Colonia del Sacramento ( Uruguay)




Colonia del Sacramento, Uruguay'ın en popüler tatil merkezlerinden biri. Şehir Uruguay'ın geri kalan kısmı gibi 30 sene öncesini değil en az 50 sene öncesini anımsatıyor: eski ama bakımlı binalar, sakin sokaklar, miladını çoktan tamamlamış olması gereken ama inatla kullanılmaya devam edilen kamyonlar, zor giden ama güzel duran boyası en az 20 senelik arabalar.Colonia'yı asıl popüler yapan Buenos Aires'in tam karşısında olması. Şehirle Buenos Aires'le arasında İstanbul-Büyükada ilişkisi var diyebilirim. Sadece bir saatlik deniz otobüsü yolculuğu sonrası ulaşılabilen şehir haftasonları Buenos Aires'lilerin akınına uğruyor.
Uruguay-Arjantin arasında seyahat etmek için ( iki ülke vatandaşları için) sadece hüviyet yeterli olduğu için Arjantinlilerin gelmesi çok kolay. Arjantinlilerin bir başka gelme sebebi de kendi hükümetlerinin ekonomik sınırlamalarından kaçmak. Arjantin içinde döviz satın almak neredeyse imkansız olduğu için bir şekilde yurtdışı işlerinden para kazanan Arjantinliler dövizi ülkelerine götürmek yerine Uruguay'daki bankalarda saklıyor.


Ya da Uruguay'da ev satın alıyor. Arjantinliler Uruguay'da o kadar çok ev satın almışlar ki fiyatlar uzaya fırlamış, Uruguaylılar "ülkeyi yabancılar satın alıyor, kendi vatandaşımız evsiz kalıyor" deyip sınırlamalar getirmeye başlamışlar ama eşeğini alan Bor'u geçmişe benziyor: Colonia'da da Arjantinlilere ait çok sayıda ev var.


Biraz dinlenmek, sokaklarda dolaşıp yorulunca bir kafeye ilişip tembellik yapmak istiyorsanız bu şehir tam size göre. Ama taliplisi çok olduğu için kalınacak yer fiyatları cep yakıyor. Yine de Colonia için değer.



Colonia'dan hemen nehrin karşısındaki Buenos Aires'e geçiyoruz. O kadar çok Arjantinli buraya geliyor ki pasaport işlemlerini hızlandırmak için Arjantin pasaport kontrolünü Colonia'da iskele girişine koymuşlar. Uruguay'lı memur pasaportumu damgalayıp hemen yanında oturan Arjantinli memura uzatıyor, o da damgalıyor. İskelenin alt katı Uruguay üst katı Arjantin.
Deniz otobüsünde kocaman bir duty free bölümü var. Gemide niye duty free var? demeye kalmadan Buenos Aires'liler rafları talan etmeye başlıyor. Niye acaba? Onun hikayesini de Buenos Aires sokaklarında anlatayım. Vamos.

Colonia del Sacramento ( Uruguay)




Colonia del Sacramento, Uruguay'ın en popüler tatil merkezlerinden biri. Şehir Uruguay'ın geri kalan kısmı gibi 30 sene öncesini değil en az 50 sene öncesini anımsatıyor: eski ama bakımlı binalar, sakin sokaklar, miladını çoktan tamamlamış olması gereken ama inatla kullanılmaya devam edilen kamyonlar, zor giden ama güzel duran boyası en az 20 senelik arabalar.Colonia'yı asıl popüler yapan Buenos Aires'in tam karşısında olması. Şehirle Buenos Aires'le arasında İstanbul-Büyükada ilişkisi var diyebilirim. Sadece bir saatlik deniz otobüsü yolculuğu sonrası ulaşılabilen şehir haftasonları Buenos Aires'lilerin akınına uğruyor.
Uruguay-Arjantin arasında seyahat etmek için ( iki ülke vatandaşları için) sadece hüviyet yeterli olduğu için Arjantinlilerin gelmesi çok kolay. Arjantinlilerin bir başka gelme sebebi de kendi hükümetlerinin ekonomik sınırlamalarından kaçmak. Arjantin içinde döviz satın almak neredeyse imkansız olduğu için bir şekilde yurtdışı işlerinden para kazanan Arjantinliler dövizi ülkelerine götürmek yerine Uruguay'daki bankalarda saklıyor.


