Basında Şimdigezelim.com ve "Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer"


Şimdigezelim blogu hem sağladığı yararlı içerik hem de "Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer" kitabının çıkış yeri olması sebebiyle basında sık sık yer aldı. Aşağıda kitaptan ve blogdan yararlanan + söz eden gazete , radyo , TV ve diğer yayıncılardan bir kısmını okuyacaksınız.

İlk önce şu anda üçüncü baskısında olan "Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer" kitabımdan başlayalım.

1. Baskı   Mart 2011     ( Binrota)
2. Baskı   Şubat 2013    (Gazella)
3. Baskı   Mayıs 2014    ( Amazon.com)

Kitabı şu anda aşağıda resime ya da linke tıklayarak Amazon'dan satın alabilirsiniz.

SASIRMAK ICIN GEZMENIZ GEREKEN 55 YER

http://www.amazon.com/Sasirmak-Gezmeniz-Gereken-Turkish-Edition/dp/1499711611

Kitabımda dünyanın altı kıtasından ilginç 55+ yerle ilgili ( kitabın son ek kısmını da sayarsak 60 yerden fazla ediyor ) yazılar ve fotoğraflar var. Yazıların bazılarında mizah,  bazılarında katı gerçekler ağır basıyor, ama hepsinde gezme zevki ve merakından izler var.

272 sayfalık kitaptan  iki kısa bölümü örnek olarak aşağıya ekliyorum.

İçindekiler  ( 11 sayfa, 4Mb)

Kitaptan kısa bir bölüm ( 12 sayfa, 13 Mb)

BASINDA ŞİMDİGEZELİM VE "ŞAŞIRMAK İÇİN GEZMENİZ GEREKEN 55 YER"


Habertürk TV canlı yayınında  ( http://www.simdigezelim.com/2011/04/sasrmak-icin-gezmeniz-gereken-55-yer.html ),

Hürriyet'te Doğan Hızlan'ın seyahat eki köşesinde ( http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/17446048_p.asp) ve onlarca haber+gezi sitesinden olumlu eleştiriler aldı.

STAR GAZETE 24 Nisan 2011 tarihli Star Gazetesi

http://www.stargazete.com/pazar/gittim-gordum-sasirdim-haber-346427.htm


SABAH GAZETESI   8 Mayıs 2011 tarihli Sabah gazetesi

http://www.sabah.com.tr/Pazar/2011/05/08/bir-sarkinin-pesinde-dunyayi-gezdi


TRT RADYO 1 de GECENİN İÇİNDEN PROGRAMI'na Haziran 2011 ve Haziran 2013'te katıldım. "Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer" kitabım üzerine sohbet ettik.

Yine TRT Radyo1 de Haziran 2014'te 5.gün programında Asya'da seyahat konusunda konuştuk.  TRT'nin Haziran ayında "gezmek" konulu program yapacağı var anlaşılan.

Kitap ve blog daha sonra onlarca yerel gazete ve Milliyet, Lonelyplanet'da konu olmaya ve içerik sağlamaya devam etti.



Kitapla ilgili haberler ve yorumlar aşağıdakilerde ve daha bir çok dergi/ web sitelerinde çıktı:


Turizm yazarları derneği


http://www.tuyed.org.tr/haber-4494-sAsiRMAK-iciN-GEZMENiZ-GEREKEN-55-YER.html


Turizm haberleri


http://www.turizmhaberleri.com/haberayrinti.asp?ID=19158


Pudra


http://www.pudra.com/eglence/kitap/sasirmak-icin-gezmeniz-gereken-55-yer-5669.htm


Endüstri Gazetesi


http://www.endustrigazetesi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=529:armak-cin-gezmeniz-gereken-55-yer&catid=55:oezel-haber




Şimdigezelim Womenist tarafından en iyi seyahat bloglarından biri seçildi:


http://www.womenist.net/tr/p-5497/seyahat/en_iyi_seyahat_bloglari.html




Fotoğraf dergisi Haziran Temmuz 2011 sayısında kitaptan bahsetti.


http://www.fotografdergisi.com/


+

+
+
ve yer kıtılığında dolayı burada sayamadağım diğerleri...  İlginize teşekkürler.






