Mauritius - Moris Adaları - Maurice


Hint Okyanusundaki bu küçük ada tam anlamıyla bir "kültürlerin erime potası". Bu deyimi hemen her ülke/bölge/şehir sık sık kullanıyor ama Mauritius gerçekten hakediyor. Niye mi? Bir kere ada Hint Okyanusunda ama Afrika kıyılarına yakın. Adada Hintli, Afrikalı, Çinli ve Avrupalı gruplar yaşıyor. Ama Mauritius kültür olarak ne Afrikalı ne Hintli ne Avrupalı ne de Çinli, o Mauritiuslu.
Halkın anadili Fransızca'nın kırık bir versiyonu olan Kreyol ama herkes bunu konuşmuyor. Resmi dil İngilizce ama onu da fazla kullanan yok. Fransızca en çok kullanılan halk dili gibi gözükse de onu da bilmeyen büyük bir grup var. Adadaki gruplar kendi aralarında Kreyol, Fransızca, İngilizce, 5-6 çeşit Hint dili, Çince ve Swahili konuşuyorlar. Dil konusu da tam bir çorba anlayacağınız.


Mauritius'u önce Hollandalılar sömürge haline getirmiş, bakmış ne yapsa buradan para yapamıyor, sömürgeyi terketmiş. Sonra adayı boş bulan Fransızlar gelmişler. 1715'den 1810'a kadar adayı onlar yönetmişler. Onlardan İngilizler adayı savaşmadan tapu haklarının korunması karşılığı teslim almış. Bu küçük hak yani “tapu haklarının korunması” bugün bile Mauritius topraklarının büyük bir kısmının Fransızların elinde olmasının yolunu açmış Halen ülkenin en büyük toprak sahipleri o zaman toprağa el koyan Fransızların torunları.
Kanuna geri dönelim. Bir kısım kanunlar Fransızlar dan kalmış, bir kısmı onlardan sonra gelen İngilizlerden üzerine bir de Mauritius'un koyduğu yeni kanunlar gelmiş. Onun için diyelim bir tapu aldınız, üzeri İngilizce yazıyor ama alım satım şartları Fransızca. Ayrıca satın aldığınız bina ya da toprağın hangi kanunlara tabi olduğu da tapuda yazıyor: yani duruma göre üç yasadan biri sizi bağlayabilir. Karışık mı? Değil, burası Mauritius. Rahatlayın biraz.

 Ne de olsa dünyanın en iyi denizlerinden birine geldiniz. Adanın etrafı kıyıdan yüzülerek ulaşabilecek mercan kayalıkları ile çevrili.
Balıklar çıplak gözle deniz dışından bile rahatlıkla seçiliyor. Şu anda kış mevsimini yaşayan ülkede hava sıcaklığı 20 dereceler civarı. Ben bu havada yün kazak ve mont giyen Mauritiuslulara ben "bunlar uzaylı mı?"diye bakarken  azınlıkta kaldığımı ve Mauritiusluların tişörtle ortalıkta dolanan yabancıya "nasıl donmaz bu zavallı?" diye baktıklarını unutmuşa benziyorum.

Adada yemek ısmarladığınızda ise Çin esintili, Hint karışımlı, Afrikalı bir Fransız mutfağı sizi bekliyor. Özellikle balık yemekleri lezzetli ve bizim öksüz doyuran dediğimiz porsiyonlarda geliyor.

Hafta arası deniz kıyısında pek göremediğiniz halk hafta sonu piknik-denize girme- açık havada dans etme- biraları duraklamadan yuvarlama ekseninde mesut mutlu vakit geçiriyor.

Yazıyı kapatmadan aklımda kalan bir kaç ayrıntıyı da aktarayım. Mauritius son dört senedir Afrika'nın en iyi yönetilen ülkelerinde biri seçiliyor. 5 sene kadar önce yürürlüğe giren bir kanuna göre ev hariç her yerde sigara içmek yasak: lokanta, bar, kaldırım, sokak, araba içi vb. Öyle balığımı yedim çıkıp lokanta önünde bir tüttüreyim içeri girerim yok," evine git orada iç" diyorlar. Sebep ise genç nesli korumak. Ülkenin başkenti Port Louis trafiği ile ünlü üç caddeden ibaret küçük bir yer. Yapacak işiniz yoksa başkenti rahatlıkla pas geçebilirsiniz.

