Yalnız Yemek İstemeyenlere Çözüm Moomin Cafe'de


Bir lokantaya yalnız gittiniz ya da birini bekliyorsunuz. Ne yaparsınız?  Telefonunuzla mı oynuyorsunuz? Kitap mı okuyorsunuz?  Etrafı mı seyrediyorsunuz?

Muz heykeltıraşından yenebilir "eserler"

Muzdan heykel(cik) olur mu?  

İlginç buluşların ve yemeklerin vatanı Japonya'da o da var. 


Kyoto yakınlarında yaşayan mühendis Keisuke Yamada boş zamanlarını geçirmek için başladığı muzdan heykelcikler yapma işinde oldukça başarılı olmuş.

Eserlerini sadece kürdan ve kaşıkla yaratan Keisuke, muzların çabuk bozulmasını engellemek için çalışması bitince üzerlerine limon sıkıp saklıyormuş.

Limonun etkisi geçince muzun bozulmaya başlıyor. Keisuke muzun bozulmasına izin vermeden eseri mideye yollayıveriyor.




Bu muz hekeltıraşının diğer eserlerine http://www.tumblr.com/tagged/keisuke-yamada dan ulaşabilirsiniz. Videosu da burada: http://bit.ly/PN0FTX


Yoksa "Alo John" vakası mı? Onlarca TV istasyonu aynı anda aynı aynı aynı aynı

Ekteki video ABD'de yayın yapan bağımsız onlarca TV istasyonunun yılbaşı öncesi yaptığı haber yayınlarından derlenmiş.  Şaka gibi ama değil: gerçek. Anlamak için İngilizce bilmenize gerek yok, çünkü haberler tekerleme gibi: aynı aynı aynı aynı.

Bir seyredin hele, sonra üzerinde konuşalım.  İşte linki burada, yeni bir pencere açılacak ve video gösterime başlayacak. 25. saniyeden sonrayı bekleyin. Hadi.

Nasıl?

Kesin "Alo John" vakası dedirtecek cinsten değil mi? Ama değil. Siz her ülkeyi ileri demokrasi mi sandınız?

Olay şu: ABD'deki yerel TV istasyonları kendilerine geçilen haber görüntülerini seçip (aynen bizdeki TVler gibi) yayınlıyorlar. Eğer  TV istasyonunun bütçesi darsa metin yazarı çalıştırmayıp okunacak haber metnini de aynı firmadan satın alıyorlar. Bu durumda CNN. Bütün istasyonlar aynı kaynaktan yazılı metni alınca ortaya bu durum çıkmış.

Gerçi "Alo John" vakası değil ama dünyadaki "medya bağımsızlığı" konusunda bir fikir veriyor.  












Şenlikte olay çıkaranları zorla profesyonel boksörlerle dövüştürdüler


Her sene 13-15 Nisan tarihleri arasında Tayland'da hayat herkes sırıksıklam olana kadar duruyor. Sokağa çıkarsanız donunuza kadar ıslanacaksınız kaçış yok. Bu tarihler arasında ülke Tayland takvimine göre yeni yıla girmeyi ve yazın en sıcak günlerinin geride kalmaya başlamasını su şenlikleriyle kutluyor. (  Geçen sene gittiğim festivalin yazısının devamı şurada: http://www.simdigezelim.com/2013/04/tayland-songkran-su-senlikleri-2013-2557.html?m=0 )



Milyonlarca kişinin katıldığı bu şenliklerde herkes delicesine eğlenmeye çalışıyor, bazıları çok içiyor. Eee haliyle bazı yerlerde güvenlik sorunu çıkıyor.