En uçuk ve komik 7 Japon televizyon programı

Japonya'da TV programlarının bir kısmı epey uçuk ve komik. En uçuk ve komik yedisi aşağıda.


1) Arkadaşını besle:

Canlı bir yengeç + ağızdan ağıza  = TV programı.




2)  Samuraylar ve Kırkpınar + Donunuza Kaç Top Sığar?

Yerde yatmakta olan 30 bikinili kadının üzerinden sürünerek nasıl geçilir? Geçen yarışmanın galibi. Peki ya donunuza kaç top sığar?



3) Bilgi yarışması:

Bir tekerlemeyi yanlış yapmadan söylemeniz lazım. Söyleyemezseniz baraj kuran futbolcunun başına gelebilecekler sizin başınıza geliyor.



4)  İngilizce öğreniyoruz:  

 İngilizceyi tam bilmeyen birini videoya kaydedip İngilizceyi iyi bilen Japonların katıldığı bir programdaki yarışmacılara seyrettiriyorlar. Seyrederken gülen sopayı yiyiyor ( gerçekten). 



5) Kütüphanede ses çıkarılmaz!

 Yarışmacılar kütüphanede. Kurayla birini seçiyorlar, seçilene bir ceza veriliyor. Oyundan atılmamak için cezayı ses çıkarmadan çekmek zorundasınız. Zor.


6) Samuraylar yarışıyor:

Tabii ki burunlarına lastik takıp şekerleme yiyerek. Ne mi demek? Seyredelim. 




7) İngilizce öğreniyoruz 2:

Sizi soyanlarla nasıl İngilizce konuşursunuz? Tabii ki aerobik yaparak!



Tokyo, deprem öncesi

Tokyo: büyük, karışık, hareketli, çok doğulu, çok batılı, modern, geri kalmış... Dışarıdan anlaşılması güç ve imkan varsa mutlaka ziyaret edilmesi gerek bir şehir. Ya da şehir"di", deprem öncesi. Dileyelim ki Japonlar bunu da çabuk ve en az zararla atlatsınlar. Tokyo ile anlatacak çok şey var ama nükleer patlama olasılığı ve tusinami haberleri arasında canım fazla bir şey yazmak istemedi. Kısacık bir Tokyo turu için aşağıya buyurun. 



Asakusa bölgesi ve civarındaki tapınaklar Japonlar için önemli, her an insanla dolup taşıyor. Asakusa'daki Nakamise caddesi "Japonya hediyesi" almak isteyenler için son nokta: burada yoksa başka yerde de yok.
Hafta arası hızlı bir tempoda devam eden şehir hayatı Pazar günü birden yavaşlıyor: sokaktaki araba sayısı azalıyor, metrolar boşalıyor, parklar ve eğlence yerleri doluyor. Şimdi Harajuku semtindeki Yoyogi parkına giriyoruz.

Japonya'da çok sıkı bir manga ( çizgi roman) ve çizgi  film geleneği olduğu malum. Bir kısım Japon sadece okumayı ya da seyretmeyi yeterli bulmayıp sevdikleri karakterlerin görünümüne bürünmeye başlamışlar. "Cosplay" ( costume play ) adı verilen bu akımın takipçilerine  Yoyogi parkında rastlamak mümkün.

Japonlar'ı her an her zaman sakin zannetmeyin, bu eleman gibi olanları da var.

Ya da her zaman birlik ve dayanışma içinde zannetmeyin, aşağıdaki gibi tren istasyonlarında karton kutularda yaşayan ve utançtan toplum içine çıkamayan binlerce evsizi var. 
Madalyonun öteki yüzlü bayağı kirli, ama onu başka zaman bırakalım. Ve Japonlar'ın en yakın zamanda yaraları sarmasını dileyelim.


