Monako ve Monte Carlo

Monako, Akdeniz kıyısında monarşiyle yönetilen iki kilometrekare büyüklüğünde bağımsız bir prenslik. Toplam nüfusu 35,000 olan bu ülkeciğin büyük çoğunluğu yukarıdaki resim karesine sığıyor. Ülkenin tek komşusu Fransa. Monako'dan İtalya ise sadece 15 km uzaklıkta.

İki kilometrekare çok küçük demeyin, Monako 1970lere kadar daha da küçükmüş, deniz doldurularak ülke %20 büyütülmüş.


Monako'nun adını hemen hepimiz bir yerden duymuşuzdur. "Bu kadar küçük bir nasıl oluyor da bu kadar çok tanınıyor"  derseniz  cevap hazır: " vergi hassasiyeti olan zenginler sayesinde" .



Monako vatandaşlarından veya ülkede yaşayanlardan gelir vergisi almıyor. Üstelik ülkede sadece bir daire tutarak oturma belgesi alabiliyorsunuz. Böyle olunca Avrupa'nın zenginleri ülkede yerleşmek için birbiriyle yarışıyor. İşte bu yüzden Monako'da manzarası olmayan 120 m2lik normal bir daire almaya kalkarsanız en az 3 milyon doları gözden çıkarmanız gerekiyor.  Buna karşın kişi başı yıllık gelirin 125,000 dolar olduğunu da ekleyeyim.

 Monako deyince akla hemen Monte Carlo'da gelir. Dünyanın en ünlü kumarhanelerinden biri olan Monte Carlo ismini bulunduğu semtten almış. Akşamüstü Monte Carlo yakınlarındaki cadderden geçerseniz dünyanın en pahalı arabalarının parkedildiği kaldırımlara kurulmuş cafelerde oturan jet sosyeteden isimlere rastlamanız olası. Monte Carlo kumarhanesi sadece yabancılara açık: Monako vatandaşı iseniz oynamanıza izin yok.
 Monako'nun gelir kaynaklarından biri de çok sayıda turisti çeken  Grand Prix araba yarışları. 1929'dan beri ülkede düzenlenen "Monaco Grand Prix" ülkenin caddelerinde yapılıyor ve dünyanın en prestijli üç otomobil yarışından biri kabul ediliyor.

Aklımdayken bir ayrıntı daha ekleyeyim.

 Bu Monako'nun bayrağı

 
Bu da Endonezya'nın bayrağı
 



Farkı? Endonezya bayrağındaki beyaz insan ruhunu kırmızı ise kanı simgeliyor. Monako bayrağındaki beyaz ve kırmızı ise ülkeyi yöneten Grimaldi ailesinin simgesi.

Burma'da ( Myanmar) kullanılan kamyon ve arabalar antika değerinde


Burma'yı  askeri bir cunta 1962'den 2010'a kadar yönetti. Daha yeni yeni demokrasiye geçme çalışmaları var, o da tam değil. Askeri cuntaya karşı olan ülkeler Burma ile ticaret yapmayı yasaklamışlar. Bundan dolayı ülkede pek çok şey geri kalmış durumda: kamyonlar ve arabalar da bundan nasibini almış.

Bazıları o kadar eski ki motoru çalıştırmak için kolla başlatmak gerekiyor. Bu tür kamyonlar en son 1930'larda üretildi biliyorum, belki de bunların sonuncuları Burma'da. 


Bozulan kamyon motorunu değiştiremedin mi? Olsun, su pompası motoru da iş görür. Haa yavaş olur mu olur. Ama Burma'dasın zaten ne acelen var?


 Özellikle kırsal alanda su pompası motoru takmış dolaşan çok araç var.

Küçük şehirlerde dolmuş niyetine kullanılan kamyonlar ise her zaman hınca hınç dolu. 

"İlla taksi tutacam" derseniz, o da mümkün aşağıdaki şu 1950 yapımı Hint arabaları minicik ama hala iş görüyor.
Burma'da araçları işletmek gördüğünüz gibi başlı başına bir sorun. Bunların üstüne bir de benzin sıkıntısı var. Bu fotoğraftakikler benzin sırası bekleyen motorsiklet sürücüleri. Benzin istasyonunu da çekecektim ama uyardılar: "benzin istasyonları hassas bölge sayıldıkları için fotoğraf çekilmesi yasak" .
Burma'da kolunuz yoruldu kamyonu çalıştıramadınız ya da su pompasını kamyonunuzdan tarlada kullanmak için söktüler ya da benzin bulamadınız, bir yere de gitmeniz lazım, ne yapacaksınız?