Ya da Uruguay'da ev satın alıyor. Arjantinliler Uruguay'da o kadar çok ev satın almışlar ki fiyatlar uzaya fırlamış, Uruguaylılar "ülkeyi yabancılar satın alıyor, kendi vatandaşımız evsiz kalıyor" deyip sınırlamalar getirmeye başlamışlar ama eşeğini alan Bor'u geçmişe benziyor: Colonia'da da Arjantinlilere ait çok sayıda ev var.


Biraz dinlenmek, sokaklarda dolaşıp yorulunca bir kafeye ilişip tembellik yapmak istiyorsanız bu şehir tam size göre. Ama taliplisi çok olduğu için kalınacak yer fiyatları cep yakıyor. Yine de Colonia için değer.



Colonia'dan hemen nehrin karşısındaki Buenos Aires'e geçiyoruz. O kadar çok Arjantinli buraya geliyor ki pasaport işlemlerini hızlandırmak için Arjantin pasaport kontrolünü Colonia'da iskele girişine koymuşlar. Uruguay'lı memur pasaportumu damgalayıp hemen yanında oturan Arjantinli memura uzatıyor, o da damgalıyor. İskelenin alt katı Uruguay üst katı Arjantin.
Deniz otobüsünde kocaman bir duty free bölümü var. Gemide niye duty free var? demeye kalmadan Buenos Aires'liler rafları talan etmeye başlıyor. Niye acaba? Onun hikayesini de Buenos Aires sokaklarında anlatayım. Vamos.

Uruguay'ın Başkenti Montevideo

Uruguay adını pek duymadığımız kendi halinde bir ülke. Ülkenin başkenti Montevideo da Uruguay'a tam yakışır şekilde: kendi halinde ve akılda kalacak fazla bir yeri olmayan bir şehir. 3.3 milyonluk Uruguay'ın  1.8 milyonu burada yaşadığına göre görecek birşeyler vardır diyerek caddeleri arşınladım şöyle bir.
"Her şehirde mutlaka akılda kalacak eskiden yapılmış bir eser olmalı" diye bir şart olsaydı, Montevideo buna uyamazdı herhalde. Şehir merkezi Plaza de Armas'da ve hemen onun arkasından limana uzanan büyük yaya bölgesinde kayda değer bir şey yok. Ama genelde güzel grafitiler ve sağa sola serpiştirilmiş resimler var.


Başka şehirlerde bulamayacağınız kadar yakın ve sık turizm bürosu var ama Montevideo'nun esas ilginç yanı binaları değil sokaktaki yaşamı. Mevsim yaz olunca sokağın ritmini de sıcaklık belirliyor.
Şu anda yaz aylarının en sıcak günlerini yaşayan şehirde yaşam sabah sekizde hızla başlıyor, saat ikiden sonra birden yavaşlıyor. Bir çok mağaza ve lokanta saat 2-3 ila 5-6 arası siesta  tatiline giriyor. Hatta bankalar ve devlet daireleri saat 3 gibi tamamen kapanıyor. Sokaklar boşalıyor, bir tek evsiz sokak köpekleri ve Türk turistler ortada dolaşıyor.


 Akşamüstü olunca boşalan caddeler tekrar hareketlenmeye başlıyor, ancak akşam 7 gibi caddeler tam yükünü tutuyor.  Latin Amerika'da adet olduğu üzere burada da akşam yemekleri geç başlıyor: saat dokuzdan önce lokantalar boş boş müşteri bekliyor. Sonra yavaş yavaş dolmaya başlıyor. Popüler lokantalar saat on gibi dolmaya başlayıp sabah ikilere kadar akşam yemeği servisine devam ediyor.












Şehirdeki turistik yerlerle ilgili en iyi bloğu Alper Daçe hazırlamış, onun sayfasına da uğramanızı tavsiye ederim:  http://alperbildiriyor.blogspot.com/2011/07/alper-uruguaydan-bildiriyor-montevideo.html. Buradan Colonia del Sacramento şehrine geçiyoruz.

