Rica ederim, tukuruk corbamdan biraz almaz miydiniz? ( Niah magaralari, Malezya)

Samimiyim, tukuruk corbamdan istediginiz kadar icebilirsiniz. Kuslar o kadar ugrasip tukurukten yuvalarini yapmislar, sonra kus yuvalari binbir zahmetle onumuze corba olarak gelmis, elbette icmek istersiniz degil mi?

Evet, kulaga garip geliyor. Ama hemen karar vermeyin oyle, yerliler bunun 1001 derde deva oldugunu soyluyorlar, meraklisi cok kus tukurugunun 10 grami 20 ila 100 dolar arasi alici buluyor. Kus tukurugu deyip gecmeyin, en iyisi hikayesini biraz acmali, belki sonra icmek istersiniz.




Asya'nin unlu yemeklerinden birisi "Kus Yuvasi Corbasi" . Bu corba Turkiye'de yasamayan kirlangica benzeyen bir kus ( Aerodramus fuciphagus ya da Ingilizcesiyle Swiftlet)'un tukurukleriyle yaptigi yuvalarla yapiliyor. Binlerce kus yuvasi toplandiktan sonra temizlenmeleri gerekiyor. Ilk once uc gun kadar suda bekletiliyorlar, sonra cimbizla tek tek iclerindeki tuyler ve diger copler toplaniyor. Amac sadece kus tukurugunun kalmasi. Kus yuvasi corbasinin ana musterileri Cinliler, yuvalar en cok Hong Kong, ABD ve Cin'e ihrac ediliyor. Inanisa gore corba deriye iyi geliyor, icene canlilik veriyor, yerliler daha bir cok sey sayiyor.

Swiftletler yuvalarini taslik yuksek yerlere yapiyorlar. Bu yerlerden biri Borneo'da Niah kasabasina yakin Niah magaralari. 105 donum buyuklugundeki Niah magarasinin tavan yuksekligi yer yer 75 metreye kadar yukseliyor. Swiftletlerin yavrulama mevsiminde magara tavanina uzatilan bambu siriklar yardimiyla yuvalara henuz yumurtlanmadan ilk hasat yuvalar toplaniyor. Yukaridaki resimde tavandan sarkan ince seyler bambu siriklar, asagidaki resimdeki siyah gri seyler ise kullanilmis, toplanmamis yuvalar. Yuva toplarken en ufak bir dikkatsizlik ya da iplerin kopmasi, bambunun kirilmasi 75 metreden asagi dusmek demek. Buna karsin kus yuvasi toplayanlar cok istekli nasil olmasinlar ki: yuvanin kalitesine gore kilosu 2000 dolardan 10000 dolara kadar alici buluyor. Niah magarasindaki yuvalar en iyi kalite.


"Su yolculuk masraflarini cikarayim, 75 metreye iki dakikada tirmanirim" dediginizi duyar gibi oluyorum (belki de duymuyorumdur, gaipten sesleri kus yuvasi toplamanin heyecanina bagliyorum). O siriga cikmadan once toplama iznine sahip adamdan izin almaniz yada celik yelek giymeniz gerekecek. Kus yuvasi corbasi mafyasi dunyanin en tehlikelilerinden. Borneo'da hersene onlarca kisinin kavga edip yaralandigi kus yuvasi toplama donemi Tayland ve Endonezya'da cok daha cetin geciyor. Kus yuvasi corbasi mafyasi, alanlarini korumakta cok kararlilar cunku yuvalar cok degerli ve kazandiginiz parayi kayitdisi tutup vergi kacirmaniz mumkun. Tayland'daki mafyanin kendine ait surat tekneleri ve kucuk ordulari var, gecen sene bolgelerine yanlislikla giren uc balikci vurularak oldurulmus. Endonezya'da da durum farkli degil.


Beyaz yuvalarin kilosu 2000 dolar civari, kizila calan yuvalar ise 10000 dolara kadar cikiyor. Beyaz yuvalarda pislikler camasir suyuna konarak ( icenin sagligi dusunulmeden) kapatilabiliniyor, kizila calan yuvalarda bu mumkun degil. Corbanin sabaha karsi , gun dogmadan. icilmesi halinde yararinin en fazla olacagi soyleniyor.

Biz sabah saat ucte kalkmayi denemeden oglenleyin Kuching sehrinde kus yuvasi corbacilarindan birine giriyoruz. Menuden en en en ucuz kus yuvasi corbasini secelim. Kus yuvasinin kalitesine gore bir tas corba 37 dolar ila 110 dolar arasi: ehem 37'lik neyimize yetme. Aslinda 37 dolara Malezya'da 37 ogun doyabilirsiniz. Ama meraklisi icin kus yuvasinin yerini hicbir sey tutmuyor. Biz de deneyecegiz ya.

Huuuuuuupppp.

Samimiyim, tukuruk corbamdan istediginiz kadar icebilirsiniz, valla.


Corbadan aldigimiz gucle hemen yola cikiyoruz. Gelecek duragimiz Endonezya'da Kalimantan bolgesindeki Pontianak sehri.

Cinli, Hintli, Portekizli, Hollandali, Ingiliz ve Malay bir sehir: Melaka

Melaka icinde tek bir caddede Cinli, Hintli, Portekizli, Hollandali, Ingiliz ve Malay yemeklerine, geleneklerini ve evlerine rast gelebiliyorsunuz. Melaka sehri, bu genis kultur yelpazesini (Sumatra adasi ile Malay yarimadasinin arasindaki) Malay bogazina bakan stratejik konumuna borclu. Bu nedenle ticaret yapan milletlerin uzun sure gozbebegi olmus bir sehir. Melaka'nin hayati cidden roman, kisaca bir tarihine bakalim ki neden bu kadar cok kulturu barindiriyor anlayalim.