Mauritius'tan bir başka karışık adaya,  Madagaskar'a geçiyoruz.


Mauritius - Moris Adaları - Maurice


Hint Okyanusundaki bu küçük ada tam anlamıyla bir "kültürlerin erime potası". Bu deyimi hemen her ülke/bölge/şehir sık sık kullanıyor ama Mauritius gerçekten hakediyor. Niye mi? Bir kere ada Hint Okyanusunda ama Afrika kıyılarına yakın. Adada Hintli, Afrikalı, Çinli ve Avrupalı gruplar yaşıyor. Ama Mauritius kültür olarak ne Afrikalı ne Hintli ne Avrupalı ne de Çinli, o Mauritiuslu.
Halkın anadili Fransızca'nın kırık bir versiyonu olan Kreyol ama herkes bunu konuşmuyor. Resmi dil İngilizce ama onu da fazla kullanan yok. Fransızca en çok kullanılan halk dili gibi gözükse de onu da bilmeyen büyük bir grup var. Adadaki gruplar kendi aralarında Kreyol, Fransızca, İngilizce, 5-6 çeşit Hint dili, Çince ve Swahili konuşuyorlar. Dil konusu da tam bir çorba anlayacağınız.


Mauritius'u önce Hollandalılar sömürge haline getirmiş, bakmış ne yapsa buradan para yapamıyor, sömürgeyi terketmiş. Sonra adayı boş bulan Fransızlar gelmişler. 1715'den 1810'a kadar adayı onlar yönetmişler. Onlardan İngilizler adayı savaşmadan tapu haklarının korunması karşılığı teslim almış. Bu küçük hak yani “tapu haklarının korunması” bugün bile Mauritius topraklarının büyük bir kısmının Fransızların elinde olmasının yolunu açmış Halen ülkenin en büyük toprak sahipleri o zaman toprağa el koyan Fransızların torunları.
Kanuna geri dönelim. Bir kısım kanunlar Fransızlar dan kalmış, bir kısmı onlardan sonra gelen İngilizlerden üzerine bir de Mauritius'un koyduğu yeni kanunlar gelmiş. Onun için diyelim bir tapu aldınız, üzeri İngilizce yazıyor ama alım satım şartları Fransızca. Ayrıca satın aldığınız bina ya da toprağın hangi kanunlara tabi olduğu da tapuda yazıyor: yani duruma göre üç yasadan biri sizi bağlayabilir. Karışık mı? Değil, burası Mauritius. Rahatlayın biraz.

 Ne de olsa dünyanın en iyi denizlerinden birine geldiniz. Adanın etrafı kıyıdan yüzülerek ulaşabilecek mercan kayalıkları ile çevrili.
Balıklar çıplak gözle deniz dışından bile rahatlıkla seçiliyor. Şu anda kış mevsimini yaşayan ülkede hava sıcaklığı 20 dereceler civarı. Ben bu havada yün kazak ve mont giyen Mauritiuslulara ben "bunlar uzaylı mı?"diye bakarken  azınlıkta kaldığımı ve Mauritiusluların tişörtle ortalıkta dolanan yabancıya "nasıl donmaz bu zavallı?" diye baktıklarını unutmuşa benziyorum.

Adada yemek ısmarladığınızda ise Çin esintili, Hint karışımlı, Afrikalı bir Fransız mutfağı sizi bekliyor. Özellikle balık yemekleri lezzetli ve bizim öksüz doyuran dediğimiz porsiyonlarda geliyor.

Hafta arası deniz kıyısında pek göremediğiniz halk hafta sonu piknik-denize girme- açık havada dans etme- biraları duraklamadan yuvarlama ekseninde mesut mutlu vakit geçiriyor.