Yokohama, Japonya





Yokohama, Japonya'nın ikinci büyük kenti. Tokyo'dan sadece 45 dakika uzaklıkta olan Yokohama'ya Tokyo'nun çeitli tren istasyonlarından çok sık sefer var.

 Tokyo- Yokohama ikilisi bizdeki İstanbul-İzmit şehirleri arasındakı ilişkiye benziyor: Yokohama endüstri ve gelir olarak son derece iyi durumda ama Tokyo'da görülecek daha çok şey var.


Yokohama şehri Japon şehirleri arasında dış kültürlere en açık şehirlerden biri olmuş. Bu yüzden kentte yabancılardan kalma bir çok yapı bulunuyor. Kent nüfusunda da yabancı oranı halen oldukça yüksek. Şehrin turistik yerleri Minato Mirai bölgesinden Çin mahallesine uzanan bölgede. Eğer fazla vaktiniz yoksa hızlı bir şekilde dolaşmanız mümkün: Yokohama metro hatlarından Minato Mirai  hemen hemen tüm  turistik noktalardan geçiyor.

Japonya = Nikko = Japonya


































Nikko kasabası trenle Tokyo'nun 2.5 saat kuzeydoğusunda sırtını dağlara dayamış mütevazi ve  şirin bir yer.  Nikko, bazılarının tarihi 1200 sene öncesine dayanan renkli tapınakları ile biliniyor (Kasaba şu ana kadar  son depremden hiç zarar görmemiş durumda. Umarım böyle kalır).

Kasaba mütevazi ama, tarih sözkonusu olduğunda hiç mütevazi değil. Öyle ki turizm broşürlerinde Japonya = Nikko yazıyor.















Nikko'yu görmeden önce bu slogan abartılı gelebilir ama görünce iş başka.

Eski binaların ve tapınakların yapısı, ince işçiliği insanı cidden etkiliyor. Şehrin tapınaklarının olduğu kuey bölgesi bir vadinin bitişinde. Bölgede kısa bir yürüyüş hem göze heme ruha hitap ediyor, doyuruyor hem de her an yeni şeyler öğreniyorsunuz. Bina duvarlarında tanıdık figürlere bile denk gelebilirsiniz: mesela duymayan, konuşmayan ve görmeyen üç maynunun Japonya kaynaklı olduğunu Nikko'da öğreniyorum.

 Ülkenin diğer bölgelerindeki yapılar gösterişten ve çok renklilikten kaçınırken Nikko'dakiler sanki bu eksikliği dengelemek istercesine capcanlı ve çok gösterişli.


Nikko'da yapıları seveceksiniz çünkü farklı ve canlılar.


































Üstelik bölgenin güzel doğası da siz tapınakları gezerken
sizi cezbetmeye devam edecek.



































Yolunuz Tokyo'ya düşerse ne yapın ne edin Nikko'ya da düşürün.

Nikko'ya nasıl gidilir?

Tokyo'nun Shinjuku ve Asakusa istasyonlarından Nikko'ya doğrudan tren kalkıyor. 2.5 saatte gideni 1320 Yen.

Nerede Kalınır?

Nikko merkezde iki tane hostel var. Ucuzunun geceliği 3000 Yen ( 37 dolar kadar),  merkezden biraz uzaktaki (10 dakika yürüyüş) otellerde ise 5000 Yen'e oda bulmak olası.


Ne yenir?

Acıkınca mutlaka Hippari Dako restoranını deneyin, piliç ızgarası çok leziz ve hesaplı. Nikko milli parkı girişine 200 metre mesafede solda olan  Hippari Dako lokantasında sadece 3 masa, sahibi olan tonton yaşlı bir teyze, yemek hazırlanırken okumak için dört duvar + 1 tavan dolusu lokantayı öven  not ve hepsinden önemlisi


lezizzzzz yemekler var. Afiyet olsun!

Japon Alplerinde Zamanın Durduğu Şehir: Takayama

Takayama, Japon Alp dağlarında küçük bir kent. Nüfusu sadece 60,000. Kışın hava şartlarından dolayı fazla gideni geleni yok. Havalar ısınınca özellikle Japon turistlerin akınına uğruyor.