Tayland'ın kuzeydoğusundaki Buriram şehrinde (ki Buriram Tay dilinde "mutluluk şehri" anlamına geliyor) geçen seneki kutlamalarda çok sorun çıkmış. Bu sene olay çıkaranların vatandaşların mutluluğunu bozmasını istemeyen yerel bir yönetici "olay çıkaranları zorla profesyonel Muay Thai ( Tayland boksu) boksörleriyle dövüştürelim" demiş.  Veeee öneri kabul edilmiş.  Su şenliklerinin açılış konuşmasında olay çıkaranların başına gelecekler ilan edilmiş.

Bu uyarıyı dikkate almayıp şenlikte olay çıkaranları polis gözaltına almış ve sonra hepsine tek bir seçenek vermiş:  "dövüşeceğin profesyonel boksörü seç". 

Aşağıdaki videoda bu dövüşlerden bir kısmı var. Diyebilirim ki Muay Thai boksörleri olay çıkaranlara hiççççç kibar davranmamışlar.

Türkiye'den daha özgürlükçü demokrasisi olan ve daha az yasakçı bir ülkede iseniz ( mesela Uganda, Mozambik, Arnavutluk, Bolivya, Suriye, Tunus vb)  aşağıdaki linkten Youtube'a gidebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=DbPtm2_8p7E

Güneşi balçıkla sıvamaya çalışan ileri demokraside yaşamak durumunda iseniz  buraya tıklayın, yeni bir pencere açılalacak ve videoya gideceksiniz.

Ne dersiniz Buriram'da seneye daha az olay çıkar mı?



Şenlikte olay çıkaranları zorla profesyonel boksörlerle dövüştürdüler


Her sene 13-15 Nisan tarihleri arasında Tayland'da hayat herkes sırıksıklam olana kadar duruyor. Sokağa çıkarsanız donunuza kadar ıslanacaksınız kaçış yok. Bu tarihler arasında ülke Tayland takvimine göre yeni yıla girmeyi ve yazın en sıcak günlerinin geride kalmaya başlamasını su şenlikleriyle kutluyor. (  Geçen sene gittiğim festivalin yazısının devamı şurada: http://www.simdigezelim.com/2013/04/tayland-songkran-su-senlikleri-2013-2557.html?m=0 )



Milyonlarca kişinin katıldığı bu şenliklerde herkes delicesine eğlenmeye çalışıyor, bazıları çok içiyor. Eee haliyle bazı yerlerde güvenlik sorunu çıkıyor.

Tayland'ın kuzeydoğusundaki Buriram şehrinde (ki Buriram Tay dilinde "mutluluk şehri" anlamına geliyor) geçen seneki kutlamalarda çok sorun çıkmış. Bu sene olay çıkaranların vatandaşların mutluluğunu bozmasını istemeyen yerel bir yönetici "olay çıkaranları zorla profesyonel Muay Thai ( Tayland boksu) boksörleriyle dövüştürelim" demiş.  Veeee öneri kabul edilmiş.  Su şenliklerinin açılış konuşmasında olay çıkaranların başına gelecekler ilan edilmiş.

Bu uyarıyı dikkate almayıp şenlikte olay çıkaranları polis gözaltına almış ve sonra hepsine tek bir seçenek vermiş:  "dövüşeceğin profesyonel boksörü seç". 

Aşağıdaki videoda bu dövüşlerden bir kısmı var. Diyebilirim ki Muay Thai boksörleri olay çıkaranlara hiççççç kibar davranmamışlar.

Türkiye'den daha özgürlükçü demokrasisi olan ve daha az yasakçı bir ülkede iseniz ( mesela Uganda, Mozambik, Arnavutluk, Bolivya, Suriye, Tunus vb)  aşağıdaki linkten Youtube'a gidebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=DbPtm2_8p7E

Güneşi balçıkla sıvamaya çalışan ileri demokraside yaşamak durumunda iseniz  buraya tıklayın, yeni bir pencere açılalacak ve videoya gideceksiniz.

Ne dersiniz Buriram'da seneye daha az olay çıkar mı?



Yastık? Ya da gezmek ne öğretir?