Yazıyı kapatmadan aklımda kalan bir kaç ayrıntıyı da aktarayım. Mauritius son dört senedir Afrika'nın en iyi yönetilen ülkelerinde biri seçiliyor. 5 sene kadar önce yürürlüğe giren bir kanuna göre ev hariç her yerde sigara içmek yasak: lokanta, bar, kaldırım, sokak, araba içi vb. Öyle balığımı yedim çıkıp lokanta önünde bir tüttüreyim içeri girerim yok," evine git orada iç" diyorlar. Sebep ise genç nesli korumak. Ülkenin başkenti Port Louis trafiği ile ünlü üç caddeden ibaret küçük bir yer. Yapacak işiniz yoksa başkenti rahatlıkla pas geçebilirsiniz.

Mauritius'tan bir başka karışık adaya,  Madagaskar'a geçiyoruz.


Seyşeller

Seyşeller adını 1970'lerde turizmle duyurmaya başlayan Hint Okyanusunda küçük bir ada devleti.

Afrika anakaraya 1500 km mesafede olan bu adalar topluluğunda her ne kadar 115 ada olsa da sadece 86 bin kişi yaşıyor.


Nüfusun çoğu Mahe ve Praslin adalarına yığılmış. Diğer adalar ya boş ya da pahalı ultra lüks tatil köyleriyle dolu. 
Türkiye'nin yaz mevsimini yaşadığı bu günlerde Seyşeller yağışsız mevsime ve biraz da serin mevsime giriyor. Bütün yıl 24-32 derece bandında oynayan hava sıcaklığı mevsimleri ayırmak için kullanışlı olmadığı için "yağışlı - yağışsız" mevsim deyip geçiveriyorlar.


Ülke adını" lüks tati" le yapmış olsa bile adada mantıklı fiyatlarda kalacak yer ve yemek bulmak olası. Neden mi? Çoğu "tatil cenneti"nde görülen ucuz işgücü - yabancı yatırımcı durumu burada da görülüyor. Açıklayayım. Adanın fazla bir üretimi yok, uluslararası piyasada en çok para yapabilecek ürünü turizm.
Turizm yatırımları da ucuz değil, hele okyanusun ortasında bir yere yatırım yapacaksanız paranızı çabuk geri almak istersiniz. İşte bu durumda Seyşellerin yabancı yatırımcıya sunabileceği avantajlardan biri daha ortaya çıkıyor: ucuz işgücü. Ülkede kişi başı düşen gelir yüksek gözükse de (24000 dolar), ortalama bir Seyşelli pek varlıklı değil, hatta Şeysellerde asgari ücret Türkiye ayarında ( 325 Euro).İşte bundan dolayı tatilde Seyşellilerin takıldığı mekanlarda yemek yerseniz bütçenize iyi geliyor.




















Kalacak yer olarakta benim yaptığım gibi adanın Batı kıyısındaki pansiyonlardan birini seçin. Beau Vallon kumsalında yanyana sıralanan pansiyonlar pek ucuz olmasa da fiyatları uçuk değil. Buradaki tek püf noktası pansiyonu daha önceden bulup rezervasyon onayınızı basmanız ve onunla Seyşeller gümrüğüne gelmeniz.













Gümrüğe geldiğinizde sizden dönüş biletinizi ve kalacak yer rezervasyonunu soruyorlar.  Adada kumsalda vakit geçirmek dışında başkent Victoria'da biraz dolanabilirsiniz. Ama o da fazla uzun sürmez, ada küçük dediğim gibi. Taksi fiyatları tatil köylerine giden turistlere göre ayarlanmış, ateş pahası. Mümküm olduğunca otobüs kullanmakta fayda var. Adanın her tarafına sık sık belediye otobüsleri kalkıyor, ödemeyi otobüse binerken şoföre yapıyorsunuz.  Yolculuk başına yaklaşık 60 kuruş tutuyor.

Ada mutfağı Fransız, Afrika, Hint, Çin ve İngiliz etkileri altında kaldığı için oldukça zengin. Seyşeller özellikle balığın en tazesini en çok pişirme seçeneği ile yiyebileceğiniz yerlerden biri.