Kentin hemen kuzeyindeki Hida Folk köyünde yakındaki köylerden toplanmış 25 bina sergileniyor: evlerin yapısı farklı bir bölgeyi iyi yansıtıyorsa bütün köy evini söküp taşımışlar, bölgede evler ahşap olduğu için zor olmamış.




Evlerde dikkat çekici şeylerden biri duvarların gerçekten kağıt olması ve kağıt duvarlı tahta evi ısıtmak için soba değil yukarıda gördüğünüz açıok ateşlerin kullanılması. Yanması için bu kadar sebep varken bu evlerden az sayıda kalmış olması şaşırtıcı değil. Köyün ortasında iç içe geçmiş halkalardan oluşmuş ilginç bir pirinç tarlası var. Tarla tanrılara adandığı için bu şekilde sürülmüş, ayrıca bu tarlada gübre ya da pis su kullanmak yasak.

Şehir merkezine dönelim. Merkezde esas hareket Sanmachi Suji caddesi civarında. Bölgede eski görünümünü son 300 senedir bozmayan yüzlerce ev var. Evlerin çoğu hediyelik eşya dükkanı olarak işlese de dışarıdan oldukça hoş gözüküyorlar.


























Takayama'da üretilen iki şey bütün ülkede meşhur: sake ( 20 derece alkol oranı olan pirinç şarabı diyebiliriz) ve Hida bifteği.

Biftekleriyle öylesine gurur duyuyorlar ve tadından öylesine eminler ki sushi olarakta servis ediyorlar: yani bir parça pirincin üzerine çiğ et koyarak. Çiğ eti bitirmek için saki tabi lazım olur. 

Takayama'ya Nasıl Gidilir?

Tokyo'dan Nagoya'ya Shinkansen treni ile 2 saatte gidip burada yerel trene aktarma yapmanız lazım. Yaklaşık 2.5 saat süren ve çok güzel dağ manzaralarına dalıp gideceğiniz bir yolculuk sonrası Takayama istasyonuna varıyorsunuz. İstasyonun tam önünde turizm ofisi solunda otobüs terminali var. Takayama'da yolculuk kolay.


Ne Yenir? Ne içilir?

Takayama'ya gelip ünlü Hida bifteğini tatmamak olmaz. Bifteği lokmalık büyüklüğünde parçalara ayırıp, önünüze gaz alevinde ısınan bir ızgara eşliğinde getiriyorlar. Kendin pişir kendin ye. Sake isteyenler Sanmachi Suji caddesindeki onlarca dükkandan satın alabilir.

Takayama'da Nerede Kalınır?

İstasyona sadece 3 dakika uzaklıktaki Jhoppers hosteli   ( http://takayama.j-hoppers.com/ ) hem eski tip Japon odaları (ryokan usulü), hem normal odalar, hem yatakhanede yatak seçenekleri sunuyor. Altyapısı güzel, çalışanlar yardımcı.



Japonya'da Deprem

Herkese selamlar,

Bugün Türkiye saatiyle sabah saatlerinde Japonya'da çok şiddetli ( 8.9 büyüklüğünde) bir deprem oldu. Ben iki gün önce İstanbul'a döndüğüm için olayları neyseki uzaktan seyrediyorum.

Gittiğim yerleri genelde bir hafta gecikmeyle bloğa yazıyorum, bu geziye ait Japonya yazıları devam edecek. Bütün Japonya yazılarına ulaşmak için buraya  ( http://www.simdigezelim.com/search/label/Japonya tıklayabilirsiniz,

Kyoto: Eski Japonya burada hala yaşıyor

Kyoto ikiye ayrılmış bir şehir: eski, güzel bölüm ve yeni beton, gri bölüm. Aşağıda da iyice belli oluyor zaten.