15. yy.da Endonezyali bir prens tarafindan kurulan Melaka sehri ilk once Cinli tuccarlarin ilgisini cekmis. Sehirde nereye yerleseceklerini Feng Shui kurallarina uygun secen Cinlilerin torunlarinin cogu bugunde ayni mahallede yasiyorlar.


Melaka sehri 16.yy.da ise Portekizlilerin ilgisini cekmis. Portekizliler dunyanin onemli ticaret yollarindan birinin uzerinde yeralan Melaka'yi ele gecirmisler, ve katolikligi yaymak icin calismaya baslamislar. Hristityanligi yaymaya calismalari cevredeki sultanliklari rahatsiz etmis ve Portekizlili yerlesimcilere sik sik saldirmislar. Melaka bu yuzden ticari onemini kaybetmis. Iste bu sirada Hollandalilar devreye girmis ve 17.yy.da Melaka'yi ele gecirmisler. Sadece ticarete onem vermeleri sebebiyle Portekizlilere gore daha rahat etmisler. 19.yy'da Melaka'yi Ingilizlerin yonetimi altindaki Endonezya topraklari ile degis tokus etmisler. Malezya bagimsizligini kazanana kadar Ingilizlerin yonetimi altinda kalmis.
Sehirde halen 15.yy'da gelen Cinlilerin ozel yemekleri yapiliyor, Portekizlilerin torunlari balik yemeklerini sunmaya devam ediyor. Ozellikle eski evlerin mimarisi turistleri cekiyor. 2008 yilinda Dunya Mirasi listesine girmesi turist sayisini epey arttirmis.

Melaka'nin zaten renkli sokaklarinin super renkli karakterleri bisiklet-taksiler. Bircok bisiklet-taksinin oldugu sehirde taksiciler daha cok musteri cekmek icin bisikletlerini suslemisler, sonra hizlarini alamayip daha cok suslemisler.
Bisikletin altina bagladiklari aku ve hoparlorleriyle sokaklari hem renk hem muzik cumbusune bogan bu bisikletler,


geceleri uc tekerli disko haline geliyor: yanip sonen isiklar, 1980'lerden gumbur gumbur muzik ve devamli gulen bisiklet suruculeri Melaka'yi daha da sevimli hale getiriyorlar.

Kuala Lumpur Kaldirimlarinda

Cameron daglarindan sonra baskent Kuala Lumpur'dayiz. Kuala Lumpur sehri kalay madenleri nedeniyle Ingilizlerin yonetimi altinda iken onem kazanmis ve Malay yarimadasinin yonetim merkezi olmus. O zamandan beridir de onemini korumus: bugun 1.5 milyonluk Kuala Lumpur Malezya'nin en buyuk kenti, baskenti ve ticaret merkezi. her buyuk sehrin oldugu gibi Kuala Lumpur'unda sorunlari var, o kadar ki hukumet duzeltmekten umudu keserek baskentteki yonetim birimlerini yeni kurdugu yakindaki Putra Jaya kentine kaydirmaya baslamis.

Kuala Lumpur'a sadece iki gunlugune gelirseniz ve tur otobusunun serinliginden inip havalandirilmis muzelerde fotograf cekip havalandirilmis alisveris merkezlerine girerseniz, sehir size modern ve sevimli gelebilir. Ben yurudum. Bir sehri anlamanin en iyi yolu kaldirimlarini arsinlamaktir deyip 33 derece sicakta %90 nemde dort gun boyunca Kuala Lumpur'u (ya da yerellerin deyisiyle KL) hatmettim. Hadi beraber gezelim.

Kuala Lumpur'da turistlerin gorecegi yerler kisaca: Merdeka (bagimsizlik) meydani, Jamek mescidi, Merkez pazari, Cin Mahallesi, Petraling caddesi, Kucuk Hindistan, KLCC ( KL'liler kisaltma seviyor KLCC= Kuala Lumpur City Center -KL sehir merkezi), Petronas kuleleri, Jalong Alor caddesi, Bukit Bintang ve Milli muze (ve belki Batu magaralari) olabilir.

Harita uzerinde gorulecek yerler birbirine cok yakin gozukse yurumesi o kadar kolay degil. Birincisi sehir aynen Malezya toplumu gibi, disaridan bakildiginda tam bir butun gozukse de yakindan bakildiginda derin catlaklar var: yurudugunuz kaldirim birden bitip kanalizasyon haline gelebilir, kaldirimin ucu yeni yapilan binanin duvarinda ya da lokantanin masalarini yaydigi yerde bitebilir. Milyar dolarlik bir alisveris merkezine yaya girisi uzun kaldirimsiz ve arabalarin vizir vizir gectigi bir yoldan olabilir. Sehire baktigimda gordugum para var, parca parca iyi binalar var ama ortak planlama yok. Istanbul'daki luks alisveris merkezi Kanyon'un gecekondu mahallesi Gultepe'yle icice olmasinin yarattigi goruntuyu dusunun ( bakimsiz binalar, kucuk sokaklar, yetersiz altyapi ve onunde devasa super luks isil isil bir paraya tapina merkezi) , KL'un nasil gorundugunu anlamak icin aklinizdaki bu goruntuyu elli ile carpin: cok luks, cok fakir, cok bakimli, cok virane. Malaysia, truly Asia?


