Japonya'nın Müzik Fenomeni: AKB48 ( 92 kişilik müzik grubu)

 Japonya'nın uzaktan farkına varılmayan yeni ilginç yönleri ülkede dolaştıkça daha çok ortaya çıkmaya başlıyor. Ülkenin kendine has kültürüne bir örnek ise son zamanların fenomen haline gelmiş grubu AKB48. Aşağıda grup üyelerinin bir kısmını görüyorsunuz, çünkü hepsi aynı kareye sığamamış.

Japonya'da son 3 senedir alınmadık ödül, kırılmadık satış rekoru bırakmayan AKB48 grubu yaşları 15 ila 22 arasında değişen 67 ila 92 üyeden oluşuyor. Üye sayısı her an değiştiği için kesin bir rakam vermek pek mümkün olamıyor. Grup üyeleri ülke çapında düzenlenen müzik yarışmaları sonunda gruba girmeye hak kazanıyorlar.  22 yaşına gelen üye gruptan şutlanıyor, pardon "mezun oluyor".


Gruptan atılmanın başka bir yolu halk tarafından ayıplanacak bir davranışta bulunmak ya da erkek arkadaş edinmek. 

AKB48 grubu çok üyeli oluğundan aynı anda hem konser verip hem yurtdışı turnesine çıkıp hem film çekip hem de TVye çıkabiliyor. Üstelik hepsini aynı saatlerde ve ayrı şehirlerde yapabiliyor. Hatta grubu resmi olarak dörde ayırmışlar. Grubun dörtte biri her akşam kendi konser salonlarında konser veriyor, diğer dörtte üçüyse popüler kültür nasıl sağılır ve para yapılır üzerine ağzımızı iki karış açık bırakacak işlere girişiyor.  Bugün Japonya'da AKB48 markalı kafe ve restoranlara gidebilir, AKB48 destekli kumarhanelerde oynayabilir, AKB48 karaoke barlarına gidebilir, üzerinde AKB48 yazılı hemen her türlü eşyanın satıldığı AKB48 mağazalarına gidebilir ya da sadece ve sadece AKB48 CD, DVD ve oyunlarının satıldığı dev mağazalardan alışveriş edebilirsiniz.

Bu aralar grubun yöneticisi aynı iş modelini Singapur, Hong Kong ve Cakarta'ya  ihraç etmekle meşgul: SNG24 ve JKT64 mü olur isimleri acaba?

AKB48 sahnede nasıl gözüküyor diye merak ediyorsanız, aşağıya ekledim. Resmin altındaki kalabalık AKB48.

Peki müzikleri nasıl? Buyrun siz de dinleyin beni hiç sarmadı belki Japonların bildiği bir şey vardır. Ama ne?
https://www.youtube.com/watch?v=oEYWTrACFDE


Japonya'nın Müzik Fenomeni: AKB48 ( 92 kişilik müzik grubu)

 Japonya'nın uzaktan farkına varılmayan yeni ilginç yönleri ülkede dolaştıkça daha çok ortaya çıkmaya başlıyor. Ülkenin kendine has kültürüne bir örnek ise son zamanların fenomen haline gelmiş grubu AKB48. Aşağıda grup üyelerinin bir kısmını görüyorsunuz, çünkü hepsi aynı kareye sığamamış.

Japonya'da son 3 senedir alınmadık ödül, kırılmadık satış rekoru bırakmayan AKB48 grubu yaşları 15 ila 22 arasında değişen 67 ila 92 üyeden oluşuyor. Üye sayısı her an değiştiği için kesin bir rakam vermek pek mümkün olamıyor. Grup üyeleri ülke çapında düzenlenen müzik yarışmaları sonunda gruba girmeye hak kazanıyorlar.  22 yaşına gelen üye gruptan şutlanıyor, pardon "mezun oluyor".


Gruptan atılmanın başka bir yolu halk tarafından ayıplanacak bir davranışta bulunmak ya da erkek arkadaş edinmek. 