Üç tekerli bisikletleriyle insan ve eşya taşıyanlar Burma'da orta ve küçük hemen her şehirde var: püfür püfür üstelik sürücüyle sohbet imkanı da artısı.

"Şaşırmak için gezmeniz gereken 55 yer" Star Gazetesinde

Kaynak: 24 Nisan 2011 tarihli Star Gazetesi

http://www.stargazete.com/pazar/gittim-gordum-sasirdim-haber-346427.htm


Gittim gördüm şaşırdım
 










Guetemala’da volkanda sosis kızarttı, Kamboçya’da tren kiraladı, Japonya’da çekmecede uyudu, Venezuela’da parasını ayakkabısının astarına sakladı. Başar Kurtbayram’ın 16 ayda gezdiği 115 ülkeden seçtiği yerleri anlattığı Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer adlı kitaptaki her ayrıntı çok ilginç
BERRİN HABERVEREN / bhaberveren@stargazete.com
Elektronik mühendisi Başar Kurtbayram yıllarca telekom firmalarında yöneticilik yaptı; işi dolayısıyla Nijerya’dan Rusya’ya, İngiltere’den İspanya’ya tam 115 ülke gezdi. Günün birinde sıkılıp 24 yaşından beri aklında olan Güney Amerika seyahatini yapmaya karar verdi. İstifasını verip “Şöyle üç ay boyunca Güney Amerika’yı karış karış gezeyim. Kalan üç ayda da başka yerleri dolaşırım” dedi. Araştırdı, hesaplar yaptı, “Bu seyahat 10 buçuk ayda biter” derken bir buçuk yıl boyunca ülke ülke gezdi. Gezip gördüklerini seyahat acentası Gazella’nın kurduğu binrota.com’da okurlarıyla paylaştı. Gazella Yönetim Kurulu Başkanı Velit Gazel “Gel bunları kitap yapalım” deyince Kurtbayram, Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer’i kaleme aldı. Yön değiştiren nehirlerden volkanda sosis ızgaraya, tren kiralamadan kuş yuvası çorbasına Kurtbayram’ın deneyimleri sizi çok şaşırtacak.
Kuş yuvası çorbası içtim
Malezya Borneo Adası’nda Niah kasabasının dışında devasa mağaralar bulunuyor. Tavanları 75 metreye kadar ulaşıyor, içi beş futbol sahası genişliğinde. Burada İngilizce adıyla ‘swiftlet’ denilen serçe cinsi bir kuş türü yuva yapıyor. Yaparken de tükürüğünü kullanıyor. İşte o yuvaları toplayıp çorba yapıyorlar. Benim gittiğim bölgedekiler en değerli olanlardan kızıl yuvaymış. Kilosu iki bin 500 dolardan başlıyor. Yuvayı suya batırıyorlar, içindeki kuş pisliklerinin ve tüylerinin temizlenmesi için. Bu işi genelde kadınlar yapıyor, cımbızla tek tek ayıklıyorlar. Kızıl olanının değerli olmasının nedeni şu: Orada da bizdeki gibi üçkağıtçılar var. Yuvaya çamaşır suyu döküyor, beyazlatıyorlarmış. Böylece sen de o pislikleri görmüyorsun Doğal olarak kızıl olana çamaşır suyu dökemiyorlar! Tadına gelince ben içtim, pek bir şeye benzemiyor.
Paranı ayakkabında sakla
Japonya, Endonezya, Malezya, İran, Tayland kendimi en güvende hissettiğim ülkelerdi. Venezuela güzel bir ülke ama tehlikeli bir yer. Başkent Karakas’ta sokakta tek başınıza yürürken bile çekiniyorsunuz. Çünkü daha hostel’den çıkmadan insanlar ‘Cüzdanını alma, saat takma. Pasaportunu yanından ayırma ama çalınacak şekilde koyma. Paranı çorabına ya da ayakkabının astarına sakla’ diyor. Peru’da Lima de Flores diye bir bölge var, oranın Bağdat Caddesi. Ama arka sokaklarında uyuşturucu kulanlar bulunurmuş, bilmiyordum. Geceleyin denk geldim, hoş değildi! Para istiyorlar, telaşlanıyorsunuz ama yapacak bir şey de yok. 