Sehirde her saat trafik sikisabiliyor, hem o yuzden hem de turist gordugu zaman taksimetreyi acmamak icin binbir bhane bulan taksicilerle ugrasmamak icin yuruyoruz, sicaktan kaynama noktasina gelince KL rayli sistemine biniyoruz. KL'de metro, tren ve tekrayli sistemler sehrin degisik noktalarinda calisiyor. Ortak noktalari birbirlerine bagli olmamalari, yani aktarma yapmaniz mumkun degil, illa uzun bir mesafe yurumeniz lazim, tabi biletlerde birbirinde gecmiyor. Rayli sistemlerin giris cikislari da karisik. Anlayacaginiz bu ulasim sistemlerini insa ederken sanki hicbir firma digeri ile konusmamis gibi. Bu da Malezya toplumundaki catlaklarin ulasima yansimasi herhalde.

Rayli sistemi kullanarak Pazar Seni duraginda inerseniz, duragin kuzeyinde merkez carsiyi gorebilirsiniz. Turistlere yonelik bir cok hediyelik esyanin satildigi u carsida fiyatlar uygun. Carsinin sol tarafinda su kanalinin diger yaninda Masjed Jamek guzel mimarisi ile kisa bir ziyareti hakediyor. Masjed Jamek'ten iki dakika otede Merdeka (bagimsizlik) meydani genis ve bir bayrak diregi disinda bos. Meydanin hemen arkasindaki "surahi cicegi" aniti niye oradadir, bagimsizlikla ne ilgisi var, ben anlamadim. Ama alan gelen turistleri eglendirdigi bir gercek.

Geri yuruyup Pasar Seni duragina yaklasirsak dogu yonunde Cin mahallesiyle kucuk Hindistan mahallesinin basladigi caddelere girebiliriz. Geceleri Cin mahallesindeki Petaling caddesi acik hava pazari haline geliyor, yemek ve kucuk bir alisveris icin ideal.


Pasar Seni duragindan sehrin ana tren istasyonu KL Sentral'e oradan da tekrayli sisteme aktarma yapip KLCC deki Petronas kulelerine gecebiliriz. Petronas kuleleri arasindaki izleme platformuna cikip sehre tepeden bakmak bedava, ancak bileti onceden almaniz lazim. Yoksa 3-4 saat bekleyebilirsiniz, sansiniza kalmis.

Petronas kulelerinden kisa bir yuruyusle, kaldirimi olmayan milyar dolarlik diger kulelerin yanindan alisveris merkezi Bukit Bintang'a variyoruz. Bizi devasa Berjaya Times alisveris merkezi ( ve civarindaki uc Turk lokantasi) karsiliyor. Bukit Bintang'in bir paralelindeki caddede ise ucuz elektronik aletlerin satildigi Cinlilere ait bir alisveris merkezi var. Siz yukari katlarda dolasirken ben yeni fotograf makinalariyla uzun uzun oynayayim, "benim makinam var, su anda ihtiyacim yok" deyip saticinin canini sikayim.


Aksama hemen yakindaki Jalang Alor'da acik havada yola atilan masalarda lezzetli balik yemekleri sunuluyor. Cin yemekleri de var. Kesilmis ve temizlenmis meyva satanlar benim favorim, 1 Ringit'e ( 40 kurus) bu gibi ananas, mango, karpuz vb yiyelim, sicakta iyi gidiyor.

KL'de yeteri kadar turladik, siradaki duragimiz guneybati kiyisinda Cin, Portekiz, Hollanda, Ingiliz ve Malaylardan izler tasiyan Melaka kenti.

Flip-flop, yuksek topuklu ve kapali ayakkabi (Malezya)

Actik onumuze Strait Times gazetesini, bakiniyoruz: Cin yeniyil kutlamalari yeni bitmis, Hintlilerin kutsal bayrami basliyormus, Perak eyaletinde Malay partisi cogunlugunu kaybetme tehlikesinde imis, ekonomik kriz vurmus, odada yalniz yakalanan erkek ve kadin zina kuskusuyla mahkemeye sevkedilmis, din polisi icen iki Malay yakalamis, 71 yasindaki eski milletvekili 23 yasindaki yeni esiyle mutluymus, sultana karsi yazi yazdigi icin bir blogcu araniyormus ama bulunamamis, dort gunluk tatilde 67 kisi trafik kazasinda olmus, kapkaccilar cantasini alirken kadin bir turistin yaralanmasina yolacmislar. Biraz daha bakalim, himmm, bitti .

Oturdugum kafenin havalandirmali serinliginde disariya dogru bakiyorum, bu sicakta disariya adim atmaya niyetim yok. Dusmancasina yakici ogle gunesini onlemek icin yerden yarim metre yukseklige kadar indirilmis pancurlar yoldan gecenlerin sadece ayaklarini gormeme izin veriyor. Bir adim, bes adim, on adim, 20 adim, hah iste sahibi. Ayaklarin sahiplerini ancak kafenin genis kapisinin onunden gecerken gorebiliyorum, bu saatte yayalarin cogu kadin. Kimisi kucuk adimlarla yuruyor, kimi ayaklarini yere surtuyor , kimi tedirgin bir aceleyle geciyor. Flip-floplar. Yuksek topuklular. Kapali ayakkabilar. Biraz daha boyle vakit gecirince belli bir ayakkabiyi belli bir etnik kokenle eslestirebildigimi goruyorum. Hintliler flip-flop, Cinliler yuksek topuklu ve Malaylar kapali ayakkabi giyiyor.