AKB48 grubu çok üyeli oluğundan aynı anda hem konser verip hem yurtdışı turnesine çıkıp hem film çekip hem de TVye çıkabiliyor. Üstelik hepsini aynı saatlerde ve ayrı şehirlerde yapabiliyor. Hatta grubu resmi olarak dörde ayırmışlar. Grubun dörtte biri her akşam kendi konser salonlarında konser veriyor, diğer dörtte üçüyse popüler kültür nasıl sağılır ve para yapılır üzerine ağzımızı iki karış açık bırakacak işlere girişiyor.  Bugün Japonya'da AKB48 markalı kafe ve restoranlara gidebilir, AKB48 destekli kumarhanelerde oynayabilir, AKB48 karaoke barlarına gidebilir, üzerinde AKB48 yazılı hemen her türlü eşyanın satıldığı AKB48 mağazalarına gidebilir ya da sadece ve sadece AKB48 CD, DVD ve oyunlarının satıldığı dev mağazalardan alışveriş edebilirsiniz.

Bu aralar grubun yöneticisi aynı iş modelini Singapur, Hong Kong ve Cakarta'ya  ihraç etmekle meşgul: SNG24 ve JKT64 mü olur isimleri acaba?

AKB48 sahnede nasıl gözüküyor diye merak ediyorsanız, aşağıya ekledim. Resmin altındaki kalabalık AKB48.

Peki müzikleri nasıl? Buyrun siz de dinleyin beni hiç sarmadı belki Japonların bildiği bir şey vardır. Ama ne?
https://www.youtube.com/watch?v=oEYWTrACFDE


Dünyanın En Uzun ve En Derin Denizaltı Tüneli Seikan ( Hokkaido- Honshu, Japonya)

 Hokkaido adasının Hakodate şehrinden Honshu adasının Aomori şehrine geçmenin en kısa yolu tren. İki adayı birbirine dünyanın en uzun ve en derin denizaltı tüneli bağlıyor. Seikan tünelinin toplam uzunluğu 54 kilometre. Bunun 23 kilometresi deniz yüzeyinin 240 metre altından geçiyor.

Yapımına 1971 yılında başlanan tünel 17 sene 1988 yılında bitirilmiş. Bizim Bolu tüneli gibi yapımı uzadıkça uzamış. Hatta bir ara "bu tüneli yapıyoruz ama yeteri kadar insan ve yük bu yolu kullanmayacak galiba, boşuna para harcamayalım" diye inşaatı durduracak olmuşlar ama sonunda tünel bitmiş.

Bugün tüneli normal hızda giden trenler kullanabiliyor ama 2015 yılına kadar tünele yeni raylar döşeyip saatte 300 km hız yapan "Kurşun" ( Shinkansen) trenlerin kullanımına açılması planlanıyor. Seikan tünelinin içinde denizaltında iki tane istasyon bulunuyor. Şu anda kullanılmayan bu istasyonların yine 2015'te müze olarak açılması sözkonusu.

Aşağıdaki grafik tüneli kullanan trenlerde koltuk arkalarında var. Tüneller ilgili genel bilgiler ve ne zaman girilip çıkıldığını anlatıyor.

Trenler tüneli 27 dakikada kat ediyor. Japonya o kadar dağlık ki zaten çok sık tünele giriyorsunuz, dünyanın en uzunu Seikan tünelinde olduğunuz  pek farkına bile varmıyorsunuz. Sadece vagon içindeki karanlık normalde biraz daha uzun sürüyor.


Dünyanın En Uzun ve En Derin Denizaltı Tüneli Seikan ( Hokkaido- Honshu, Japonya)

 Hokkaido adasının Hakodate şehrinden Honshu adasının Aomori şehrine geçmenin en kısa yolu tren. İki adayı birbirine dünyanın en uzun ve en derin denizaltı tüneli bağlıyor. Seikan tünelinin toplam uzunluğu 54 kilometre. Bunun 23 kilometresi deniz yüzeyinin 240 metre altından geçiyor.

Yapımına 1971 yılında başlanan tünel 17 sene 1988 yılında bitirilmiş. Bizim Bolu tüneli gibi yapımı uzadıkça uzamış. Hatta bir ara "bu tüneli yapıyoruz ama yeteri kadar insan ve yük bu yolu kullanmayacak galiba, boşuna para harcamayalım" diye inşaatı durduracak olmuşlar ama sonunda tünel bitmiş.

Bugün tüneli normal hızda giden trenler kullanabiliyor ama 2015 yılına kadar tünele yeni raylar döşeyip saatte 300 km hız yapan "Kurşun" ( Shinkansen) trenlerin kullanımına açılması planlanıyor. Seikan tünelinin içinde denizaltında iki tane istasyon bulunuyor. Şu anda kullanılmayan bu istasyonların yine 2015'te müze olarak açılması sözkonusu.