 Kısa bir Seyşeller gezisinden sonra yine güneye inmeye devam ediyoruz. Hadi.

Seyşeller

Seyşeller adını 1970'lerde turizmle duyurmaya başlayan Hint Okyanusunda küçük bir ada devleti.

Afrika anakaraya 1500 km mesafede olan bu adalar topluluğunda her ne kadar 115 ada olsa da sadece 86 bin kişi yaşıyor.


Nüfusun çoğu Mahe ve Praslin adalarına yığılmış. Diğer adalar ya boş ya da pahalı ultra lüks tatil köyleriyle dolu. 
Türkiye'nin yaz mevsimini yaşadığı bu günlerde Seyşeller yağışsız mevsime ve biraz da serin mevsime giriyor. Bütün yıl 24-32 derece bandında oynayan hava sıcaklığı mevsimleri ayırmak için kullanışlı olmadığı için "yağışlı - yağışsız" mevsim deyip geçiveriyorlar.


Ülke adını" lüks tati" le yapmış olsa bile adada mantıklı fiyatlarda kalacak yer ve yemek bulmak olası. Neden mi? Çoğu "tatil cenneti"nde görülen ucuz işgücü - yabancı yatırımcı durumu burada da görülüyor. Açıklayayım. Adanın fazla bir üretimi yok, uluslararası piyasada en çok para yapabilecek ürünü turizm.
Turizm yatırımları da ucuz değil, hele okyanusun ortasında bir yere yatırım yapacaksanız paranızı çabuk geri almak istersiniz. İşte bu durumda Seyşellerin yabancı yatırımcıya sunabileceği avantajlardan biri daha ortaya çıkıyor: ucuz işgücü. Ülkede kişi başı düşen gelir yüksek gözükse de (24000 dolar), ortalama bir Seyşelli pek varlıklı değil, hatta Şeysellerde asgari ücret Türkiye ayarında ( 325 Euro).İşte bundan dolayı tatilde Seyşellilerin takıldığı mekanlarda yemek yerseniz bütçenize iyi geliyor.




















Kalacak yer olarakta benim yaptığım gibi adanın Batı kıyısındaki pansiyonlardan birini seçin. Beau Vallon kumsalında yanyana sıralanan pansiyonlar pek ucuz olmasa da fiyatları uçuk değil. Buradaki tek püf noktası pansiyonu daha önceden bulup rezervasyon onayınızı basmanız ve onunla Seyşeller gümrüğüne gelmeniz.













Gümrüğe geldiğinizde sizden dönüş biletinizi ve kalacak yer rezervasyonunu soruyorlar.  Adada kumsalda vakit geçirmek dışında başkent Victoria'da biraz dolanabilirsiniz. Ama o da fazla uzun sürmez, ada küçük dediğim gibi. Taksi fiyatları tatil köylerine giden turistlere göre ayarlanmış, ateş pahası. Mümküm olduğunca otobüs kullanmakta fayda var. Adanın her tarafına sık sık belediye otobüsleri kalkıyor, ödemeyi otobüse binerken şoföre yapıyorsunuz.  Yolculuk başına yaklaşık 60 kuruş tutuyor.

Ada mutfağı Fransız, Afrika, Hint, Çin ve İngiliz etkileri altında kaldığı için oldukça zengin. Seyşeller özellikle balığın en tazesini en çok pişirme seçeneği ile yiyebileceğiniz yerlerden biri.

 Kısa bir Seyşeller gezisinden sonra yine güneye inmeye devam ediyoruz. Hadi.

Yine

Yaz geldi, klasik güneye inme zamanı. İnelim biz de, güneye ve biraz daha aşağıya. Uzun gezeceğiz yine, sağlam ayakkabılar, iyi bir sırt çantası ve en önemlisi bolca neşe getirin yanınızda. Ben çantamı tıkıştırırken siz bir şeyler dinleyiverin arada.