Malezya toplumunda kokene gore farkli olan sadece ayakkabi degil, roller ve meslekler de kokene gore degisiyor. Malezya toplumunda disaridan bakan gozlere hemen gozukmeyen, iktidar yanlisi basin tarafindan ozenle uzeri ortulen derin catlaklar var. Toplum dort ana gruptan olusmus: Malaylar ( %60), Cinliler (%28), Hintliler (%8) ve geri kalani yerli irklar ( Iban, Orang Asli vb.). Malaylar 15.yy'a kadar Malay yarimadasinin tartismasiz hukumdarlariymis. Melaka bogazinin ticari potansiyeli ilk once Portekizlileri daha sonra Hollandalilari ve en sonunda Ingilizleri cekmis. Hepsi yarimadada izlerini birakmis. Ozellikle Malay yarimadasinin bati kiyisinda bu uc devletten birine ait bir iz, bir yapiya mutlaka rastliyorsunuz. Eskinin mirasi deyip bu yapilari ve izleri korumaya calisiyorlar. Baska bir miras daha varki korunursa -ki korunuyor- cok sorunlara gebe. Ingilizlerin 19.yy'da duzenledigi topllum yapisi halen varligini koruyor. Malaylarin iyi calismadigini dusunen Ingiliz idaresi kalay madenlerini isletmek icin Cin'in guneydogu bolgesinden isci getirmis. Ingilizlerin actiklari cay ve kaucuk isletmelerinde ise Hindistan'dan getirilen isciler kullanilmis. Bu iscilerin cogu geri gitmemis, yerlesmisler.

1957 yilinda Malay yarimadasi bagimsizligini kazanmis, adi Malaya imis ve topraklari Malay yarimadasi ile sinirliymis. 1963 yilinda Ingiltere, Borneo topraklarini Malaya ve Singapur ile birlestirip 15 eyaletten olusan Malezya'yi kurmus ve resmi olarak bagimsizligini vermis. Malezya nufusunda Singapur'unda dahil olmasi ile birlikte Cinli ve Malay sayisi esitlenmis. “Kendi vatanimizda azinlilkta kaldik” diyen Malaylar, 1968 yilinda Malezya'nin bir eyaleti olan Singapur'u Malezya devletinden atmislar. “Kendi vatanimizda azinlilkta kaldik” psikolojisinin devami olarak kanunlarda herseyi Malaylar lehine yontmuslar, halen de oyle. Ayrimcilik toplumdaki ayri kokenli insanlar arasinda kusku ve kin yaratmis.

Malezya'daki Malay, Cin ve Hint kokenli vatandaslar birbirinden tamamiyla farkli hayat sekilleri suruyorlar. Malaylar Islama dayali hayatlarinda ya ciftci ya da devlet memuru olmak istiyorlar. Hirslari pek yok. Cinliler, toplumun tuccarlari, para onlarda. Malaylar ozellikler Cinlillerden nefret ediyorlar, zenginliklerini azaltmak icin ugrasiyorlar. Hintliler, cay ve kaucuk isleriyle ugrasiyorlar ya da okuyup iyi bir meslek sahibi oluyorlar. Cinli bir esnafla konusurken Malezya'da degisik kokenden gelenlerin iliskileri nasil diye sordum : Malaylarlar bizim sorunumuz yok, onlarin bizle var. Hintliler icin ise eski bir Cin atasozu der ki 'karsina birden bir Hintli ve bir yilan cikarsa, ilk once Hintliyi oldur' ".

Malezya'da vergiler ve bazi kanunlar kokeninize gore degisiyor: Malaylar %15 vergi oderken, Cinliler ve Hintliler %27 oduyor. Ise alinmada Malaylar oncelikli. Cinliler isyeri actiklarinda eger Malay ortaklari yoksa sorunla karsilasiyorlar. Kanunlar Malaylardan yana.

Malayca “bumiputra” -topragin asil sahipleri- Malezya'da kanuni olarak birinci sinif vatandas.Malaylar anayasa'ya gore musluman olmak zorunda, baska dinden biri anayasaya gore vatandasliktan cikiyor ve butun avantajlarini kaybediyor. Bir Malayla evlenmek isteyenin mutlaka musluman olmasi gerekiyor ya da evlenmeden din degistirmesi. Yuksek ogrenim kurumlarinda ve devlete ise alinirken Malaylar yine avantajli. Bu yuzden Malezya toplummu cok kaygan bir zeminde. Bu uc buyuk grup uyeleri ile birebir konustugunuzda karsi gruptan nefret ettiklerini acik acik soyluyorlar. Etrafta bir baskasi varken de “ uyum icinde yasayan baris toplumu” olmalarindan dem vuruyorlar. Universiteye girebilmek icin butun Malezya vatandaslarinin Malayca bir sinavdan gecmesi gerekiyor. Yani en azindan butun universiteliler Malayca biliyor. Ama universite mezunu Cinliler Malayca bilmediikleri iddiasiyla gunluk yasamlarinda ya Cince ya Ingilizce konusuyorlar. Yani pasif bir sekilde Malaylara direniyorlar. Gecen sene Hintliler ayaklanip birkac kenti talan etmisler, haberler gazetelerde pek yanki bulmamis cunku hukumeti elestirenler “ic guvenligin saglanmasi” kanununa gore yargilanmadan, sorgulanmadan 6 seneye kadar gozaltina alinabiliniyor. Internette yazdigi bir blogda Malay hukumetine karsi cikan bir gazeteci bu ay 6 yil sonra saliverildi, ne resmi bir suclama ne bir kanit.