Uruguay'ın Başkenti Montevideo

Uruguay adını pek duymadığımız kendi halinde bir ülke. Ülkenin başkenti Montevideo da Uruguay'a tam yakışır şekilde: kendi halinde ve akılda kalacak fazla bir yeri olmayan bir şehir. 3.3 milyonluk Uruguay'ın  1.8 milyonu burada yaşadığına göre görecek birşeyler vardır diyerek caddeleri arşınladım şöyle bir.
"Her şehirde mutlaka akılda kalacak eskiden yapılmış bir eser olmalı" diye bir şart olsaydı, Montevideo buna uyamazdı herhalde. Şehir merkezi Plaza de Armas'da ve hemen onun arkasından limana uzanan büyük yaya bölgesinde kayda değer bir şey yok. Ama genelde güzel grafitiler ve sağa sola serpiştirilmiş resimler var.


Başka şehirlerde bulamayacağınız kadar yakın ve sık turizm bürosu var ama Montevideo'nun esas ilginç yanı binaları değil sokaktaki yaşamı. Mevsim yaz olunca sokağın ritmini de sıcaklık belirliyor.
Şu anda yaz aylarının en sıcak günlerini yaşayan şehirde yaşam sabah sekizde hızla başlıyor, saat ikiden sonra birden yavaşlıyor. Bir çok mağaza ve lokanta saat 2-3 ila 5-6 arası siesta  tatiline giriyor. Hatta bankalar ve devlet daireleri saat 3 gibi tamamen kapanıyor. Sokaklar boşalıyor, bir tek evsiz sokak köpekleri ve Türk turistler ortada dolaşıyor.


 Akşamüstü olunca boşalan caddeler tekrar hareketlenmeye başlıyor, ancak akşam 7 gibi caddeler tam yükünü tutuyor.  Latin Amerika'da adet olduğu üzere burada da akşam yemekleri geç başlıyor: saat dokuzdan önce lokantalar boş boş müşteri bekliyor. Sonra yavaş yavaş dolmaya başlıyor. Popüler lokantalar saat on gibi dolmaya başlayıp sabah ikilere kadar akşam yemeği servisine devam ediyor.












Şehirdeki turistik yerlerle ilgili en iyi bloğu Alper Daçe hazırlamış, onun sayfasına da uğramanızı tavsiye ederim:  http://alperbildiriyor.blogspot.com/2011/07/alper-uruguaydan-bildiriyor-montevideo.html. Buradan Colonia del Sacramento şehrine geçiyoruz.

Punta del Este ( Uruguay)

Uruguay, Güney Amerika'da kendi halinde bir ülke. 3.3 milyonluk ülkenin 1.8 milyonu başkentte diğerleri de ülkenin geri kalan kısmında dersem diğer kentlerin büyüklüğü ortaya çıkar. Punta del Este şehri Monteviedo'dan iki saat kadar uzaklıkta. Bu "şehrin" nüfusunun 9000 civarı olduğunu söylersem Uruguay'daki yerleşim birimleri hakkında genel bir fikriniz olur sanırım.

Punta del Este kendi küçük olsa da fiyatları cep yakan bir yer çünkü yazın Arjantin ve Brezilya'dan gelen binlerce ziyaretçinin akınına uğruyor. Lokantların çoğu yabancı ziyaretçileri sağmak üzerine çalıştığı için de herhangi bir mekanda sandviç yeseniz 20 dolardan başlıyor. Yani yazın gelmeniz cebinizin sağlığı açısından iyi değil. Yazın gelmezsek kışın mı gelelim?
O zaman da çok boş olur sanırım. En iyisi şehri kısaca bir turlayıp fazla zaman kaybetmeden Montevideo'ya geri dönmek.

Punta el Este küçük görünse de çevre ülkelerden gelenlerin emlak yatırımı için yarıştığı bir yer. Onun için şehrin bazı kesimleri silme gökdelen dolu. Buna rağmen yenileri hızla dikilmeye devam ediliyor. Neden mi? Arjantin o kadar kötü idare ediliyor ki parasını hükümetten kurtarmak isteyen Arjantinliler ne odluğuna bakmadan Uruguay'da emlağa giriyor. Aynı tip 2 oda 1 salon dairenin Arjantin başkenti Buenos Aires'te 60,000 USDyken Punta del Este'de 400,000 USD olması en çok inşaatçıları sevindirmiş olmalı. Neyse bu konuya daha sonra detaylı döneceğiz. Şimdi Montevideo'ya geçelim.