 Eski şehir öylesine güzel ki İkinci Dünya Savaşında Amerika ve mütetfikleri Kyoto'yu bombalamaya kıyamamışlar. İyi de etmişler.
Şehrin tapınaklarını geçen sefer gidişimde anlatmıştım ( http://www.simdigezelim.com/2008/08/kyoto-ve-nara.html ). Bu sefer tapınaklarda kısa bir gezinti sonrası kendimi Kyoto kanalları boyunca gezerken buldum. Bazısı dere, çoğu ise eskiden sulama kanalı olarak açılmış olan su kanallarının etrafı hem hoş hem Japon yaşamını görmek için çok ideal mekanlar.









Eski sokaklar ve evler insanı öyle havaya sokuyor ki, kanallara bakan eski sokakların birinde bir geyşa fırlayınca önce fotoğrafını çekmedim, sanki arkası gelecekmiş gibi: eski Kyoto'dayız ya. Sonra 2011 yılında olduğumuzu hatırlayıp geyşa sokak aralarında kaybolmadan davrandım kamerama.

Tapınaklar ve kanal boyu sokaklarında rahat iki gün harcayabilirsiniz. Şehrin yeni kısmında ilginç olan ise pazar yerleri. Takamachi caddesi boyu ve özellikle Nishi yiyecek pazarı tam fotoluk. 
İster sadece bakın.
İster dükkanların önünde dağıttıkları bedava numune yiyeceklerin götürün. Ya da iyice acıktıysanız bir Japon esnaf lokantasına dalın ( hızlı değil canım, zaten küçücük mekan).
Kyoto hem gözünüzü hem de midenizi tıka basa dolduracak malzemeyle dolu, seveceksiniz.

Kyoto'ya nasıl gidilir?

Shinkansen trenle Tokyo'dan yaklaşık 3 saat sürüyor. Rahat ve hızlı. Daha yavaş trenlerle ya da otobüs-uçakla gelebilirsiniz ama ücret pek değişmez.

Kyoto'da nerede kalınır?

Japonya'yı ziyaret edenlerin listesinde Kyoto ilk üçte yer aldığı için ( ve ülke Japonya olduğu için) oteller pahalı. Hosteller ise yerine ve mevsimine göre fiyat belirliyor. Turistin az olduğu Mart başında merkezden uzaktaki bir hostelde 1000 yene kalabilirsiniz, merkezde geniş ve altyapısı iyi bir hostel arayanlar ise şuraya gidebilirler: Khaosan Kyoto http://www.khaosan-tokyo.com/en/kyoto/ indirimli tarife 2000 yen.

Kyoto'da ne yenir?

Nehir kenarındaki restoranlarda her damağa hitap eden yemekler bulmak mümkün ancak fiyatlar yüksek. Nishi pazarı yakınlarında fiyatlar bir öğün için 500-800 Yen civarına düşüyor.

Nagasaki'de üçü bir arada: Atom bombasının izleri, dünyaya açılan kapı ve güneydeki sevimli şehir


















Japonya, 3000'den fazla adaya sahip. Ancak bu adaların dördü dışındakiler yüzölçümü olarak oldukça küçükler. Büyük adalar şöyle: kuzeydeki dağlık Hokkaido, Tokyo'nun yer aldığı kalabalık Honshu, Takamatsu'nun yer aldığı Shikoku ve bugün gezeceğimiz Nagasaki'nin yer aldığı Kyushu. Kyushu geniş adaların en güneyde yer alanı.

Nagasaki, 450,000lik nüfusu ile Japon standartlarına göre küçük bir şehir. Kentte ulaşım dah çok tramvay ile yapılıyor. 1 ve 3 nolu tramvaylar hemen hemen tüm turistik yerlerden geçiyorlar.

Nagasaki'yi dolaşmaya Nagasaki Barış Parkından başlıyoruz. Başlamadan önce acıktıysanız yakındaki
FamilMart  -  7eleven  -   Lawson -  Daily Yamazaki gibi sürüsüne bereket bakkal-büfe karışımı "kolaylık dükkanından" ( çok garip bir tercüme oldu yahu, convenience store) birine girip yiyecek bir şeyler alın. Hava güzelse gelen gideni seyretmek için park çok iyi bir yer. Özellikle Barış Anıtının önü fotoğraf çektiren Japonlarla dolup boşalıyor devamlı.