Cinlilerin lokantalari Malaylardan ayri, yemegin helal olmama durumundan. Hintlilerin ki ise (muslumen Hintliler disinda) Malaylardan ve Cinlilerden ayri, vejeteryan olma durumundan. Cinliler ve Malaylarin giyimleri farkli -biri oldukca kapali, biri acik- dolayisiyla giyim alisverisi yaptiklari yerler farkli. Hintliler zaten ayri giyiniyor. Ulkede bircok ozel Cinli okulu var, Malay - Cinliler burada da ayri. Yedigi, ictigi, giydigi ve okudugu farkli olan bir "millet" Malezya. Ya da millet yerine "tarihin Ingiliz destekli garip bir cilvesi" mi desek.

Ayakkabilardan baslamistik, konu nerelere uzandi. Biz yine bu onemli konuya donelim, evet ne diyorduk: ayakkabilar...

Yoldan Portreler: Tri

Tri, kisa ve oldukca zayif. Yuzune bakan 30'lu yaslarin sonuna yaklastigini sanir. Yere bastiginda ses falan cikmiyor, sanki havada yuruyor gibi, aslinda o kadar hizli hareket ediyor ki yetismekte zorluk cekiyorum. Guney Kambocya'da rehberlik yapiyor. Tri, cok daha genc durmasina ragmen 51 yasinda. Asil ugrasini sordugumda cevapliyor : “ karim dirdir etmedigi zaman ciftciyim, cok konusursa buralarda rehberim, iyice parasiz kalirsam da mayin temizleyicisi” . Tri, 1975 yilinda henuz 17 yasindayken anne, baba ve erkek kardesini Kizil Kimerler oldurmusler. Ilk once oldurulmemek icin koyunden daga kacmis, bir sene diger koylulerle birlikte daglarda Kizil Kimerlere karsi carpismis. Daha sonra kuzeydogu Kambocya'ya gecerek Vietnamlilara katilmis, onlardan aldigi silahlarla carpismaya devam etmis. Anlatiyor: “ Ailemi oldurenlerin hepsini oldurmeye yemin ettim. 1979'da Kimerler kacinca peslerine dusencelere katildim, bu sefer hukumet kuvvetlerinde carpistim. Tam 11 sene askerdim. Tam 11 sene carpistim. Bu surede yuzden fazla Kizil Kimer oldurdum. Simdi yasadigim bolgeyi Kimerlerden temizleyince ciftcilige geri dondum”. Savasta bir kez mayina basmis, “sansyliydim, mayin parcalari baldirimi parcaladi ama beni oldurmedi. Ruslarin kurdugu hastanede alti ay kaldim, ayagim iyilesti, alti ay daha tedavi gordukten sonra savasa geri dondum”. Tri, savastan sonra Birlesmis Milletler'in mayin temizleme programinda calismis, oradan kazandigi parayla evini duzmus, cocuklarini okula gondermis, artik rahat. Koyunde eski Kizil Kimerler uyelerinin olup olmadigini soruyorum, “Var, var. Hepsini ben cezalandiramam. Hukumette hicbir sey yapmiyor, belki eski kral Kizil Kimerleri destekledigi icin. Bilemiyorum, ben konusmuyorum onlarla”.

Cameron daglari (Malezya)

Cameron daglari Ipoh'tan guneye dogru 2 saat mesafede Malezya'nin en buyuk cay uretim merkezi ve ayni zamanda Kuala Lumpur'lularin cok ragbet ettigi sicaktan kacma mekani.Daglardaki yerlesim bolgeleri 1200 ila 1500 metre arasi. Sicaklik nadir olarak 25 dereceyi geciyor. Kuala Lumpur'a uc saat uzaklikta olmasi sebebiyle ozellikle haftasonlari ve tatillerde doluyor.


Elimdeki rehbere gore Cameron daglari 1885 yilinda "kesfedilmis". Sanki o zaman kadar kimse orada yasamiyormus. Daglari Kesfeden kisi William Cameron adini da vermis. Malezya'da yasayan Ingiliz koloni yonetcileri Cameron daglari ile bir tasla iki kus birden vurmuslar. Birincisi Malezya'nin bogucu havasindan kacabilecekleri bir yer , ikincisi cay yetistirilip iyi para yapilacak bir bolge.



Bolgedeki bir cok cay isletmesinin sahipleri halen Ingiliz. En buyuk yerel cay markasi Boh'un sahibi Iskoc aile artik Londra'da oturuyor. 1800'lerin sonunda Ingilizler cay bahcelerini kurarken calismaya istekli Malay bulamamislar, onlar da ( aynen Sri Lanka'da yaptiklari gibi) Hindistan'dan Tamillleri getirmisler. O zaman getirilenlerin torunlari halen cay bahcelerinde calismaya devam ediyor.

Cameron daglarindaki en buyuk sehir Tanah Rata, adinin anlami Duz Yer. Adinin tersine o kadar engebeli bir yerki otobus terminali icin bile yer bulamamislar, cok kucuk bir yere yapmislar, otobusler cok zor girebiliyor. Cay yetistirilmeyen yerler ya cilekbahcesi ya da sik orman.

Yagmur cok sik yagdigi icin en kisa yuruyus bile camura bata cika uzuyor, dize kadar camura batip ayakkabiyi camurdan sokmek zaman aliyor tabi. Hazirlikli gitmekte fayda var.