Şimdi, gezelim.Hadi.

http://www.youtube.com/watch?v=wxT8m46K1w8



http://www.youtube.com/watch?v=IyZNqaiJZwI



http://www.youtube.com/watch?v=1TD_pSeNelU


Yine

Yaz geldi, klasik güneye inme zamanı. İnelim biz de, güneye ve biraz daha aşağıya. Uzun gezeceğiz yine, sağlam ayakkabılar, iyi bir sırt çantası ve en önemlisi bolca neşe getirin yanınızda. Ben çantamı tıkıştırırken siz bir şeyler dinleyiverin arada.

Şimdi, gezelim.Hadi.

http://www.youtube.com/watch?v=wxT8m46K1w8



http://www.youtube.com/watch?v=IyZNqaiJZwI



http://www.youtube.com/watch?v=1TD_pSeNelU


Niye Yola Uzun Soluklu Çıkmanız Lazım?


Her gün dokuzdan beşe iyi yaptığınız hatta sevdiğiniz ama artık bıkkınlık vermeye başlayan bir iş varsa,



 Herkesin peşinde koştuğu şeylere ulaşmak bir zaman sonra o kadar anlamlı gelmiyorsa,
Amerikalıları sevdiğim bir deyimi var: anlamsız statü sembolleri için hayatını satmaya ve devamlı meşgul olup hayatı yaşamayı kaçırmaya  "rat race"  yani  "sıçan yarışı" adını veriyorlar. 

Size de komedyen Lily Tomlin'in " Sıçan yarışını kazansanız da halen bir sıçansınız" sözü bu sıralar daha bir anlamlı geliyorsa,















Hayatın stresi
 
ve hızı başınızı döndürüyor, kafanıza göre yavaşlamak istiyorsanız, yeni yerler, insanlar görüp kendinizi geliştirmek ve hayat farklı bir açıdan bakmayı denemek istiyorsanız,

















Telaşa luzüm yok.

Sizin "Uzun Yol" unuz gelmiş. 

Nasıl uzun yola çıkarsınız? Anlatayım.


Son dört yazıda ucuza gezmenin püf noktalarını yazdım, örnek olarakta İstanbul'dan Malezya'nın Kuala Lumpur şehrine gitmeyi vermiştim. Burada yazıları bir araya getiriyoruz ve uzun soluklu gezmek için ( 1 aydan fazla ) neler lazım kısaca bakıyoruz. Diğer yazılara bakmak isteyenler için, yazı 1, yazı 2, yazı 3, yazı 4.


1) Ucuz uçak bileti almak için güzel 3-4 tane web sitesi var, bunlarda arama yaparak ve uçuş tarihlerimizde ufak oynamalar yaparak uçak biletlerini kolayca indirimli bulabiliriz. 2500 TL lik bileti iki tık sonrası 1500 TL'ye almak bütçemize iyi gelir, değil mi? Daha çok ayrıntı için bakınız yazı 2. Ucuza bilet için önemli nokta zamanda esnek olabilmek.

2) Ucuza konaklamak için hostel ve pansiyonlarla tanışmanız şart.  Kuala Lumpur'da 4-5 yıldızlı oteller 150 TL , 2-3 yıldızlılar  65 TL civarı. Hostellerde yatak 6,85 TL'ye kadar iniyor. Daha da ucuza kalmak isteyenler için de couchsurfing.com gibi seçenekler de var. Daha çok ayrıntı için yazı 4.


Bu yazıları iyice okuyup anlayıp denedikten sonra, bir şey satın almadan bir de Dünya Turu ( RTW) biletlerine bakmaya şuralardan başlayabilirsiniz:  RTW Trip Planner , oneworld.com , staralliance.com , Great Escapade . Biraz daha uygulamalı bir anlatım için Haftada 20 TL'ye Dünya Turu yazısına bir uğrayıverin.

Burada listelenen sitelerle uzun zamandır hayal ettiğiniz geziye hayalinizden daha ucuza çıkmanız mümkün. Keyifli seyahatler,

Başar



Niye Yola Uzun Soluklu Çıkmanız Lazım?