Aşağıdaki grafik tüneli kullanan trenlerde koltuk arkalarında var. Tüneller ilgili genel bilgiler ve ne zaman girilip çıkıldığını anlatıyor.

Trenler tüneli 27 dakikada kat ediyor. Japonya o kadar dağlık ki zaten çok sık tünele giriyorsunuz, dünyanın en uzunu Seikan tünelinde olduğunuz  pek farkına bile varmıyorsunuz. Sadece vagon içindeki karanlık normalde biraz daha uzun sürüyor.


Hakodate ( Hokkaido, Japonya)


Yağmur, yağmur ve daha fazla yağmur. Hakodate şehrinin benim için özeti bu oldu.

Hokkaido adası Japonya'nın en sert iklimine sahip hatta bu haftalarda kuzeyinde kar başladı bile. Hakodate şehri de doğal olarak havadan nasibini alıyor. Şehrin ünlü bir bahçesi ve tapıbağı var ama her ikisi de açık havada dolaşmalık. Yağmur genelde gezmeyi engellemez sadece yavaşlatır ama bu kez Hakodate merkezdeki üstü kapalı caddelerde turlama dışında başka bir şey yapmak içimden gelmiyor.

Japonya'da büyük küçük her şehrin bir alışveriş caddesi var. Bu caddelerin hemen hepsinin üstü kapalı. Bu sayede havadan etkilenmeden alışverişinizi yapıyorsunuz. Bu caddelerde merkezi müzik yayını da yapılıyor. Japonya'da caddeye müzik çalan işletme sayısı yok denecek kadar az, birden nereden geldiği belli olmayan bir müzük duyarsanız büyük ihtimalle yakınlarda bir kapalı çarşı var demektir. Hakodate'nin kapalı çarşısında pek kayda değer bir şey yok, geçiyoruz.Buradan dünyanın en uzun tüneli olan Seikan'ı kullanarak başka bir kış olimpiyatı şehri olan Nagano'ya geçiyoruz. 54 kilometre yeraltından hareket edip Hokkaido'dan Honshu adasına deniz yüzyinin 240 metre altından geçeceğiz.


Hakodate ( Hokkaido, Japonya)


Yağmur, yağmur ve daha fazla yağmur. Hakodate şehrinin benim için özeti bu oldu.

Hokkaido adası Japonya'nın en sert iklimine sahip hatta bu haftalarda kuzeyinde kar başladı bile. Hakodate şehri de doğal olarak havadan nasibini alıyor. Şehrin ünlü bir bahçesi ve tapıbağı var ama her ikisi de açık havada dolaşmalık. Yağmur genelde gezmeyi engellemez sadece yavaşlatır ama bu kez Hakodate merkezdeki üstü kapalı caddelerde turlama dışında başka bir şey yapmak içimden gelmiyor.

Japonya'da büyük küçük her şehrin bir alışveriş caddesi var. Bu caddelerin hemen hepsinin üstü kapalı. Bu sayede havadan etkilenmeden alışverişinizi yapıyorsunuz. Bu caddelerde merkezi müzik yayını da yapılıyor. Japonya'da caddeye müzik çalan işletme sayısı yok denecek kadar az, birden nereden geldiği belli olmayan bir müzük duyarsanız büyük ihtimalle yakınlarda bir kapalı çarşı var demektir. Hakodate'nin kapalı çarşısında pek kayda değer bir şey yok, geçiyoruz.Buradan dünyanın en uzun tüneli olan Seikan'ı kullanarak başka bir kış olimpiyatı şehri olan Nagano'ya geçiyoruz. 54 kilometre yeraltından hareket edip Hokkaido'dan Honshu adasına deniz yüzyinin 240 metre altından geçeceğiz.