Bolgede Malaylardan once yasayan yerliler halen kendilerine ait koylerde geleneksel yasamlarina devam ediyor. Tanah Rata'daki turizm firmalarindan birinden yarim gunluk bir cevre turu aldim. Yola yakin bir yerli koyunde durup icinde biraz yuruduk. Asagidaki Orang Asli ( Malay dilinde asil insan demek) Sakeh kabilesinden. Tamamiyla bati giysilerini giyse de zamn zaman boruyla avlanmaya devam ediyor. Daha cok silahla vurmaya degmeyen kucuk kuslar ve maymunlar icin kullaniyorlarmis, Hayalimdeki eski usullerle avlanan yerli goruntusunu alt ust etti kendisi.

Yerli koylerinde yasam son derece basit, tamamiyla bambudan yapilmis bu evde -ki evin tamamini goruyorsunuz- yedi kisi yasiyor.

Bolgede surungen ve bocekler son derece cesitli. Rehber, israrla elindeki akrebin cok fazla zehirli olmadigini soylese de elimde dolasmasina izin vermek hic icimden gelmedi, nedense.
Bolgeye tatile gelen cok sayida Japon emekli var. kisa sureli kiraya vemek icin yapilmis apartmanlarin esya dahil aylik kirasi 120 ila 500 dolar ve bir aylik kisa bir sure icin bile kiralanabiliyor. Japon emeklilerin en buyuk iki sikayeti yemekler ve saglik hizmetleri imis. Oysa aksamlari kaldirimlara kurulan lokantalarla canlanan Tanah Rata'da lezzetli yemekler bulmak mumkun. Bazi apartmanlarin ucuz olma sebebi yol seviyesinin asagisinda olmalari sebebiyle Feng Shui lerinin kotu etkilenmesi imis. Kuala Lumpur borsasinin 2009 Feng Shui haritasini ( fal degil efenim bu harita, kesin dogru yani) ulkenin en buyuk is gazetesi The Edge'de gorunce tamam dedim zenginligin haritasi bile cikti. Ciddi olarak takip edenler var.
Cameron daglarinin havasini alip biraz gevsedikten sonra baskent Kuala Lumpur'a dogru inelim hadi.

Ipoh


Georgetown'in kalabaligindan kacmak icin sans eseri sectigim Ipoh, iyi bir secim. Niye mi? Yereller buraya "olu sehir" diyor, emekliler yerlesmeye geliyormus. Bozar mi? Ne demek, iyi bile.
Sehrin bazi mahalleleri saat beste terkedilmis gibiler, sanki olu sifatini haketmek icin yapmislar. Yukaridaki sokak yine de ilginc cunku yanyana uc dukkanin biri Hintli, digeri Malay, sonuncusu ise Cinli, tam Malezya mozaigi.
Aksam saatlerinde merkezdeki iki cadde kapatilip acik hava lokantasi haline getiriliyor. Sehrin 1) suyu 2) tavuk-pilavi unlu. Ipoh eskiden Malay yarimadasinin en gelismis sehri imis, sehrin zenginliginin ana nedeni kalay madenleri bitince gerilemis. Bugun bile park ve bahceleri kiskanilacak kadar iyi durumda.
Ipoh'tan Malezya'nin en cok yerli turist ceken bolgesi Cameron yaylalarina cikiyoruz.

Georgetown, Penang ( Malezya)

Cin yeni yilini Cinlilerin fazla oldugu bir yerde gecirmek istedim, nufusunda en fazla Cin kokenli oranina sahip ulkelerden biri olan Malezya zaten yolumuz uzerinde. Penang adasi, Malezya'nin kuzey batisinda hareketli, canli mekan (ya da Cin Yeni Yili disinda). Adada genis bir Cinli Malezyali toplulugu var, yani gorunuste yeni yilda Cinlilerin ne yaptigini gormek icin ideal bir yer. Cinlilerin yeni yila girerken butun aile bireyleri bir araya geliyor, iki gun boyunca yiyip iciyorlar. Disariya adim atmiyorlar. Sehrin sokaklari bir Konficyus'un kuluna rastlamak mumkun degil. Sadece yeni yil icin adaya ugradigim icin tabi buyuk hayal kirikligi. Ancak yeni yil resmi olarak bittigi an sehirde kutlamalar basliyor.