Punta del Este ( Uruguay)

Uruguay, Güney Amerika'da kendi halinde bir ülke. 3.3 milyonluk ülkenin 1.8 milyonu başkentte diğerleri de ülkenin geri kalan kısmında dersem diğer kentlerin büyüklüğü ortaya çıkar. Punta del Este şehri Monteviedo'dan iki saat kadar uzaklıkta. Bu "şehrin" nüfusunun 9000 civarı olduğunu söylersem Uruguay'daki yerleşim birimleri hakkında genel bir fikriniz olur sanırım.

Punta del Este kendi küçük olsa da fiyatları cep yakan bir yer çünkü yazın Arjantin ve Brezilya'dan gelen binlerce ziyaretçinin akınına uğruyor. Lokantların çoğu yabancı ziyaretçileri sağmak üzerine çalıştığı için de herhangi bir mekanda sandviç yeseniz 20 dolardan başlıyor. Yani yazın gelmeniz cebinizin sağlığı açısından iyi değil. Yazın gelmezsek kışın mı gelelim?
O zaman da çok boş olur sanırım. En iyisi şehri kısaca bir turlayıp fazla zaman kaybetmeden Montevideo'ya geri dönmek.

Punta el Este küçük görünse de çevre ülkelerden gelenlerin emlak yatırımı için yarıştığı bir yer. Onun için şehrin bazı kesimleri silme gökdelen dolu. Buna rağmen yenileri hızla dikilmeye devam ediliyor. Neden mi? Arjantin o kadar kötü idare ediliyor ki parasını hükümetten kurtarmak isteyen Arjantinliler ne odluğuna bakmadan Uruguay'da emlağa giriyor. Aynı tip 2 oda 1 salon dairenin Arjantin başkenti Buenos Aires'te 60,000 USDyken Punta del Este'de 400,000 USD olması en çok inşaatçıları sevindirmiş olmalı. Neyse bu konuya daha sonra detaylı döneceğiz. Şimdi Montevideo'ya geçelim.



Arabayla uçtan uca Amerika


ABD, Atlantik kıyısından Pasifik kıyısına dört saat dilimini kapsayan kocaman bir kıtanın üzerinde oturuyor. Ülkede görülecek şeyler genelde doğu ve batı kıyıları boyunca sıralandığı için ABD'nin iç kısımları pek ziyaretçi almıyor. ABD'de mesafeler uzun olduğu için şehirlerarası yolculuklar için genelde uçak kullanmak mantıklı. Bir şehri gezmenin en iyi yolu taban tepmek olduğu gibi geniş bir ülkeyş gezmenin en iyi yollarından biri de yavaş yavaş araba kullanmak olmalı.

Yavaş yavaş değil ama uzun uzun araba kullanacağım geldiğinden herhalde ABD'yi uçarak değil de yerden geçeyim dedim. Bu kez ABD'nin güneydoğu ucunda bulunan Orlando şehrinden yola çıkıp Pasifik okyanusu kıyılarına arabayla geçeceğiz. Yolu fazlaca detaylandırmak yerine siz isterseniz nasıl ABD'yi boydan boya geçersiniz bilgilerini de ekliyorum.

Önce en temelden başlayayım: ABD'yi boydan boya geçmek için nereden, nasıl araba kiralarsınız?

ABD'de onlarca araba kiralama şirketi var. Fiyatları mevsime ve tatil günlerine göre değişiyor. www.hotwire.com sitesi en iyi araç kiralam fiyatlarını karşılaştırarak verdiği için iyi. Bu siteye bakarak araç kiralarına baktığımda en ucuz firma Hertz ( www.hertz.com) çıktı. Ama Hertz'in her ayrı lokasyonunda ayrı fiyat olduğu için aracı teslim alacağınız yeri iyi seçmeniz lazım. Örneğin aynı aracı New York JFK havaalanında teslim alırsanız günlüğü 105 USD, Orlando havalaanında 84 USD. Ama Orlanda havaalanından 15 kilometre ötedeki Hertz bayiine giderseniz günlük 34 USD. Böylece neden Orlando'dan yola başladığım ortaya çıkar sanırım. Bu fiyatların üzerine bir de kaza sigortası yaptırmanız lazım. Hertz günde 22 dolara herşeyi kapsıyor.  İnternet üzerindeki sigorta şirketlerinde fiyat 9 dolara kadar iniyor ama yazılanları iyi okuyun bazıları yanıltıcı.


