Şimdigezelim'deki yazılar kitap oluyor!

Simdigezelim’deki yazılarımın bir kısmı kitap haline geliyor. Şu ana kadar kitaba girmeye 70 yazı yazdım, bunlardan 55’i kitaba girecek. İnternet ortamında yayınlanan yazıların hepsi yorumunuza açık, kısa bir süre sonra hangi yazıların kitaba gireceğine beraber karar verecegiz.   Binrota  adresine giderek sizde kitaba katkıda bulunabilirsiniz.
 


Uyku Hastalığı: Afrika



Nijerya’da işyerindeki ofis boylardan biri ne zaman boş vakit bulsa uyurdu. Hem de çok garip yerlerde ve vücudunu inanılmaz pozisyonlara sokarak: mutfak lavabosunun kenarında, yemek masasında boş kalmış üç karış yerde, tezgahın altında. Sonra birisi “onda orak hücresi var, uyuması normal” dedi. Orak hücresi ne demek bu deyip, takıldım bilgi peşine.
 İnsanlığın doğduğu yer olan Afrika, doğal olarak insanlar üzerinde yaşayan parazitlerin ve mikropların da ilk doğduğu yer. Başka yerlerde yaygın olmasalar da bu kıtada çok rastlanan hastalıklar halen can almaya devam ediyor. Bu kıtada rastlanan ama dünyanın geri kalanında görülmeyen bir hastalık türü de “uyku hastalığı.”.  Uykuya yol açan iki ayrı hastalık var: birincisi çe-çe sineği, ikincisi ise genetik bir mutasyon. Çe-çe sineğinin ısırması sonucu hem hayvanlar hem insanlar uyku hastalığına kapılabiliyor.  Etkilenen canlının ilk önce uyuşup sonra devamlı uyuklayıp sonunda ölmesine yol açan hastalık yüzünden Afrika’da halen üzerinde hiçbir yerleşimin kurulamadığı topraklar var. Afrika ülkelerinden Botswana mavi renkli çe-çe tuzakları ile sineklerin kökünü kazımaya çalışırken Zanzibar radyasyonla kısırlaştırılmış sinekleri mücadelede kullanıyor. Afrika’da sıtmadan ölen sayısı her sene milyonu buluyor. Yani tehlike büyük. Afrikalıların bir kısmı sıtmaya karşı doğal bağışıklık geliştirmişler. “Orak hücre” adı verilen bu genetik mutasyonları hiçbir zaman sıtma olmuyorlar çünkü hücrenin şekli içine sıtma mikrobunu sokmayacak şekilde değişmiş oluyor. Ama bunun da bir bedeli var: yorgunluk, uyku ve ortalama 45 yıllık bir ömür. Yani tam bir sıtmayı gösterip ölüme razı etmek durumu.


----------------------------------------------------
Bu blogda yayınlanan yeni yazıların size otomatik olarak e-postalanmasını isterseniz linke tıklayarak ŞİMDİ GEZELİM'e abone olabilirsiniz.

Moğolistan, 20 bin Türk erkeği istiyor

21 Ocak 2010, Perşembe günü  güzide basınımızda  "Moğolistan, 20 bin Türk erkeği istiyor" konulu uyduruk bir haber çıktı. Bu habere göre Moğolistan'da her 6 kadına bir erkek düşmekteydi ve Moğolistan devleti Türk damatların peşine düşmüştü. Moğolistan'da kadın sayısı daha az ama 6 da bir?  Yok öyle bir şey.

Bu blogdaki Moğolistan yazıları fazla ilgi görmüyordu.... bu habere kadar. Aşağıda bu sitenin bir haftalık sayfa okunma istatistiği var.  Bakın haber sonrası Moğolistan sayesinde sayfa okunma sayısı nasıl aniden fırlamış. Türk damatlar iz peşinde :)










 Gazeteler küçük bir araştırma yapsa haberin yanlış olduğunu anlamaları 2 dakika sürerdi. Sonrada sorarlar "niye bizde gazete tirajları düşüyor?" diye.


----------------------------------------------------
Bu blogda yayınlanan yeni yazıların size otomatik olarak e-postalanmasını isterseniz linke tıklayarak ŞİMDİ GEZELİM'e abone olabilirsiniz.