Aslan dansi yapanlar Cinlilere ait isyerlerini ziyaret edip bahsis topluyorlar. Dans edenlerin yaninda 5-6 kisi bayagi agir olan davulu tasiyor, boylece danscilar 8-10 kisilik gruplar halinde dolasiyorlar. Aslan dansi bizdeki ramazan davulcusu gibi bir sey, danscilar onceden sizi ziyaret edip Cin yeni yilinda gelecekleri saati ayarliyorlar. Sonra sokak sokak dolasip dans ediyorlar. Dans bittikten sonra catapat atilmasi adetlerden biri. Dansin amaci yapildigi yere para getirmesi. Cinlilerin paraya istekleri ve tapinmalari o kadar ki olen bir Cinli gomulurken yanina oteki dunyada harcasin diye tomar tomar dolar konuyor ( cenaze levazimatcilarindan satin alinan cenazeler icin ozel basilmis dolar gorunumlu kagitlar), ortasi delik altin (aslinda plastik) para konmasi da adetten. Her sabah dukkanlarini acan Cinliler bir tutsu yakip “para akisini” aciyorlar. Georgetown'in Cinlilerin yogun oldugu mahallelerinde tutsu yakilan "ruhevleri" olagan bir goruntu. Cinlilerin inanislari Konficyus, Taoizm ve Budizmin Cin suzgecinden gecmis hali. Bayramlarda ise yaktiklari tutsuler "aileboyu" oluyor, 1.5 metrelik, yakanin boyundan buyuk ve gun boyu yanan tutsuler. Amaclarina ulasmak icin calisiyorlar da. Malezya ve Endonezya'nin ekonomisi %70 Cinlillerin elinde. Malezya hukumeti senelerdir Malaylari resmi olarak kayiriyor: devletten is alacak herkesin Malay ortagi olmak zorunda, calisan sayisinin belli bir kismi Malay olmak zorunda. Politikanin adi pozitif ayrimcilik. Bu destege ragmen Malaylar halen ekonomik olarak geri durumdalar, hirsli degiller cunku, kalender ellerindeki ile yetinen insanlar. Ama bu onlarin Cinlilere kin beslemesini engellemiyor. Malezya'ya Cinli ve Hintlileri Ingilizler getirmis. O zamana kadar ulkede sadece Malaylar yasiyormus. Malaylarin ticarette basarili olamadiklarini goren Ingilizler ticaret icin Cinlileri, kaucuk ve cay bahceleri icin Hintlileri getirmisler. Getirilen bu isciler o kadar cokmus ki ulke bagimsiz oldugunda Malaylar azinlikta kalmis. Malezya ilk bagimsiz oldugunda Singapur Malezya'nin bir eyaleti imis. Malaylar kendi ulkelerinde azinlikta kaldiklari icin rahatsiz olmuslar ve yapilacak bir secimde cogunluk olan Cinlilerin hukumeti de ele gecirecegini gormusler ve nufusunun cogunlugu Cinli olan Singapur'u Malezya'dan “kesmisler”. Singapur'un bugun bagimsiz bir devlet olmasinin tek sebebi Malaylarin paranoyasi. Singapur bagimsiz oldugunda doviz kurlari esitmis, 1 Singapur dolari esittir bir Malezya Ringit'i. Bugun 1'e 3 . Ekonomik olarak geride kalmayi kendilerine yediremeyen Malaylar arada Singapurla sorun cikariyorlar: sularini kesmekle tehdit ediyorlar, otomobille Malezya'ya gecenlere benzin satmiyorlar vs vs. Ayni icerlemenin etkileri ahenk icinde imis gibi gorunen Malezya toplumunda var. Toplumu olusturan Malay, Cinli ve Hintli topluluklari arasinda derin catlaklar var, bu uc topluluk bir arada ama birbirinden tamamiyla kopuk olarak yasiyor. Penang'i anlatacaktim, laf nereye geldi, neyse ben yine Penang'a doneyim, adanin en buyuk sehri Georgetown sokaklarinda soyle bir gezinelim.



Eski dukkan-evler ve koloni mimarisinin ornekleri sehrin eski kismini kapsiyor.
Eski kisimda dolasmak zevkli, her an karsiniza farkli ve guzel bir manzara cikabiliyor. Gerci farkli bir manzara icin yerimden kalkmam gerekmiyordu: Cin yeni yilinda butun akrabalar bir araya geldigi icin misafirevleri ve oteller dolu oluyor. Georgetown'a gelmeden internetten bir misafirevinde yer ayarladim, son kalan odayi ayirttim. Yer ayirttigim misafirevinin en son dolmasinin sebebini sokaga varinca anladim: sokagin adi Love Lane ( Ask sokagi) ve yeni yil tatilinde bile geceleri ask satan otellerle dolu. Bisiklet taksilerin suruculeri hepsi erkek olan yolcularini bir otele getirdikten sonra kapida 1 saat bekleyip ayni yolcularla devam edince dank etti. Benim misafirevinin 72 yasindaki sahibi Jimmy'e gore hukumet bu tur otellerle ugrasmayi birakmis, "gorunurde bastiriyorlar ama aslinda cok bastirsalar herkes Tayland'a gidiyor, onun icin sadece lafta seks satanlarla savasiyorlar " diyor. Evler asla iki kattan fazla degil. Sehrin yeni kismi ise Malezya'nin zenginligini gozler onune seriyor. Yuksek binalar, alisveris merkezleri. Penang adasinda Intel, AMD, Fairchild gibi yuksek teknoloji firmalarinin fabrikalari var.

Georgetown, mutfagiyla unlu. Hint, Cin ve Malay mutfaginin en iyilerini sokakta tadabileceginiz bu sehirde geceyi iskembe corbasiyla actim daha sonra Malay usulu deniz urunleri izgara ve hint tatlilari ile kapattim. Uc tezgah dolasip 4 dolara ufak bir Asya lezzet turuda yapmis oldum. Taksi surucusu Cafer'e gore alti saat uzakliktaki Kuala Lumpur'dan gelip paket yemek alip geri gidenler var, yemekleri o kadar unlu.

Iki gun hayalet kasaba olan Georgetown ucuncu gun oylesine kendine geldi ki sokaklarda yurumek zorlasti.

Kalabalik gecen birkac gun sonunda kendimi kucuk bir sehre atmam zorunlu olmustu, internete girdim, Penang'in guneyinde misafirevinde bos oda olan bir sehir aradim, varmis. Piyangodan Ipoh sehri cikti, hadi yola.