İzlediğim rotada gecelemeleri şu şehirlerde yaptım:

Orlando, Florida
Pensacola, Florida
New Orleans, Lousiana
Dallas, Teksas
Tucumcari, New Mexico
Flagstaff, Arizona
Las Vegas, Nevada
San Diego, Kaliforniya
Los Angeles, Kaliforniya
San Francisco, Kaliforniya

Neden bu şehirler?

Bazılarında görülecek yerler var ( New Orleans, Lousiana gibi) , bazılarıysa 700 km yol yapınca dinlenmek için uygun noktada olduklarından dolayı ( Pensacola, Florida gibi)

Yol toplamda dur-kalk ve ara yollara gir, geri dön dahil 7700 km sürdü ve 12 günde sona erdi.

Nerelerde kalınır?

Amerika bir sürü zincir otel-motel var. Yol kenarlarında en fazla moteli olan ve fiyatları en iyi olanı Motel 6 ( www.motel6.com). Fiyatları 30 dolardan 55 dolara kadar gidiyor.


Başka gerekli bir şey var mı?

Özellikle şehir içlerinde GPS kullanırsanız rahat edersiniz, haritayı kurcalama derdini son veriyor.


Yol üzerinde beklemediğim kadar ilgimi çeken yer Tucumcari oldu. Ünlü Route 66 üzerinde yol alan bu küçük yerleşim merkezi en heyheyli günlerini 1950'lerde yaşamış. Ve aynen orada kalmış. Bugün Tucumcari'de herhangi bir dükkana girmek zaman tüneline dalmak gibi bir şey. Ama bu da başka bir yazının konusu.

Arabayla uçtan uca Amerika


ABD, Atlantik kıyısından Pasifik kıyısına dört saat dilimini kapsayan kocaman bir kıtanın üzerinde oturuyor. Ülkede görülecek şeyler genelde doğu ve batı kıyıları boyunca sıralandığı için ABD'nin iç kısımları pek ziyaretçi almıyor. ABD'de mesafeler uzun olduğu için şehirlerarası yolculuklar için genelde uçak kullanmak mantıklı. Bir şehri gezmenin en iyi yolu taban tepmek olduğu gibi geniş bir ülkeyş gezmenin en iyi yollarından biri de yavaş yavaş araba kullanmak olmalı.

Yavaş yavaş değil ama uzun uzun araba kullanacağım geldiğinden herhalde ABD'yi uçarak değil de yerden geçeyim dedim. Bu kez ABD'nin güneydoğu ucunda bulunan Orlando şehrinden yola çıkıp Pasifik okyanusu kıyılarına arabayla geçeceğiz. Yolu fazlaca detaylandırmak yerine siz isterseniz nasıl ABD'yi boydan boya geçersiniz bilgilerini de ekliyorum.

Önce en temelden başlayayım: ABD'yi boydan boya geçmek için nereden, nasıl araba kiralarsınız?

ABD'de onlarca araba kiralama şirketi var. Fiyatları mevsime ve tatil günlerine göre değişiyor. www.hotwire.com sitesi en iyi araç kiralam fiyatlarını karşılaştırarak verdiği için iyi. Bu siteye bakarak araç kiralarına baktığımda en ucuz firma Hertz ( www.hertz.com) çıktı. Ama Hertz'in her ayrı lokasyonunda ayrı fiyat olduğu için aracı teslim alacağınız yeri iyi seçmeniz lazım. Örneğin aynı aracı New York JFK havaalanında teslim alırsanız günlüğü 105 USD, Orlando havalaanında 84 USD. Ama Orlanda havaalanından 15 kilometre ötedeki Hertz bayiine giderseniz günlük 34 USD. Böylece neden Orlando'dan yola başladığım ortaya çıkar sanırım. Bu fiyatların üzerine bir de kaza sigortası yaptırmanız lazım. Hertz günde 22 dolara herşeyi kapsıyor.  İnternet üzerindeki sigorta şirketlerinde fiyat 9 dolara kadar iniyor ama yazılanları iyi okuyun bazıları yanıltıcı.