Yanardağda sosis ızgara
GuAtemala’da volkanda ızgara sosis yaptım. Antigua, oranın İsviçresi gibi... Çok fazla İspanyolca kursu var, özel dersin saati 4-5 dolar civarı. Ben günde dört saat ders alıyordum ve benim gibi ders alanlarla tura çıkıyorduk. Bir gün ‘Haydi Pacaya Volkanı’na gidiyoruz’ dediler. Volkana ulaşınca donmuş lavların üzerinden yürüdük. Rehber elindeki demiri ayaklarımızın arasındaki yarığa sokup yer ayrılıncaya kadar zorladı. Manzara müthişti, ayaklarımın arasından lavlar akıyordu. Sonra örtümüzü serip sosisleri şişe geçirdik, çatlağa daldırıp pişirdik. Köyden beri bizi takip eden köpek de yanmış sosislere daldı!
Pijama ve terlik bedava
ASYA’DAKİ bazı yerlerde günde 10 dolar harcayarak yiyip içip dolaşabilirsiniz. Altı aydır Asya’da dolaşan birine rastlamıştım, bütçesi 2 bin 500 euro’ydu. Tabii Avustralya, Japonya gibi çok pahalı yerler de var. Japonya’da bir tabak Kobe bifteğinin fiyatı 2 bin dolar. Bifteği elde ettikleri ineğe masaj yapıyor, arpa suyu içiriyor, hayvanı hareket ettirmiyorlar. Ama üç dolar karşılığı içinde eti, sebzesi olan büyük bir tabak erişte çorbası da yiyebilirsiniz. Tokyo’da en ucuz otelin geceliği 150 dolar ama hosteller daha hesaplı. 16 kişi bir arada kalıyorsunuz, çekmece gibi bir şeylerin içine girip uyuyorsunuz, fiyatı 30 dolar. Ya da internet kafede kalabilirsiniz, sandalyeyi kiralıyorlar. Size pijama, terlik veriyorlar, üstelik çorba da bedava. Laos’ta geceliği bir dolara, Endonezya’da Sumatra Adası’nda üç dolara konaklayabilirsiniz.
Tonle Sap tersten akıyor
Bazen hiç ummadığınız yerlerde ilginç şeylerle karşılaşabilirsiniz. Ben bunu çok yaşadım. Örneğin Kamboçya’da... Tonle Sap Nehri kasım ayında tersten akmaya başlıyor. Nehir yukarı akarken ‘hooop’ ters yöne dönüyor. Su Şenlikleri yapıyorlar o tarihte, nehirde 500 takım kürek yarışı yapıyor. Yine Kamboçya’da saati beş dolara kendi treninizi kiralayabilirsiniz. Çok havalı bir durum! Tren dediysem öyle vagon falan değil! 30 yıldır kullanılmayan eski bir tren rayı var ama başka yol yok. Çiftçiler tarlalarına gidip gelmek için bu rayı kullanıyor. Tekerlekleri koymuş, aksla birleştirmişler. Üzerine bir tahta koyuyorlar tekerleklerin, aksı çevirmek için de su motoru. Bir çekiyorlar motorun ipini, pat pat pat gitmeye başlıyorsun. Giderken karşıdan gelen biri olursa yükü az olan trenini kaldırıp kenara koyuyor, yol veriyor!

Burma ( Myanmar) vizesi nasıl alınır?


Burma ( Myanmar)'ya gitmek için vize gerekiyor ama  Burma'nın Türkiye'de büyükelçiliği yok. Burma vizesini kolaylıkla Tayland'da alabilirsiniz.

25  Mayıs 2012 Güncelleme: Burma vizesini artık havalaanına varışta da alabiliyorsunuz.  Yine de Burma'ya varmadan önce kontrol etmekte fayda var, vize uygulamaları sık değişebiliyor. Bir Şimdigezelim takipçisinden gelen son habere göre "15 Mart 2012 tarihinden itibaren Myanmar'a T.C. Naypidav Büyükelçiliği açıldı, büyükelçi görevina başladı, şimdilik başkent Naypidav yerine eski başkent Yangon'da görev yapıyor. İletişim bilgileri Dışişleri Bakanlığı web sayfasında var", bunu da notlarımıza katıyoruz. 

