sahibesi odamin anahtarlarini teslim ediyor, sonrada cikip kendi evine
gidiyor. Sirt cantami acmadan odaya birakiyorum, planim hemen disari
cikip bir seyler yemek. Su icmek icin evin mutfagina gidiyorum. Mutfakta
yemek hazirlayan dort kisi ile karsilasiyorum.
" Merhaba, bardaklar nerede acaba? "
Ocagin basindaki dolaplardan birini acip bana bardagi uzattiktan sonra
ocagin uzerindeki iki tavayi gostererek
" Merhaba, su karideslerin tadar misin? Iki ayri sos kullandim,
hangisinin iyi oldugu konusunda anlasamadik. Iki-iki berabereyiz. "
Karides tatma ile baslayan mutfak muhabbeti bahceye kurulan masaya
tasiyor ve 4-5 saat sonra envai cesit balikla tika basa doyarak sona
eriyor. Neredeyse yataga yuvarlanarak gidecegim. Evin dort misafirinin
isleri aslinda fikralardaki gibi cok stereotipik: biri Fransiz asilli ve
ahci, digeri Kanadali ve ormanci, digeri Filipinli ve hemsire,
dorduncusu de Japon asilli ve elektronik devre tasarimi yapiyor. Ahci
olan Barbados'ta kullanilan baharatlarla yeni soslar denedigi icin evde
her daim 4-5 cesit balik yemegi ve yemege hazir br kitle var.
Pansiyonumuz Barbados'un gece hayati ile taninan kumsal mahallesi
St.Lawrence Gap'in sakin bir kosesinde. Pansiyonun oldugu caddenin deniz
tarafinda bir dizi "hersey dahil" tatil koyu var. Ancak bu sahilin
parsellendigi ve sadece tatil koylerine ait oldugu anlamina gelmiyor.
Barbados'ta ve diger Karayip adalarinda kumsallar halka ait oldugu icin
kumsala otel yapsaniz bile onundeki plaja dileyen herkes ucretsiz olarak
girebiliyor.
Sabah gunes fazla yukselmeden denize girip biraz St.Lawrence Gap'ta
dolasiyorum. Sonra Bridgetown'a gitmek icin yurumeye basliyorum. Kiyi
boyunca bircok yeni bina yapiliyor, eskileri yilkilip daha uzunlari
dikiliyor, boyle giderse 2-3 seneye kalmaz St.Lawrence beton ormanina
doner. Yapilmakta olan binalardaki reklamlara bakilirsa "sizde sadece
$350,000 dolarciktan baslayan fiyatlarla Karayip'te apartman ruyanizi
gercekleyebilirsiniz". Yol denize paralel bir sekilde devam ediyor,
turistlere yoneik satis yapan magazalar St.Lawrence'dan uzaklastikca
yerlerini daha kucuk yerel halka yonelik isletmelere birakiyorlar. Kucuk
dedigimde bir tezgahi gecmeyen tezgahlari ve uc dort sandalyesi bile
olmayan barlari kastediyorum. Kaldirim arada daralip birden bitiyor,
sonra bir daha basliyor. Arabalar cok sik ve hizli gectigi icin biraz
dikkatli olmak gerekiyor. Saat uc-bucuk civari yol birden
kalabaliklasiyor ve ben sehre vardigimda -yani saat dortte- Istanbul'u
aratmayacak kadar sikisiyor. O saatlerde trafiigin sikisma sebebi
calisma saatleri: Barbados'ta bircok isletme sabah sekizde ise baslayip
ogleden sonra uc dort gibi kapaniyor. Para bozduracaksaniz yada postane
ile isiniz varsa saat ucten once bitirmeniz gerekiyor.
Bridgetown merkez Barbados'un is ve ticaret merkezi. Burada Karayiplerde
oldugunuzu unutabilirsiniz: kalabalik sokaklar, eski ve dokulmekte olan
binalar, guvenlik gorevlileri, dilenciler, isportacilar, sokakta sizip
yatanlar, kaldirimlarda yemek yapip satanlar, hizli yemek restoranlari.
Buyuk sehirlerden kacmak icin ne sebebiniz varsa, sizi Bridgetown'ta da
yalniz birakmiyorlar. Bridgetown icinde iken Karayiplerde oldugunuzu
size hatirlatacak iki yer Independence meydani ve Bridgetown Boardwalk
civari. Zaten ikisi birbirinin yaninda ve yeni duzenlenmisler. Karanlik
basinca sehir hizla bosalmaya basliyor. Pansiyona donme zamanim geldi
artik, oradan gecen birine soruyorum
"St.Lawrence'a nasil donebilirim?"
" Otobus duragi surada ama bekleyebilirsin. Sen iyisi mi reggae-bus'la git."
" Reggae-bus???"
Arkasi yine yarin....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google, Blogger yada OpenID hesabınızla girerek yorum bırakabilirsiniz. Spam yorumları siliyorum, gireceğiniz dış linkler takip edilemez. Teşekkürler
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.