Her gün dokuzdan beşe iyi yaptığınız hatta sevdiğiniz ama artık bıkkınlık vermeye başlayan bir iş varsa,



 Herkesin peşinde koştuğu şeylere ulaşmak bir zaman sonra o kadar anlamlı gelmiyorsa,
Amerikalıları sevdiğim bir deyimi var: anlamsız statü sembolleri için hayatını satmaya ve devamlı meşgul olup hayatı yaşamayı kaçırmaya  "rat race"  yani  "sıçan yarışı" adını veriyorlar. 

Size de komedyen Lily Tomlin'in " Sıçan yarışını kazansanız da halen bir sıçansınız" sözü bu sıralar daha bir anlamlı geliyorsa,















Hayatın stresi
 
ve hızı başınızı döndürüyor, kafanıza göre yavaşlamak istiyorsanız, yeni yerler, insanlar görüp kendinizi geliştirmek ve hayat farklı bir açıdan bakmayı denemek istiyorsanız,

















Telaşa luzüm yok.

Sizin "Uzun Yol" unuz gelmiş. 

Nasıl uzun yola çıkarsınız? Anlatayım.


Son dört yazıda ucuza gezmenin püf noktalarını yazdım, örnek olarakta İstanbul'dan Malezya'nın Kuala Lumpur şehrine gitmeyi vermiştim. Burada yazıları bir araya getiriyoruz ve uzun soluklu gezmek için ( 1 aydan fazla ) neler lazım kısaca bakıyoruz. Diğer yazılara bakmak isteyenler için, yazı 1, yazı 2, yazı 3, yazı 4.


1) Ucuz uçak bileti almak için güzel 3-4 tane web sitesi var, bunlarda arama yaparak ve uçuş tarihlerimizde ufak oynamalar yaparak uçak biletlerini kolayca indirimli bulabiliriz. 2500 TL lik bileti iki tık sonrası 1500 TL'ye almak bütçemize iyi gelir, değil mi? Daha çok ayrıntı için bakınız yazı 2. Ucuza bilet için önemli nokta zamanda esnek olabilmek.

2) Ucuza konaklamak için hostel ve pansiyonlarla tanışmanız şart.  Kuala Lumpur'da 4-5 yıldızlı oteller 150 TL , 2-3 yıldızlılar  65 TL civarı. Hostellerde yatak 6,85 TL'ye kadar iniyor. Daha da ucuza kalmak isteyenler için de couchsurfing.com gibi seçenekler de var. Daha çok ayrıntı için yazı 4.


Bu yazıları iyice okuyup anlayıp denedikten sonra, bir şey satın almadan bir de Dünya Turu ( RTW) biletlerine bakmaya şuralardan başlayabilirsiniz:  RTW Trip Planner , oneworld.com , staralliance.com , Great Escapade . Biraz daha uygulamalı bir anlatım için Haftada 20 TL'ye Dünya Turu yazısına bir uğrayıverin.

Burada listelenen sitelerle uzun zamandır hayal ettiğiniz geziye hayalinizden daha ucuza çıkmanız mümkün. Keyifli seyahatler,

Başar



Ucuza Otel / Hostel / Pansiyon / Ev bulmak için ( Yol -Para - Zaman 3)

Önceki yazılardan (  http://www.simdigezelim.com/2012/05/yol-para-zaman.html ,
http://www.simdigezelim.com/2012/05/ucuza-ucak-bileti-bulmak-icin-yol-para.html  ,
http://www.simdigezelim.com/2012/06/hostel-nedir.html  ) kaldığımız yerden devam ediyorum.


Yola çıkanlarımızın %99'unun yaptığı gibi otel fiyatlarına bakarak işe başlayalım.  11 Ağustos-19 Ağustos arası Malezya Kuala Lumpur'da otel bakalım. İlk önce   hotels.com. Doğal olarak en çok kar elde ettikleri otelleri en başa koymuşlar: en düşüğü 144 TL. Geçelim.
Sonra  booking.com'a bakalım.  Burada fiyatlar daha iyi ama halen yüksek.