Otaru şehri ( Hokkaido adası, Japonya)


Otaru şehri Sapporo'ya trenle 45 dakika uzaklıkta 130,000 nüfuslu sakin bir yer. Ünlü olmasının iki sebebi var, biri resimlerini gördüğünüz kanal. Hani bazı şeyler vardır, turist olarak gittiğinizde tam anlayamazsınız: "acaba neden böyle yapıyorlar?" deyip dolanıp durursunuz.
İşte bu kanal tam öyle bir şey. Sapporo'da elime aldığım tüm turizm broşürlerinde "mutlaka gidib, ahh ne güzel kanal pek güzel valla gidin" türü yazılar vardı. Gidince baktım bir sürü Japon çağrıya uymuş kanalın çevresini doldurmuş. Deli gibi hatıra fotoğrafı çektiriyorlar. Kanal bir baktım iki baktım, bildiğin su kanalı işte. Niye önünde bu kadar fotoğraf çektiren var? Tarihini okudum, yine yok bir şey. Anlamaktan vazgeçtim ben de fotoğraflarını çektim.
Şehrin ikinci ünlü olma sebebiyse yemek: suşi ( özetle çiğ balık ve pirincin uyumlu bir karışımı) . Bölgenin soğuk su akıntıları özellikle bol balık barındırıyormuş. Balığın taze olduğu yerde tabi balık yemeği de taze ve güel oluyor. Şehrin  "Sushiyadori" ( suşicilercaddesi  anlamına geliyor) caddesinde yanyana sıralanmış dükkanlarda balık yemekleri lezzetli görünse de cepte koca bir delik  açaak kadar pahalı. Belki fiyatlar kışın balık bollaşınca normale düşüyordur. Ama o zaman gelmek biraz sıkıntılı olabilir: Aralık-Mart ayları arasında Otaru'da yerdeki kar kalınlığı 160 santimmiş.

"Şehrin methedilen iki özelliği de fos çıktı, her gezdiğim yeri beğenecek değilim ya" yanyana dizilmiş müzik kutusu satan dükkanlar görüp birine daldım. Her türlü klasik melodinin ve yeni pop şarkılarının müzik kutularını yapmışlar. İlk önce sevdiğiniz müziği seçiyorsunuz, sonra konulmasını istediğiniz kutuyu. Siz beklerken monte edip veriyorlar, Otaru'da en azından bir ilginç iş kolu var.

Otaru'dan, Hokkaido adasının en güney ucundaki Hakodate şehrine geçiyoruz.

Otaru şehri ( Hokkaido adası, Japonya)


Otaru şehri Sapporo'ya trenle 45 dakika uzaklıkta 130,000 nüfuslu sakin bir yer. Ünlü olmasının iki sebebi var, biri resimlerini gördüğünüz kanal. Hani bazı şeyler vardır, turist olarak gittiğinizde tam anlayamazsınız: "acaba neden böyle yapıyorlar?" deyip dolanıp durursunuz.
İşte bu kanal tam öyle bir şey. Sapporo'da elime aldığım tüm turizm broşürlerinde "mutlaka gidib, ahh ne güzel kanal pek güzel valla gidin" türü yazılar vardı. Gidince baktım bir sürü Japon çağrıya uymuş kanalın çevresini doldurmuş. Deli gibi hatıra fotoğrafı çektiriyorlar. Kanal bir baktım iki baktım, bildiğin su kanalı işte. Niye önünde bu kadar fotoğraf çektiren var? Tarihini okudum, yine yok bir şey. Anlamaktan vazgeçtim ben de fotoğraflarını çektim.
Şehrin ikinci ünlü olma sebebiyse yemek: suşi ( özetle çiğ balık ve pirincin uyumlu bir karışımı) . Bölgenin soğuk su akıntıları özellikle bol balık barındırıyormuş. Balığın taze olduğu yerde tabi balık yemeği de taze ve güel oluyor. Şehrin  "Sushiyadori" ( suşicilercaddesi  anlamına geliyor) caddesinde yanyana sıralanmış dükkanlarda balık yemekleri lezzetli görünse de cepte koca bir delik  açaak kadar pahalı. Belki fiyatlar kışın balık bollaşınca normale düşüyordur. Ama o zaman gelmek biraz sıkıntılı olabilir: Aralık-Mart ayları arasında Otaru'da yerdeki kar kalınlığı 160 santimmiş.

"Şehrin methedilen iki özelliği de fos çıktı, her gezdiğim yeri beğenecek değilim ya" yanyana dizilmiş müzik kutusu satan dükkanlar görüp birine daldım. Her türlü klasik melodinin ve yeni pop şarkılarının müzik kutularını yapmışlar. İlk önce sevdiğiniz müziği seçiyorsunuz, sonra konulmasını istediğiniz kutuyu. Siz beklerken monte edip veriyorlar, Otaru'da en azından bir ilginç iş kolu var.

Otaru'dan, Hokkaido adasının en güney ucundaki Hakodate şehrine geçiyoruz.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...