Öldüren ve penis çürüten telefon mesajları: Mısır, Nijerya



Alt başlığı okuyunca gözünüz cep telefonunuza kaydı değil mi? 2005 yılında bir telekom ihalesi için Mısır’ı ziyaret ettiğimde garip bir yerel dedikodu Kahire’de binlerce kişinin telefonlarındaki mesajlarını okumadan silmelerine yol açmıştı. Nereden çıktığı belli olmayan söylentilere göre telefonuna gelen bir mesajı okuyan herkes aniden ölmekteydi. Kısa süreli paniğe yol açan bu dedikodu hızlı bir şekilde söndü. Ta ki 2009’a kadar. 2009’da gazetelerde çıkan haberlere göre sonu 111’le biten bir numaradan gelen mesajı okuyanlar anında düşüp ölüyorlardı. Hatta SMS’in kaynağı olarak isim verilmeden İsrail kastediliyordu. Söylentinin medya aracılığı ile yayılması sayesinde yüz binlerce kişi telefonuna gelen mesajlara ayakları titreyerek baktı ya da okumadan sildi. Bu arada benim telefon numaram da 111’le bitiyor, tanıdığım bir kaç Mısır’lıya çok kötü bir şaka yapma şansım hala var.

Yukarıdaki SMS’le gelen ölüm dedikoduları sadece Mısır’a özgü değil.  Nijerya’daki versiyon biraz farklı ama ana fikir aynı. Ülkenin kuzeyindeki Kano eyaletinde çok hızlı yayılan ve küçük çaplı bir isyanın çıkmasına yol açan söylentilere göre telefonuna gelen büyülü bir mesajı okuyan erkeklerin penisinin çürüyüp düştüğü haberleri yayılmıştı. Bu bölgedeki söylenti neyse ki hızla söndü.


----------------------------------------------------
Bu blogda yayınlanan yeni yazıların size otomatik olarak e-postalanmasını isterseniz linke tıklayarak ŞİMDİ GEZELİM'e abone olabilirsiniz.

Hutt River Prensliği:Avustralya


Hükümetin kararlarını beğenmezseniz, eleştirmek yerine devlete savaş açıp bağımsızlığınızı ilan etmeye ne dersiniz? Biraz abartılı bir hareket gibi mi geldi? Avustralya’da yerel hükümetin kararlarını beğenmeyen Leonard Casley adında bir çiftçi  21 Nisan 1970’te Perth şehrinin kuzeyinde Hutt River yakınlarındaki çiftliğinin Avustralya’dan bağımsızlığını ilan eder. Avustralya’nın eski ve alengirli kanunları sayesinde kimse ona dokunamaz ve çiftliği fiili olarak bağımsız olur. Leonard, 1971’de kendini “Hutt River Prensi” ilan ettiğinden beri  “prensliği”  Avustralya’ya vergi ödemiyor, kendi parasını basıyor, kendi pasaportu var ve off-shore şirketlere vergisiz kurulma imkanı sağlayabiliyor. Halen geçerli olan kanunlara göre Hutt River Prensliği yaşamaya devam edecek gibi gözüküyor. Avustralya’ya giderseniz belki dünyanın en genç prensliğini de ziyaret etmek istersiniz?
----------------------------------------------------
Bu blogda yayınlanan yeni yazıların size otomatik olarak e-postalanmasını isterseniz linke tıklayarak ŞİMDİ GEZELİM'e abone olabilirsiniz.

No Shit, Just Piss ( Kaka yapma, sadece işe) : Ekvador



Güney Amerika ülkelerinde tuvaletlerin giderleri nedense dar ve hemen hiçbirine tuvalet kağıdı atılamıyor. Tuvaletlerde klozetin yanında çöp kovası var, işinizi gördükten sonra kağıtları oraya atıyorsunuz. Buna rağmen tuvaletler çok sık tıkanıyor. Ekvador’un başkenti Quito’da kaldığım hostelde tuvaletteki tıkanma sorununu radikal bir şekilde çözme yoluna gitmişler. Tuvalet gidenleri şu uyarı karşılıyordu: No Shit, Just Piss  ( Kaka yapma, sadece işe). Kurala uymazsanız ne mi olur? Denemesi bedava ama temizlemesi uzun sürebilir.