Sırada expedia.com var. Bakalım, bakalım. Bu fiyatlarla yanlarına yaklaşmak mümkün değil.
Şimdi de bir önceki yazıda anlattığım hostellere bir göz atmak için hostelworld.com 'a uğruyoruz. Aramayı bir kaç şekilde yapabiliriz. Aşağıdakiilk aramada fiyata değil de müşteri yorumlarının iyiliğine göre arama yapıyorum. Bir çok müşteriden art puan alan bir işletme elbette daha güvenilir olacaktır. Ama her zaman değil, en son yorumlara daha bir dikkatli bakmakta fayda var. Fiyata bakalım  hem kaliteli hem düşük fiyat istiyorsanız gecelik yatak 19 TL ye indi bile. Daha atacak bir adımımız daha var.


 Bu kez aynı sitede (www.hostelworld.com ) fiyata göre arama yapıyoruz. Hmmm. Fiyat 6.85 TL ye indi, gecelik kişibaşı. Aldığı yorumlara göre %80 memnuniyet oranı var. Neden olmasın?




































Bakın ilk girdiğimiz otel siteleri bize az 65 TL lik odalar sunarken, hostel sitesi geceliği 6.85 TL ye temiz ve iyi not olan bir hostelde yer ayırtma olanağı sunuyor. Bence denemeye değer.

Diyelim ki hostel de kalmak istemiyorsunuz ama yine de otelden daha ucuz ve daha rahat bir yer arıyorsunuz? Böyle bir şey mümkün mü? Evet, evet, evet dolaşmak isteyenlere alternatif bol. Bu durumda oda / ev kiralama servisi www.airnb.com  a uğruyoruz. Bu site evinin tümünü ya da bir kısmını başkalarına kiralamak isteyenler için.  Özellikle aileyle seyahat edenler için uygun.

Alternatiflere baktınız ve dediniz ki  65 TL den fiyatı 6.85 e indiren sıfıra da indirir, bedava bir yerlerde kalamaz mıyım?  Evet o da mümkün. İki şekilde: 1) http://www.couchsurfing.org/  veya http://www.hospitalityclub.org/  benzeri siteler gezginlere bedava yatak sağlayan insanlarla dolu. Niye yapıyorlar bunu?  Kendileri gezemese bile gezginler ayaklarına geliyor, evlerinde dünyanın bir ucundan yeni tanıştıkları biriyle konuşmak insanlar ilginç geliyor da ondan.  2)  Hosteller'de yatak karşılığı bedava çalışmak, bir çok hostel günde 3-4 saat temizlik yapma karşılığı bedava kalma olanağı sağlıyor. Kaldığınız hostelde şansınızı deneyin, her zaman ilan yazmazlar ona göre.

Malezya'ya gelirken bilet fiyatını 2500 TL'den 1500'e çektik. Otel fiyatını 65 TL'den 6,85 TL'e çektik hatta bedava alternatifini bile verdik. Şimdi de gittiğiniz bölgede nasıl ucuza gezebileceğinize kısaca bakalım.

Mesela Kuala Lumpur'dan Malezya'nın turistik şehirlerinden Kuching'e geçelim. Kayak.com'a gideşlim ve  Kuala Lumpur- Kuching uçuşunu girelim.











 402 dolar mı? Kim uçar fiyata? Geçelim. Asya'da gezenlerin bütçe dostu www.airasia.com 'a girip bakalım.



301 Malezya Ringit'i yani  95 dolar kadar. Şimdi oldu. 402 dolar yerine 95 dolar kulağa daha hoş geliyor. İki tık tıkla %75 fiyat indirdik. Gittiğiniz yer neresi olursa olsun, her zaman düşük ücretli havayolllarının sitelerine bir bakın. Genelde büyük sitelerde pek listelenmezler.Ama bayağı bir yere de uçarlar. Mesela Air Asia'nın Kuala Lumpur'dan uçtuğu merkezler şunlar.




Bundan sonraki yazıda da kısa bir özet geçip ucuza gezmek için son bir kaç püf noktası daha yazacağım.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...