 Heykel sizce ne anlatıyor?  Yanındaki plaketten kopya çekeyim: Yukarıdan gelen Atom tehlikesine dikkatinizi çekmek isterim ( sağ el) ama sakin olun ( sol el) ve düşünün ( sağ bacak meditasyon pozisyonunda) ve sonra harekete geçin ( sol ayak kalkmaya davranmış).






































1945'te patladığında yaklaşık 75000 kişiyi anında öldürüp 75000 kişiyide yaralayan Atom bombasının patladığı noktada bir anıt var.



























Anıtın 100 metre ilerisinde ise Nagasaki Atom Bombası müzesi. Müze daha çok atom bombasının dünyadaki etkilerine ayrılmış. Buradan ayrılıp şehir merkezine dönüyoruz. Merkezde Suwa ve Kofuku-ji tapınaklarınız ziyaret edebilirsiniz ama şart değil. Yıkılıp sonradan yapıldıklarından mıdır nedir ısınamadım.



























Şehir merkezindeki alışveriş caddesinden denize uzanan küçük ara sokaklarda yüzlerce lokanta, bar ve kafe var.  Özellikle geceleri hareketlenen bu bölge için Japonlar "Japonlar 100 sene önce buna benzer yerlere giderlerdi, bazı şeylerin değişmemesi hoş" diyorlar.  Nagasaki limanında Şubat güneşi
karşılıyor beni, bu mevsimde bile kısakollu dolaşmak mümkün.



























Liman yakınında Japonya tarihinde çok önemli bir rol oynayan Dejima adası var. Japonya yaklaşık 150 sene boyunca yabancılara kapalı kalmış: karaya ayak basan bir yabancı derhal öldürülüyormuş, adadan ayrılıp geri gelen Japonlar da. Sadece Nagasaki'deki Dejima adasında kalan Hollandalıların Japonya'da yaşamalarına izin verilmiş. O da güneş batınca Dejima adasına dönmeleri şartıyla.
Ada dediğime bakmayın etrafı doldurula doldurula gökdelenlerin ortasında kalmış zavallım. Binalarda kalmamış, şimdi yeniden inşa ediyorlar. 2 sene sonra hazır olacakmış.

Nagasaki'de yapabileceğiniz keyifli başka bir şeyde şehri geceleyin tepeden görmek. Bunun için ana çarşının arkasındaki mezarlığa girip 40 dakika kadar tırmanmanız gerekiyor. Manzarayı beğenmezseniz bile bu kadar büyük bir Japon mezarlığından geçmek bile başlıbaşına ilginç.


Nagasaki'ye nasıl gidilir?

Tokyo'dan Shinkansen trenle ( yerel adı Kurşun Tren olan bu araçlar saatte 300 km yapıyor) Osaka'ya oradan tren değiştirip Shinkansen ile Hakata'ya ve en sonunda bölgesel trenle toplam 9 saatte Tokyo'dan Nagasaki'ye ulaşabilirsiniz. Japon Tren Kartı almanızda sayısız yarar var, birincisi uçaktan ve tren biletlerini teker teker almaktan çok daha ucuza geliyor.

Nagasaki'de nerede kalınır?

Otellerde tek kişilik tabut gibi oda 80 dolardan başlıyor, Japonya'ya hoş geldiniz. 5 ülke gezmeye ayıracağınız bütçenizi otellere kaptırmak istemiyorsanız hostellerde kalacaksınız. Nagasaki'deki Akari hostel yer, yönetim ve altyapı olarak çok iyi 4 kişilik odada yatak 2500 Yen. Web sitesi http://www.nagasaki-hostel.com/

Nagasaki'de ne yenir?

Champon çorbası Çinlilerden kalma bir lezzet. Ya da çarşı içindeki döner mutfaklı sushi lokantasındaki tabağı 2 liralık sushilerden.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...