Türk dil kurumuna göre:

Yastık: a. 1. Başın altına koymak veya sırtı dayamak için kullanılan, içi yün, pamuk, kuş tüyü, ot vb.yle doldurulmuş küçük minder.



 Bu Kenya'lıya göre yastık:


Bazı Çinli ve Japonlara göre yastık:
 Bu çocuğa göre yastık:


"Yastık" gibi herkesin bildiği basit bir şeyin bile aslında sandığımız kadar ortak olmayabileceğini günlük hayatın içinde farkına varmak zor olabilir. 

Gezmek lazım bazen.

 




Foto kaynak: Reddit.com

Sıtma aşısı / ilacı ve sıtmadan korunma yolları



Tropik yerlere gidesi olanları yola çıkmaya az kala bir endişe sarmaya başlar: “ garip bir hastalık kapıpta geri gelmeyelim, neymiş bakalım buranın bulaşıcı hastalıkları?” denir, Google açılır. Veee önünüze Türkiye’de olmayan ama gideceğiniz yerde muhtemelen olan onlarca yeni hastalık çıkıverir.  Gideceğiniz yerde kendinizi korumanız gereken onlarca hastalığın ilk başlarında çıkan hastalıklardan biri de sıtmadır (malarya diyen de olur, bildiğin sıtma’dır o da).
Sıtma sinek ısırığıyla geçtiğinden insana gittiği yerde rahat vermez, her sineğe tehdit unsuru paralel yapı mensubu gibi bakmanızı sağlar, insanı paranoyak eder. Düşünsenize her sinek sırığı bir piyango bileti gibi: bu sutma bu değil, bu kesin sıtma.
Yukarıdaki haritada sıtmaya yakalanma riskini olduğu bölgeler işaretlenmiş.

Eee nasıl korunulur sıtmadan?

Sıtma aşısı

Afrika’ya giden hemen herkes seyahat sağlığı merkezlerinden nolur nolmaz deyip yedi-sekiz aşı olup kevgir gibi çıktığından ve sonra bunu çevresine anlattığından dolayı sıtma olasılığını duyan gezgin’de hemen sorar? Eee nasıl sıtma aşısı olurum?
Olamazsınız. En azından önümüzdeki üç dört sene daha. Halen test aşamasında olan bir sürü sıtma aşısı var ama işe yarayanını henüz bulamamışlar. Dolayısıyla sıtma için aşı olayını geçiyoruz. 
Bir kısım bilim adamı sıtma aşısı sonrasına geçip “şu aşıyı koldan değil de muzdan yapsak” demişler: muz fidanlarının genetiğiyle oynayıp meyveleri sıtma aşısı haline getirmeye çalışıyorlar. Olur mu? Bilmem. Olursa muzu yerim. O zamana kadar sadece sıtma ilaçları var, şimdi onları okuyalım.

Sıtma ilaçları ve YAN ETKİLERİ

Sıtma’nın dört ana türü var, gittiğiniz ülkeye hatta ülkenin bölgesine göre bile almanız gereken sıtma ilacı değişiyor. Diyelim A türü sıtma için ilaç aldınız ama sizi B türü sıtma yapan sinek ısırdı. Dıttt. Kaybettiniz: sıtma. Ha bir de bazı ( hepsi değil) sıtma ilaçlarının yan etkileri var ki, tam "yan etkiyi gösterdi sıtmaya razı etti" denilecek türden: uykusuzluk, intihara eğilimi arttırma, depresyon, deri döküntüsü vb gibi. Yan etkileri ancak büyük harfle yazılacak gibi yani. Diyelim sıtma ilacını almadınız ve sıtma oldunuz ne olur? Bazı cins sıtmalarda “galiba soğuk aldım aman boşver” ayakta atlatırken bazılarındaysa tedavi olmak için 24 saatiniz var yoksa sonu ölüm.

Eeee napalım?