----------------------------------------------------
Bu blogda yayınlanan yeni yazıların size otomatik olarak e-postalanmasını isterseniz linke tıklayarak ŞİMDİ GEZELİM'e abone olabilirsiniz.

Suudi Arabistan: Yasak hemşerim (2 / 2)

Bu ülkede iş hayatını etkileyen bir konuya geçelim. Suudi Kraliyet ailesinde 6000 tane prens var. Prens gibi yaşamaya çalışan birinin de ciddi masrafları oluyor haliyle. Zengin Suudi Arabistan’ın bile 6000 prense birden bakacak maddi kaynağı yok. Ama prenslerin hepsi bir şekilde çok para harcamaya devam ediyor. Nasıl mı beceriyorlar?  Suudi Arabistan’da kuracağınız firmanın büyüklüğü ne olursa olsun yarısı bir Suudi Arabistan vatandaşına ait olmak zorunda. Genelde yerel ortaklar işe gelmeden karın yarısına ortak oluyorlar. Kurduğunuz firma büyükse o zaman bağlantıları güçlü bir yerel ortak almanız gerekiyor, özellikle devletle iş yapacaksanız güçlü bir prensle ortak olmanız şart. Yoksa Suudi Arabistan’ın iş ortamında pek yol almanız mümkün değil. Prensler size verdikleri destek karşılığında danışmanlık ücreti adı altında parsayı topluyorlar. Birine danışmadan yol almanız mümkün değil, sektörler prensler arası paylaşılmış.

Suudi Arabistan’ın zenginleşmesi diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi endüstri devriminin getirdiği dönüşümle 200 sene süren bir süreç sonunda değil, petrolün çıkarılması ve işlenmesi ile 25 senede başarılmış. Çöldeki  çadırında yaşayıp basit bir yaşam sürenler birden kendilerini en lüks araçları kullanır, Londra’nın en pahalı mağazalarından alış veriş eder ve Fransa kıyılarında şato satın alırken bulmuşlar.Ülke çok hızlı zenginleşmiş ama sosyal gelişim buna henüz ayak uyduramamış. Suudi Arabistan’da bağnaz ve yasakçı bir zihniyet her alanda hakimiyeti eline almış. Hayatın her alanında karşınıza çıkan “yasak hemşerim”ler  arasında biraz turlayalım mı?  Hadi gelin şu banka şubesi ile başlayalım. Banka şubesinin iki giriş kapısı var: erkeklere ve kadınlara ayrı katlarda kendi hemcinsleri servis veriyor. Cinsiyet ayırımı hızlı yemek restoranlarında da var: kadınlarla erkeklerin kasaları farklı ve aralarında paravan var. Yemeğinizi aldıktan sonra cinsiyete göre ayrılmış salonlara geçiyorsunuz. Namaz vakti yaklaşınca bütün lokantalar mecburen kapanıyor. Çünkü siz namaz vakti yemek yerken yakalanırsanız lokanta sahibinin başı din polisi ( mutavin) ile derde giriyor. Kadınların araç kullanması yasak olduğu için arabaları Asyalı şoförler kullanıyor. B ülkede mağaza vitrinlerinde gördüğünüz mankenlerin kafası yoktur, çünkü plastikten de olsa kadınların yüz göstermesi günahtır. Suudi Arabistan AVM’lerinde soyunma odaları da yasak bu arada. Bir şey alırsanız evde denemeniz lazım. Sinemalar da uzun süre yasaklıydı, yeni açılan sinemalarda ise sadece müftülükçe onay verilen filmler gösterilebiliniyor. İnternetin sansürlü olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Ülkeye gelen her türlü yazılı veya dijital ürün denetimden geçiyor. Aynı uçakta geldiğim bir yolcunun yanındaki dergileri inceleyen polis, dergi kapağındaki kadın maratoncunun şortlu resmini açık bulduğu için bacaklarını siyah kalemle sansürleyip geri vermişti. Suudi Arabistan’da bir ara telefonlardaki Bluetooth yasaklanmıştı. Nedeni de AVM’lerde kadın ve erkeklerin birbirlerine bu şekilde telefonlarını verebilmesiydi. Fotoğraf çeken cep telefonları da aynı şekilde yasaklı listesindeydi. Eskiden bir ara Pokeman ‘da yasaklanmıştı. Yasakları say say bitmiyor, anlayacağınız yasaklamak bir Suudi klasiği. Ama yasaklanmayan şeyler de var. Geçenlerde 71 yaşındaki bir adamın başlık parasını verip evlendiği 9  yaşındaki kız çocuğuyla ilgili haberler gazetelere çıkmıştı. Mahkeme din adamlarından aldığı görüş doğrultusunda 9 yaşın evlenmek için erken olduğunu ve kız çocuğunun ancak 10 yaşında kadın sayılabileceğini hükme bağladı. Başka bir davada ise evli bir çift evlerinde sorun çıkardığı için bir “cin”’i ( içilen değil hani şu çarpan) mahkemeye vermişti.  Bildiğim kadarıyla cin mahkemeye gelmemiş.

