış ve 2002 yılında resmen devlet olmuş. Okuma oranının çok düşük olduğu bu fakir ülkede Birleşmiş Milletler o zamandan beri devlet altyapısını oluşturmaya çalışıyor. Başkent Dili caddelerinde göreceğiniz araçların yarısı Birleşmiş Milletlere ait. Ülkede onlarca yardım kuruluşu da görev alıyor.
Dili şehrinde yaklaşık 200,000 kişi yaşıyor ama sokaklar öylesine sakin ki çok daha küçük bir yer izlenimi veriyor. Şehirde gezilmesi gereken yerler genelde deniz kıyısında, gelin beraber kıyı boyunca yürüyelim. Merkezin üç kilometre kadar doğusundan başlıyoruz. Burada bir tepe üzerinden şehre bakan Hz. İsa heykeli Endonezya günlerinde kalma. Christo Rei adı verilen 27 metre yüksekliğindeki bu heykel hem Dili’nin Hıristiyan kimliğini hem de o zamanlar Endonezya’nın 27 yönetim biriminden biri olmasını simgeliyormuş. Christo Rei’ye sabah saatlerinde varmışsanız Timor-Leste’de yaşayan 260 kuş cinsinden onlarcasını görme şansınız var. Öğle saatlerinde vardıysanız tepeden Dili’ye ve körfeze iyice bir baktıktan sonra hemen yakındaki Pasir Putih ( yani beyaz kumlar) plajına giderek serinleyebilirsiniz. Bu plajdan biraz daha doğuya giderek Dili’nin dalış mekanlarına varıyorsunuz. Hemen hiçbir altyapının olmadığı bu bölgede su çok berrak ve mercan kayalıkları kıyıya oldukça yakın, şnorkel ile dalacaksanız yanınızda getirmeniz gerekli. Dalış demişken biraz turizm konusuna girelim. Dili’deki yabancıların çoğunu oluşturan Avustralyalılara göre ülke “Bali’nin 30 sene önceki hali” . Avustralyalılar Timor-Leste’nin geleceğinde oldukça umutlular. Tabi onların bu umudu ülkede yeni bulunan gaz ve petrol kaynaklarının gelirinin çoğunun anlaşmalar gereği Avustralya’ya akacak olmasının etkisi de olabilir. Timor-Leste’nin gelişmemişliği ülkeyi eko turizm konusunda avantajlı kılıyor, endüstrinin hemen hiç olmaması doğanın kirlenmemesini sağlamış: ülkede nereye giderseniz gidin el değmemiş bir doğa ile karşılaşacaksınız. Özellikle dalış sevdalıları Timor-Leste’nin bakir kumsal ve mercan kayalıklarında iyi vakit geçirecekler. Başkent Dili’nin iki saat kuzeyindeki Atauro adası hem ülkeye dalış için gelenlerin hem de hafta sonunu Dili’den uzakta geçirmek isteyen Timor-Leste’de görevli yabancıların favori mekanlarından biri. Uzun zamandan beri eko turizmin geliştirilmesi için yatırım yapılan bu ada yeni yeni ilgi çekmeye başlamış.
Devamı ikinci yazıda ( http://www.simdigezelim.com/2012/03/timor-lestenin-baskenti-dili-2-2.html )...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.