İzlediğim rotada gecelemeleri şu şehirlerde yaptım:

Orlando, Florida
Pensacola, Florida
New Orleans, Lousiana
Dallas, Teksas
Tucumcari, New Mexico
Flagstaff, Arizona
Las Vegas, Nevada
San Diego, Kaliforniya
Los Angeles, Kaliforniya
San Francisco, Kaliforniya

Neden bu şehirler?

Bazılarında görülecek yerler var ( New Orleans, Lousiana gibi) , bazılarıysa 700 km yol yapınca dinlenmek için uygun noktada olduklarından dolayı ( Pensacola, Florida gibi)

Yol toplamda dur-kalk ve ara yollara gir, geri dön dahil 7700 km sürdü ve 12 günde sona erdi.

Nerelerde kalınır?

Amerika bir sürü zincir otel-motel var. Yol kenarlarında en fazla moteli olan ve fiyatları en iyi olanı Motel 6 ( www.motel6.com). Fiyatları 30 dolardan 55 dolara kadar gidiyor.


Başka gerekli bir şey var mı?

Özellikle şehir içlerinde GPS kullanırsanız rahat edersiniz, haritayı kurcalama derdini son veriyor.


Yol üzerinde beklemediğim kadar ilgimi çeken yer Tucumcari oldu. Ünlü Route 66 üzerinde yol alan bu küçük yerleşim merkezi en heyheyli günlerini 1950'lerde yaşamış. Ve aynen orada kalmış. Bugün Tucumcari'de herhangi bir dükkana girmek zaman tüneline dalmak gibi bir şey. Ama bu da başka bir yazının konusu.

Gazella Tur, Şimdigezelim, Bloggerlar ve Projeler



Gezi yazılarına bir parantez açıp beş sene önce yollarımız keşisen Gazella Tur'dan kısaca bahsedeyim dedim. Tuzim firmalarıyla değil de kendi başına seyahat eden biri olarak neden bir turizm firmasından bahsetmek istediğimi merak etmişsinizdir. Gazella Tur gezerler ve bu site için neler yapmış şöyle bir bakalım. 

İlk gözağrısı “binrota.com”:

binrota.com Gazella Tur’un yarattığı ve geliştirmiş olduğu bir web sitesiydi. binrota.com ister blogger olun ister sadece bir gezgin olun, gezip gördüğünüz yerleri, tanıdığınız lezzetleri, konakladığınız tesisleri ve gezi esnasında deneyimlediklerinizi anlatabildiğiniz bir gezi yazıları sitesiydi. Site belli bir süredir gezi yazıları yazan üyelerine kitap bile armağan ediyordu. Sonra başka kitapları hediye edeceğimize kendi kitabımızı çıkaralım dediler. İlk kitaplarını 4 sene önce çıkardılar. “Dünya Kadar Bilgi” isimli bu kitap 40 binrota.com üyesinin yazı ve fotoğraflarından derlenen, ülkeler hakkında kısa kısa bilgiler içeren bir kitaptı.
Ne yazık ki Gazella Tur bir süre önce binrota.com’un yayın hayatını durdurma kararı aldı ve siteyi aktif üyelerden birkaçına armağan etti. Sitenin şimdiki adı kendingez.com

Sonra “Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer”:
Gazella Tur binrota.com’un ikinci kitabını benim gezi yazılarımı, interaktif bir proje ile birleştirerek yayınladı. Bu Türkiye’de bir ilk ve halen tek interaktif kitap projesidir. Benim belli bir süre içinde binrota.com sitesine girdiğim 75 yazı öncelikle üyeler tarafından değiştirilmesi ve geliştirilmesi amacı ile yorumlandı. Daha sonra yine üyeler bu 75 yazıyı oyladılar ve içlerinden 55 tanesi seçilerek bir kitaba dönüştürüldü. Bu şekilde Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer kitabı doğmuş oldu. Gazella Tur’dan ve çevremden aldığım tepkilere göre kitap çok beğenildi. Bu da sanırım basılan 1800 kopyanın kısa sürede tükenmesini açıklıyor. 