Suudi Arabistan’ı diğer gezdiğimiz ülkeler içinde bir sınıfa sokmamız zor, burası kendine has özellikleri olan eski, oldukça farklı, din merkezli ve içine kapanık bir yaşam stilinin modern bir altyapı ve petrol zenginliği ile iç içe devam ettiği bir ülke. Ülkede petrol çıktıkça bu hayat stilinin fazla değişmesi beklenmiyor, ama değişime dirençli bu ülkede nadiren de olsa yenilikler olabiliyor. Örneğin, Suudi Arabistan şimdiye kadar iş ve hac vizesi haricinde başka tip vize vermemiş, ama hükümet yakında ülkenin bir kısmını turizme açmayı planlıyor. Kim bilir, belki de ülkeyi gezen ilk resmi turistlerden biri siz olursunuz? Neden olmasın?


----------------------------------------------------
Bu blogda yayınlanan yeni yazıların size otomatik olarak e-postalanmasını isterseniz linke tıklayarak ŞİMDİ GEZELİM'e abone olabilirsiniz.

Suudi Arabistan: Yasak hemşerim (1 / 2)

Suudi Arabistan medyada dünyanın en büyük petrol üreticisi olması, hac, prenslerin akıl almaz harcamaları ve ilginç yasakları  ile öne çıkan bir ülke. Petrolden gelen gelir sayesinde Suudiler çoğu alanda çalışmayı yabancılara bırakmış durumdalar: 28 milyon kişinin yaşadığı ülkede 7 milyon yabancı işçi var. Ben de iş için Suudi Arabistan’ı defalarca ziyaret ettim ve şehirlerinde dolaştım. Bu ülkenin günlük yaşantısını ve farklılıklarını yerinde gördüm. Bu yazıda Riyad’dan başlayarak Suudi Arabistan deyince en fazla akılda kalanlar arasında beraberce gezeceğiz.