Sıtmadan korunmak için ilk önce kendinizi sinek ısırmalarından koruyun: sıtma yapan sinekler sabah güneş doğarken ve akşam güneş batarken aktifler. Bu saatler arasında eller, kollar, bacaklar kapalı kalsın. İçinde boooool DEET olan bir sinek kaçırıcı ense vb gibi açıkta kalan yerlere sürülmüş olsun. Yola çıkmadan en az 3-4 hafta önce sıtma ve diğer seyahat hastalıklarıyla ilgili en doğru bilgi ve tavsiyeler için şu adrese bir göz atıverin, http://www.seyahatsagligi.gov.tr/index.aspx . Seyahat sağlığı merkezindeki doktorlara seyahat planınızı anlatın ve tavsiyelerini alın.
 
Yanına 2-3 aylığına çalışmaya giden mühendisler ilk haftalarında sıtma kaparken on seneyi geçen bir süredir Afrika’da hem de sıtmanın en çok olduğu yerlerde yaşayan bir arkadaşım var, kendisi hiç sıtmaya yakalanmadı. Kendisi bunu “ sıtma bölgesinde yaşayacaksan ilaç almak akıl karı değil, sineklere dikkat edeceksin. Sıtma olan bölgeyi kısa ziyaret edeceksen, sen bilirsin. Ama ilaç alsan da almasan da sineklere dikkat edeceksin” diye özetlemişti.


Sağlıklı seyahatler

Bakması acı veren arabalar (Japon usulü)

 
"Itasha"  Japonca'da "acı veren" anlamına gelen bir sözcük. Aynı zamanda burada fotoğraflarını gördüğünüz araba süsleme merakına verilen isim: bakması acı veren araba anlamında kullanılıyor.

 Itasha, vikipedi'ye göre 1990'larda bu günkü halini almaya başlayan bir araba süsleme kültürü. Japonya'nın manga ( resimli roman) ve anime (manganın çizgi filmi) alanındaki ünü malum. Manga'yla ilgili kısa bir açıklama için:http://www.simdigezelim.com/2008/09/wa-kata-ve-manga-japonlari-anlamak-icin.html


 İşte "itasha"larda ilhamlarını bu kaynaktan almışlar. Çizgi filmlerin ve çizgi romanların hayal dünyasından fırlayıp çıkan bu araçlara bakması acı veren anlamına gelen itasha adı verilmiş.

 Japonya'da "otaku" kültürünün ( takıntılı hobici anlamında bir sözcük diyelim, başka bir yazıda devam ederiz) merkezi olan Tokyo'daki Akihabara mahallesi  itasha hareketinin de merkezi konumunda.


 İtasha'cılar zaman zaman şenlikler yaparak arabalarını gösterme yoluna da gidiyorlar. Ehh biz de bakması acı veren arabalara acıyla bakalım o zaman.

 

 
 


Foto kaynak: rocketnews24.com

Asya'nın kulak temizleyicileri: İş ve anti-iş ( bir işi yapmamak için para alınır mı?)

  Dünyada türlü türlü iş var. Ne kadar dolaşırsanız o kadar farklı işle karşılaşıyorsunuz. İlk başta size farklı gelen işlere ( kayıkla dolaşıp  kıyıdakilere çorba satanlar, kuş yuvası toplayıcıları vb) devamlı rastlayınca sonra alışıyorsunuz. Ama bazı işler var ki her daim ilginç.  Örneğin Asya'nın hemen her köşesinde karşınıza çıkan kulak temizleyicileri.


   Tayland, Vietnam, Hindistan veya Çin  sokaklarında kulak temizleme zanaatini icra edenleri caddenin bir köşesinde ellerinde cımbız ve pamuk gelip geçenleri temizlemeye ikna etmeye çalışırken görebilirsiniz. Hani bayağı da müşterileri oluyor. Diyeceksiniz ki niye? Bu ülkelere kulak temizleme çubuğu girmemiş mi? Yooo, marketlerinde kulak temizleme çubuğu var.  Herhalde eskiden kalma alışkanlık, görenek. Kulak temizletmek isteyenler bu zanaatkarların önüne oturuyorlar, onlarda 5 dakikada cımbız ve pamuk ile dikkatle kulağınızın içini temizlemeye girişiyor. İşiniz bitince parasınız verip ayrılıyorsunuz. Değişik bir iş dalı ama normal: alan razı veren razı.

