Riga, Letonya

Letonya'nın başkenti Riga, yaklaşık 700,000 nüfusu ile Baltık bölgesinin en büyük şehri. Nüfusun büyüklüğünden dolayı Baltıklara uçan bir çok havayolu Riga'yı tercih ediyor, THY de bunlardan biri. Riga havaalanından diğer baltık başkentlerine doğrudan otobüs seferleri var. Riga'dan Vilnius ( Litvanya) ve Tallinn ( Estonya) aynı uzaklıkta, yaklaşık dört saat sürüyor. Ben de Baltık gezimde ilk önce Riga'ya indim ama şehre uğramadan önce diğer Baltık ülkelerine geçtim, en son Riga'ya uğradım. Hadi Riga sokaklarında sizinle biraz vakit geçirelim, biraz da yiyelim, acıktım ben, çoook. 

 
Riga'nın eski şehri Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Mirası listesine alınmış. Ama gezilecek yerler bununla sınırlı değil, Riga'nın turistlere sunduğu dört ayrı seçenek var: 1) Eski yapılar, yabancılara yönelik lokantalar ve içmeye gelmiş nara atan İngilizler için eski şehir,   2) Mimari meraklıları için Avrupa'nın en eski ve en büyük Art Nouveau mahallelerinden biri Riga'da eski şehrin kuzeyindeki  Alberta caddesi civarında,  3) Dört zeplin hangarına ancak sığan şehrin halk pazarı ki güneyi şehrin en fakir bölgelerinden biri ve 4) Sovyet mimarisinin en kötü, sıkıcı örnekleri ve sağa sola serpiştirilmiş camları güneşte parlayan yeni binalar için şehrin geri kalan her yeri.


Şehri dolaşmaya Özgürlük anıtının oradan başlıyoruz. Açın önünüze haritayı, eski şehrin kuzey doğusunda yerellerin Milda adını verdikleri heykelin adını göreceksiniz. Zaten hangi Riga'lıya sorsanız gösterir, pek seviyorlar Milda'yı.

Özgürlük anıtı 1935'te Letonya'nın kısa süren bağımsızlığı sırasında dikilmiş. Sovyetler zamanında anıt " seyahat acentası" olarak ün salmış: anıta çiçek bırakan Letonya'lılar Sibirya'yaki çalışma kamplarına tek yönlü bir bilet kazanıyorlarmış.


Milda'nın yanında eski şehre girmek yerine Ortodoks Katedralinin yanından ünlü Lido lokantasına gidiyoruz. Size acıktım demiştim. Lido'da tipik Letonya yemekleri sunuluyor: et, patates ve sütün bu kadar çok şekilde karıştırılıp farklı adlı yemeklere dönmesi şaşırtıcı. Aynı zamanda lezzetli de, zaten kolestrol yükselten herşey lezzetli değil mi?



Tamam, yemekler çok yağlı. O zaman sizi merkezdeki "Dada" Moğol lokantasına götüreyim. Wagnera caddesindeki bu lokantada tabağınıza doldurduğunuz sebze ve etleri pişirip getiriveriyorlar. Ben çok doyduğum için almayayım. Aranızda vejeteryen varsa ( ama yumurta ve süte hayır demeyecek) onu da Vilhems Pankukas'a  bırakıp geri geleyim. Burada yirmiye yakın krep, pancake ve börek çeşidini gözünüzün önünde yapıp hemen servis ediyor. Özellikle sabah kahvaltısı civarı dolu oluyor, ana müşteriler Rigalı. Elmalı krep kefirle iyi gidiyor, ya da bu kadar yedikten sonra bana öyle geliyor. Siz yerken ben de Doma meydanında takılayım biraz. Bu meydan günün her saati oldukça hareketli, bira bahçeleri, kafeler, katedrale gelenler... Tam oturup seyretmelik. Ne Preblemu ( Sorun yok) un garsonları çok geyik, kahve içerken şehirle ilgili gerekli gereksiz bilgi isteyenlere tavsiye edilir. Mesela Mayıs ayında Riga'da Avrupa'nın en büyük sarışınlar geçidi yapılmış, İngilizler o gün şehre akın etmiş, esnaf sevinmiş: garsondan al haberi. Herhalde etraftaki masaların boş olmasından da cesaret alarak benim garson verdi veriştirdi İngiliz turistlere: bekarlığa veda partileri için gelenlerin şehri bozduğundan, striptiz klubü ve kadın ticareti işlerine dalan mafyanın da palazlandığından yakındı. Sonra başka bir masaya oturan İngilizlere hizmet etmek için yollanıverdi.


Eski şehirde "Ahilik binası", kara kutu şeklindeki İşgal müzesi ve St.Peter kilisesinin kulesi gezmeye değer yerler.

Ahilik binasının önündeki büyük Yılbaşı ağacının altındaki bilgiye göre dünyaya yılbaşında ormanları talan edip zevkine çam ağacı süsleme geleneği Letonya'dan yayılmış.



Hemen ilerideki parktaki bi yazıya göre de evlenen her çiftin üzerlerine isimlerini yazdırdığı bir kiliti bir köprüye kitlemesi geleneği de Letonya'dan çıkma.Gelenkerli not edip, güneye yürüyoruz.
Otobüs istasyonunun hemen karşısında eski şehrin güneyinde Riga'nın en büyük halk pazarı var. Soğuk kış aylarında açık havada satış yapma sorununu Sovyetler zamanında Doğu Almanya'dan sökülen dört Zeplin hangarıyla çözümlemişler. Hangarlar altmış yıl sonra halen kullanımda .


Letonya'yı biraz daha iyi anlamak için bu halk pazarında ve özellikle güneyindeki sokaklarda kısa bir tur atmakta yarar var. Riga'nın en yoksulları buralarda yaşıyor, turistlere gösterilmek istenenlerin dışında bir şey isteyenler için iyi bir alternatif.


Eski şehri gördük, yedik, içtik, halk pazarına daldık, isteyenler Albertas'ta dolandı ya da Sovyet mimarisinin soğukluğuna laf etti ve böylece akşamı ettik. Şimdi biraz gevşeme zamanı: gün batımında Riga'ya son bir kez bakıp bir şeyler içmek için Milda'nın 5 dakika kuzeyindeki Radisson oteline yollanalım. Riga'da neredeyse her köşebaşında bir Radisson oteli var, karışmasın bu en uzunu ve tam Esplanade parkının köşesinde. 26. kattaki bardan tüm şehir ayaklarınızın altında. Ben burada oturacağım biraz daha, isteyen eski şehire de inebilir baksana dolmaya başladı havanın kararmasıyla.

Diğer Baltık ülkelerinden Litvanya ve Estonya yazılarını da bu blogda okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...