Suudi Arabistan’ın en büyük şehri Riyad’da iş dışında yapılabilecek şeyler kısıtlı, ama hiç yok değil. Özellikle alışverişi sevenler için Riyad altmıştan fazla alışveriş merkeziyle iyi bir yer. Buralara gidebilirsiniz ancak hatırlatayım alışveriş merkezlerinde genelde “aile” uygulaması var, içeriye damsız girilmiyor: erkeklerin eşleriyle beraber gelmesi lazım, kadınların ya eşleriyle ya da aileden bir kadınla. Ne kadar batılı görünürseniz bu kuralın size uygulanmama şansı o kadar artıyor. Mekke ve Kral Fahd caddeleri Riyad’ı boydan boya geçen iki önemli ana cadde, şehirdeki bir çok alışveriş ve iş merkezine bu caddeler üzerinden kolayca erişebilirsiniz. Şehrin her yerinden gözüken Faisaliah ve Kraliyet kuleleri şehrin iş merkezi olan Olaya semtinde. Bu bölgede birçok Amerikan tipi hızlı yemek restoranı var. Çalışanlarının çoğu Filipinli olan bu işletmelerde Araplar siparişlerini yarım yamalak bir İngilizce ile vermek zorunda kalıyorlar, çünkü çalışanların Arapçası kısıtlı. Daha yerel yemekler için El-Batha semtine gitmek gerekiyor, üstelik bu semt daha ucuz. Suudi Arabistan tarihini öğrenmek isteyenler ise El-Murabba semtindeki Milli Müzeye gidebilirler. Bu müzedeki pek çok bilgi levhası Arapçanın yanı sıra İngilizce ve son derece iyi düzenlenmiş, tavsiye ederim. Kentte görülmesi gereken diğer yer ise Masmak kalesi: burayı dolaşmak için güneşin tepede olmadığı bir saati seçmek gerekiyor, yoksa sıcaktan dolayı gezmek sıkıntılı olabilir. Masmak kalesi yakınındaki Deyra meydanında Cuma namazı sonrası idam mahkumlarının cezaları boyunları halk önünde kılıçla kesilerek infaz ediliyor. Riyad güvenli bir şehir olmasına rağmen şehirde ağır zırhlı araçları devlet ve batılı şirketlerin binalarını korurken görmeniz mümkün. Poliste yollarda sık sık arama yapıyor. 11 Eylül’ü gerçekleştiren 18 intihar bombacısından 17’sinin Suudi Arabistan vatandaşı olduğunu düşünürseniz bu normal. Bir ara ülkedeki batılılara yönelik bombalı saldırılar ile gündeme gelen Suudi Arabistan, şimdilerde radikalleri büyük ölçüde susturup güvenliği sağlamış durumda. Riyad’da  istediğiniz saatte istediğiniz mahallede korkusuzca dolaşabilirsiniz. Ülkede en büyük tehlike sıcaklık, kötü sürücüler ve geceleri otoyollarda develer.

Riyad’da eğlenmek isteyen erkekler topluca ve oldukça samimi bir şekilde caddelerde turluyor ve yorulunca bir kafeye oturup sohbet ediyorlar. Yemek, nargile ve alışveriş diğer eğlencelerden. İçmek ya da eğlenmek isteyen çoğu Suudili hafta sonu Bahreyn’e ya da Dubai’ye gidiyor. Suudi Arabistan’da alkol yasak. Ama yasak olan her şey gibi fiyatını ödeyen bulabiliyor. Alkol içerken ya da üretirken yakalanırsanız kırbaçlanıyorsunuz, eğer yabancıysanız ülkeden sınır dışı ediliyorsunuz. O kadar çok yakalanan var ki günlük gazeteler yarım sayfalarını alkol üretirken yakalananlar ve kırbaçlananların haberlerine ayırıyor. Hani bizim gazetelerde üçüncü sayfa güzeli olur ya, burada da kırbaç yiyenler sayfası var. Suudi Arabistan’a yerleşen yabancı yöneticilerden ailesi ile yaşayanlar genelde hayatlarından memnunlar: yabancılar için yapılmış ve Suudilerin girmesine izin verilmeyen sitelerde yerel halktan ve geleneklerden tamamen uzak,  batı standartlarının epey üzerinde evlerinde hizmetçiler ve şoförlerle lüks bir hayat sürüyorlar. Yabancılara ayrılmış bu sitelerde batılı kurallar geçerli ama dışarı çıkarken Suudi kanunlarına uymaları şart: içeride bikiniyle erkek kadın karışık havuza giren bir kadın ancak kara çarşafına girerek Riyad caddelerine çıkabiliyor. Hıristiyan kadınların başlarını açması serbest, Müslüman kadınlar için bu kırbaçla cezalandırabilecek bir suç. 





Devam edecek.....



----------------------------------------------------
Bu blogda yayınlanan yeni yazıların size otomatik olarak e-postalanmasını isterseniz linke tıklayarak ŞİMDİ GEZELİM'e abone olabilirsiniz.

SON 3 Gun! Ozlem-Pansiyon seyahat bursu için genç gezginler arıyor!

 İlgileneceği düşündüklerinize Özlem-Pansiyon blog adresini hemen gönderiniz: seyahat bursuna başvurmak için sadece 3 gün kaldı ( 5 Ocak 2010 son gün ).
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...