Bir de bunun anti-iş sürümü var: kulak temizletmeme karşılığında sizden para istiyorlar.  Hindistan ve Nepal gibi ülkelerde kulak temizleyiciler ( bir çok defa şanslarını denedikten sonra) turistlerin kulak temizletmek için para ödemediğini ama temizletmemek için üste para verebileceğiniz keşfetmişler. Geçen sene gezdiğim Goa'da da bu durum vardı. Kulak temizleyici sinsice yaklaşıp birden turistin kaçamayacağı şekilde onu sıkıştırıp ( plaj, lokanta vb gibi bir yerde)  kulağını temizlemeyi teklif ediyor. Turist kabul etsin ya da etmesin parasını almadan da gitmiyor. Kulak temizleme hem işi yaptığınızda hem de yapmadığınızda ödendiğiniz çok nadir iş dallarından biri olsa gerek.

Bir de göbek deliği temizleyenler var ki onu da başka bir yazıya bırakayım artık.

Fotoğraf kaynakları: 1, 2, 3
 Haber kaynak: http://www.dailymail.co.uk/news/article-2242882/Wax-work-Traditional-Indian-ear-cleaners-charge-25p-scrape-dirt-gunk-needle.html

Türk Kafası

2006 yılında İspanya'da sorunlu bir altyapı projesinde denetleme yapıyordum. Proje planı baştan yanlış yapılmış, neyi değiştirsen zarar etmekten kurtulamıyorsun.  Uzun bir toplantı sırasında İspanyol proje direktörü gülerek " Bence sen bu projenin başına geçmelisin, cuk oturur: tam Türk kafası durumu olur" dedi.  Sonra da Türk kafasından neyi kastettiğini açıkladı: "İspanyolcada "cabeza de Turco" ( yani Türk kafası)  günah keçisi demektir. Projenin kar edeceği yok bari kimi suçlayacağımızı kesin biliriz".

Üzerine atıver gitsin.

Fransızcada da Türk kafası hemen hemen aynı anlama gelir. Tete de Turc ( yani Türk kafası)  şamar oğlanı, günah keçisi gibi bir anlam taşır. Bir de hani şu panayır, lunaparklar da yumruk atılan boks makinası gibi şeyler var ya onlar da Türk kafası.

Vur gitsin.   

İngiltere'de Türk kafası (Turk's head) sözünün karşılığını fazla aramanıza gerek yok, hele canınız bira istemişşse. Ülkede Turk's Head isimli 800 civarı pub olduğu söyleniyor (internette bir arayın yüz kusur tanesinin webde bir şekilde izi var) . "Abi, bizi ne çok severlermiş böyle. 800 yere Türk Kafası ismini ne güzel vermişler" demeden önce sizi durdurayım. Rivayete göre bu publar taaaa Haçlı seferleri zamanında açılmışlar: Haçlı seferlerine katılanlar geri döndüklerinde kestikleri her bir Türk başı için bir pub açmışlar. Bugünlere kadar ayakta 800 civarı Türk kafası pub'ı kalmış. 

Kes, biç sonra da dalga geç.

Seçimler sonunda gürültü, karışıklık, kavgalar içinde bitti.  Seçim kampanyasını takip ederken gördüm ki  adayların çoğu birbirlerine İspanyol, İngiliz, Fransız'ın bize baktığı gibi bakıyor. Böyle "Türk kafası"na ihtiyacımız yok.  Sakin. Yakın zamanda iki tane daha seçim geliyor. Sakin.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...