Yine de Burma'ya varmadan vize almanız gerekirse:

----------------------------------------------------------------------------------------
Tayland'ın başkenti Bangkok'taki Burma büyükelçiliği 2 günde ( 810 Baht) ya da aynı gün ( 1200 Baht) içinde bir aylık turist vizesi veriyor.

Büyükelçiliğin adresi: 132, Sathorn Nua Rd in Silom.Tarifi ise şöyle: Skytrain adı verilen raylı sisteme binin ve   Surasak istasyonunda inin. İstasyon cadde seviyesinin üzerinde, aşağıya bakın 7eleven mağazasını gördüğünüz taraftan caddeye inin ve indiğiniz yönün tam tersine dönerek 2 dakika kadar yürüyün. Soldaki ikinci sokağa girin 30 metre ileride Burma büyükelçiliği vize bölümü var.

Elçilikten aldığınız formu ( kimlik bilgileri 1 sayfa + 1 sayfa da iş geçmişi özeti) orada doldurun, 3 adet vesikalık fotoğrafınızı ve vize ücretini verin. Elçilik 9:00'dan 15:00'e kadar açık 12-13:00 arası öğle tatili var. Saat 16:00'da vizeleri teslim ediyorlar.  Bir günde vize alabiliyorsunuz ama son ana bırakmamakta fayda var, bakarsınız çok başvuru olur vize almanız 1-2 gün uzayabilir. Ama genelde sorunsuz ve hızlı bir şekilde vizenizi alıyorsunuz. Vize başvurusunda meslek olarak "gazeteci" yazarsanız sorun çıkabiliyormuş, malum Burma'daki askeri yönetim ile yabancı gazetecilerin arası hiç iyi değil.  Lazım olursa Myanmar elçiliğinin google maps üzerindeki yeri: http://maps.google.com/maps/place?oe=utf-8&rls=org.mozilla:tr:official&client=firefox-a&um=1&ie=UTF-8&q=myanmar+embassy+bangkok&fb=1&hq=myanmar+embassy&hnear=Bangkok,+Thailand&cid=483686859273854136 

Burma ile daha fazla yazı burada var: http://www.simdigezelim.com/search/label/Burma%20%28%20Myanmar%20%29  

Binrota.com 10 Nisan'a kadar kitabımı herkese hediye ediyor!



Kitabımın yayıncısı Binrota.com, 10 Nisan'a kadar kitabımı siteye yazı giren herkese hediye ediyor. Detaylar aşağıda, hatırlatayım dedim. ( http://www.binrota.com/News.aspx?ActivityID=4706 )

Hediye kitaplar sahiplerine ulaşmaya başladı bile, siz de kitabı istiyorsanız acele edin.

Binrota'daki açıklama şöyle:
================================

Değerli Üyelerimiz,

İkinci kitabımız “Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer” çıktı...

Binrota.com’ da 169 tane gezi yazısı bulunan en gezgin üyelerimizden Başar Kurtbayram, gezdiği yerler içinden seçtiği 70 ülke ile ilgili ilginç anılarını, değişik yerel töreleri ve daha birçok şaşırtıcı anekdotu gezi yazısı olarak sitemizde paylaştı, sizin değerli katkılarınızla kitaptaki 55 yer seçildi...

Şimdi bu kitabı okuma zamanı!

24 Mart – 10 Nisan tarihleri arasında sitemizde gezi yazılarını bizle paylaşan tüm üyelerimize kitabımızı hediye ediyoruz…

En az A4 boyutunda, gezip gördüğünüz yerleri, deneyimlerinizi, anılarınızı fotoğrafları ile sitemizde yayınlayın. Daha sonra açık adres ve telefon bilgilerinizi info@binrota.com adresine gönderin. Hediye kitabınızı kargo ile size gönderelim.

(Kargo karşı ödemeli gönderilecektir, Kitabımız hediye olup sadece kargo ücreti siz üyemize aittir. )
 


Yazılarınızı bekliyoruz…
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...