“Seyahat etmenin sana neler kattı?” sık duyduğum sorulardan biri. Arada bir bu konuda yazacağım. Başlayalım hadi.
Seyahat etmek insana hayatta siyah-beyazlardan çok grilerin olduğunu ve senin siyah dediğinin başkası için kırmızı, sarı,mavi olabileceğini öğretiyor. Örneğin adresler. Ne kadar basit bir şey değil mi? Cadde, Sokak, Aparman, No …. Başka ülkelerde niye farklı olsun ki?
Nikaragua’nın başkenti Managua’da pansiyona yerleşir yerleşmez ev sahibi elime adresi sıkıştırdı. Tam bir paragraf, cadde ve sokak isimleri yok. Tarifte “eskiden market olan binadan sağa dön” gibi açıklayıcı maddelerde yer alıyor. “Şehre sabah gelmişim zaten eskiden market olan yeri nasıl bileyim? “ diyecek oldum. Ev sahibi “ Nikaragua’da sokak ve cadde ismi yoktur, mektup gönderince bile zarfta adres tarif ederiz” dedi. Bir Nikaragua’lı için bu çok normal ve doğru olan adres biçimi.
Japonya’da adres aramak daha da zor olabilir. Bir kere mahalle içlerinde tabelalar Japonca. Hadi bunu geçtik, cadde ve sokak ismi yok: pafta numarası var. Adreste mesela xyz mahallesindeki 1677 nolu paftadaki 123 nolu ev diyorsa, ilk hareket kolay mahalleyi bulmak. Daha sonraki zor hangi pafta? Japonya’da polislerin en fazla vaktini alan şey gördüğüm kadarıyla adres tarif etmek. Hadi paftayı buldunuz. Eeeh artık evi bulmak kolay olur..sandınız. Paftadaki evler yan yana numaralandırılmamış. İlk yapılan ev bir numara ikinci yapılan ev iki numara ama bunlar paftanın iki ayrı ucunda yer alabilir. Dolayısıyla paftada yürürken yan yana sıralanmış evlerin numarası 2, 78,29, 566, 8, 233 vb olabilir. Bir Japon için bu çok normal ve doğru olan adres biçimi.
Kendinizi “bunu yapmanın başka yolu yok” derken yakalarsanız adresleri düşünüverin, başka sistemleri kullananlar da yollarını buluyorlar işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.