Yolda 12. Ay Bitti

Bugun 2 Subat. Tam 12 ay once bugun yola cikmistim. Yolda 12. Ay Bitti :)

12 aylik yolculuk boyunca bu blogda beraber volkanda izgara yapmayi ogrendik, kopekbaliklariyla yuzduk, foklarla kumsalda guneslendik, adini bilmedigimiz – icinde ne oldugunu bilmekte istemedigimiz- onlarca yemek goturduk, buzullara ciktik, yagmur ormanlarinin kalbine tekneyle daldik, yuzyillardir ayni sekilde yasayan kabilelerin koylerine girdik, en yeni teknolojiyi ureten ulkelerin caddelerinde yuruduk, bir kilometrelik selalelere uctuk, yuruduk, colun ortasinda donduk, dag tepelerinde yukseklikten nefessiz kaldik, ev yapimi tren bindik, sincap, orumcek, karafatma yedik, bol turist kazigi yedik, en ucuz yerleri gorduk, en pahalilari gorup uzaklastik.


Bu 12 ayda:


-37 ulkede gezdim.


-Daha once gezdigim 72 ulkeyle birlikte ( bazilarina ikinci-ucuncu kez ugradim) toplamda 103 ulke gezmis oldum.


-Bloga 200'den fazla yazi yazdim..


- Blogdaki yazilardan uc tanesi kitaba girdi: 'Dunya Kadar Bilgi'. Kitap Ocak ayinda piyasaya cikti, online kitapcinin linki burada, henuz kitabi goremedim.


http://www.ideefixe.com/Kitap/tanim.asp?sid=APX47F1FZK6KOJ3AVDNJ


- Gunde ortalama 20 fotograf cektim, toplamda yedibinden fazla.

-Blogda gunde okunan sayfa sayisi 30'lardan 300'lere cikti.


Beraber gezdik, ogrendik, keyif aldik. Keyif ve ogrenme dolu tam 12 ay gecti. Pasaportumda sadece uc bos sayfa kaldi, onlari da bitirmeden gelirsem olur mu? Yazik uc sayfayi ziyan etmeyelim simdi.Yolcu yolunda gerek.

Simdi, gezelim.


Basar

==============================================


Uzzzuuun sureden beri gormedigim uzaklardaki bir arkadasim ( blogu http://troywind.blogspot.com/) geziyle ilgili “en cok' lari sordu. Zamanlamasi daha iyi olamazdi, hem ona cevap vereyim hem de bir senenin kisa ozetini yapayim.


En cok begendigin ulke

Her ulkenin ilginc yonleri var, tek birini secmek mumkun degil.


En cok begendigin sehir


Birinci soruyla ayni sekilde.


En ucuz yer


Tayland, Laos, Filipinler.


En pahali yer


Karayipler, Venezuella, Japonya, Avustralya.


En etkileyici yer neresiydi


Bolivya, Peru, Patagonya, Galapagos, Kambocya, Hong Kong, Yeni Zelanda, Borneo ilk anda aklima gelenler.


En cok hangi ulkenin insanlari sicak ve arkadascaydi


Kore'de Busan sehri, Vietnam ( ama buyuk cogunluk sizi kaziklamak pesinde), biraz konusunca Guney Amerikalilar. Laos'lular her zzman sakin ve arkadasca ancak iletisim sorunu var: Ingilizc bilenler cok az.


En cok nerenin halki sana mesafeli ve dusmanca geldi


Mesafeli olanlar Japonlar, yabancilardan korkuyorlar cunku. Dusmanca olanlar Venezuellalilar, "her yabanci Amerikalidir, her Amerikali dusmandir" felsefesi var.


En cok hangi yemegi begendin


Peru'da Ceviche bir cesit pismemis cig balik yemegi. Soslarlar beraber cok lezzetli.


Arjantin'de dulce de leche, cok sekerli, yogun bir tatli.


Laos kahvesi, bol sekerli bol sutlu -Cafe lao- ( zaten baska turlu getirmiyorlar), Vietnam kahvesi sade.


Japonya'da taze pirinc arasi taze balik.


Asya'da genel olarak eriste corbalari.


En cok nerede ulasim yonunden rahat ettin


Japonya: metro veya tren en fazla bes dakika uzaklikta, Yeni Zelanda: onceden ayarladigim sirt-cantali otobus firmasi istedigim yere birakip istedigim zaman ayni yerden geri aliyordu.


Ikliminin en sevdigin yer neresi oldu


Sicaktan kacarken serin yerler, soguktan kacarken sicak yerler.


En teknolojik gelen ulke/sehir neresiydi


Japonya ve Amerika.


En cok korktugun yer


Venezuella tekin bir yer degil ama guzel bir ulke. Managua sehri, Nikaragua, hem tekin degil hem cirkin.


En rahat ettigin yer


Yolda rahatim yerinde.


En daginik sehir trafik, yerlesim acisindan


Managua, Nikaragua. Kucuk bir yer ama sehir 30 sene once bir depremde yerle bir olmus, yikilan kismi birakip baska yerlere yeni binalar yapmislar. Cok daginik bir sehir.


En cok usudugun yer


Bolivya, 4300 metrede yattigim gece, cok soguktu, yattigim yatagin tas uzerinde olmasindan mi. Disarida hava sifirn altinda iken, isitma olmamasindan mi, yoksa 4300 metrede nefessiz kalmamdan mi bilemem.


En cok sicaktan/nemden patladigin yer


Asya. En asiri ornegi Hong Kong'du, oyleki sokakta yururken kendimi vitrinde sicaktan kirmizi ve ter icinde siriksiklam gorunce gulecegim geldi. Hong Konglular ise korkmustur, kesin bunda kus gribi falan var diye.


Sana en absurd gelen olay


Japonya gibi ileri teknoloji ureten bir toplumun burokrasi yuzunden kotu kosullarda yasamasi.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...