Yakınlarda da “Bir yarışma ile 3 gezgin bloggerın hayalleri gerçek oldu”:
Gazella Tur’ın geçtiğimiz sene düzenlediği ve benim de projenin oluşmasına katkı sağladığım sonrasında da final jürisinde bulunduğum “3 Kıta 1 blogger” yarışması dostluğumuzun pekişmesinde katkısı olan ikinci nedendir. Yarışma tüm gezgin bloggerlara açıktı. Bloggerlar hayalini kurdukları geziyi nasıl gerçekleştireceklerini anlatan bir yazı ile yarışmaya katılıyorlardı. Bu yazılar arasında önce bir halk oylaması yapıldı, sonra ilk ona kalan yazılar arasında içinde bulunduğum jüri ilk 3 yazıyı belirledi. Bu yarışmanın büyük ödülü 2.500 Euro değerinde gezi sponsorluğuydu. İkinciye 3 gece 4 günlük bir yurtdışı seyahati ve üçüncüye de yurtiçinde 5 yıldızlı bir otelde 3 gece 4 günlük tatil ödül olarak verildi.
İşte Gazella Tur’un gezgin bloggerlara yönelik bu yaklaşımları, benim de içinde bulunduğum projeler yapmaları, aramızdaki dostluğu pekiştırdi. . Üstelik Gazella Tur yönetimi yakın zamanda bloggerlara yönelik bir proje daha düşünüyor. Bakalım bu kez ortaya nasıl bir şey çıkacak? Siz de bu projeden zamanında haberdar olmak istiyorsanız takip etmeniz gereken site www.gazella.com

Kiev ( Ukrayna)


Ukrayna'nın başkenti Kiev iki adım ötemizde olup fazla uğranılmayan yerlerden biri. Ülke 2012'de Türklere
vizeyi kaldırdığından beri daha fazla ziyaretçi çekmeyi başlamış. Genel olarak gezmek isteyenler için bu ara ülkenin en ilgi çekici yanlarından biri Ukrayna havayollarının düşük bilet fiyatları. Ben baktığımda Ukrayna'da bir iki gün durarak ABD'ye geçmek İstanbul'dan doğrudan geçmekten yaklaşık %30 indirimliydi. Hem Kiev'i görmek üstüne bir de indirim almak varken doğrudan ABD'ye uçulur mu? Siz de www.aerosvit.com a bir bakıverin , belki iyi bir fiyat denk gelebilir.



Kırk milyon nüfuslu Ukrayna'nın başkenti Kiev ya da yerellerin deyimiyle Kyiv'in nüfusu üç milyonu buluyor. Ülke 200 seneyi geçen bir süre Rus egemenliğinde kaldıktan sonra bağımsızlığını kazandığı için milliyetçi duygular biraz ön plan çıkmış. Politik olarak ülke her ne kadar batıya dönmek istese de Rus etki alanından kurtulabilmiş değil.



Ülkede ticaret yapanların şikayet ettiği en büyük iki sorun bürokrasinin çok yavaş ilerlemesi ve yolsuzluk. Buna rağmen ülkede iş yapan oldukça fazla sayıda Türk firması var. Özellikle tarım konusunda ülkenin çok büyük kaynakları var ama tam randımanlı olarak kullanılamıyor. 
Kyiv, şehir merkezi İkinci Dünya Savaşı sırasında tamamen yıkılmış ve sonra yeniden inşa edilmiş. Merkezin geniş, gösterişli ve ışıltılı caddeleri Kyiv'in geri kalan kısmını oluşturan gri Sovyet mimarisi ile tam bir tezat oluştursa da ikiside Sovyetler birliği zamanından yapılmış.

Şehirde bir çok park ve dinlenme alanı olsa da tadı daha çok bahar ve yaz aylarında çıkacak gibi. Dinyeper nehri kıyısı gerçekten güzel gözüküyor ancak ağaçlar kel olunca pek keyifli de olmuyor.

Kyiv'de kalınacak yer dışındaki fiyatlar Türkiye'den daha ucuz. Otel yerine bir hostelde kalarak daha ekonomik olarak şehri dolaşmanız mümkün.  Ukrayna mutfağı yerine başka bir şeyler denemek isteyenler için fırsatlar çok: Sovyetler zamanının bir mirası olarak Kyiv'de hatırı sayılır bir Ermeni, Gürcü, Rus ve Azeri azınlık ve bunlara ait işletmeler var. Kyiv'den ABD'ye doğru yola çıkıyoruz. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...